İmamoğlu İstanbul için beka sorunudur

Abone Ol

Kabul edelim. İstanbullular olarak, yaklaşık bir yıldır profesyonel bir ekip tarafından hazırlanıp sahneye konulan tiyatroyu, oturmuş hep birlikte seyrediyoruz.

Oynadıkları tiyatro sayesinde, siyasi kariyerinde bir ilçe belediyesini borç batağına saplamaktan başka icraatı olmayan sahte bir “kahramanı” İstanbul’a başkan yaptılar.

Göreve geldiği günden bu yana sayabildiğim kadarıyla 5 yurtdışı,18 yurtiçi olmak üzere tam 23 kez İstanbul dışına seyahate çıktı. “Çok işimiz var”, “Çalışmamız lazım”, “Zaman kaybediyoruz” diye bağıra çağıra göreve gelen İBB’nin başındaki zat, 6 ayda İstanbul’a tek bir çivi çakmadı.

Bu yazımızda İstanbul’un başına gelen felaketin boyutlarına dair iki konuyu değerlendirmek istiyorum.

SU ZAMMI MESELESİ

Hepinizin bildiği gibi İBB’nin başındaki zat, seçimden önce İstanbullu’ya tutamayacağı birçok söz verdi. İstanbul’da hayatı ucuzlatacağım dedi. Seçim döneminde hiçbir teknik dayanağı olmayan ve mali hesabı yapılmamış birçok vaatte bulundu. Bunlardan biri de su indirimiydi. Bu vaadini de AK Parti zaten ara dönemde gerçekleştirdi.

Ancak ne hikmetse; aradan henüz 5 ay geçmesine rağmen, suya %80’e varan oranlarda zam talebiyle İstanbul halkının karşısına çıktı.

Şimdi Ben bir İstanbullu olarak soruyorum: Siz bizimle dalga mı geçiyorsunuz? Siz İstanbullu’yla dalga mı geçiyorsunuz? Madem 5 ay sonra zam yapacaktınız neden indirim yaparak İstanbullular’ın gözünü boyadınız? Yoksa seçim döneminde “İndirim yapacağız” diyerek İstanbullular’ı aldattınız mı?

6 ay önce indirim yapılan suya bugün zam yapma isteğinin hiçbir mantıklı izahı yok. Bu zammı savunurken enerji giderlerini bahane ettiler. Bu da külliyen yalan. Çünkü 2020 yılında enerji giderleri toplamda 200 milyon civarında artacakken, talep ettikleri zamdan alacakları para tam 2 milyar Türk Lirası. Zaten İleri Biyolojik Arıtma Tesisi başta olmak üzere İSKİ’nin bütün yatırımlarını durdurdular. Bu zam talebi olsa olsa yaptıkları saçma sapan Temel Atmama Törenleri’nin finansmanı içindir.

KANAL İSTANBUL VE TAYFUN KAHRAMAN

Hatırlar mısınız?

Gezi olaylarında Taksim Meydanı’nda PKK paçavralarının bulunduğu alanda bir basın açıklaması yapılmıştı. Ağaç bahanesiyle her yeri yakıp yıkan vandallar İstanbul’un en hayati projelerine hayır demişlerdi. O basın açıklamasında devlete meydan okuyarak “3. Boğaz Köprüsü, 3. Havalimanı ve Kanal İstanbul durdurulmalıdır” diyen kişi Tayfun KAHRAMAN’dı. Bu kişi şu anda İBB’ de Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı görevine getirildi. Bu kadrolarla yola çıkan birinden İstanbul’un hayrına hangi hizmet beklenir? Yapmak değil, yıkmak için geldikleri belli değil mi?

KANAL İSTANBUL’A KARŞI AVRUPA’NIN YANINDA OLMAK

Gelin birlikte sesli düşünelim.

CHP Genel Başkanı dış borç konusunda ne demişti? “Borç alan emir alır!” İBB’nin başındaki zat, son 5 ayda 5 defa Avrupa’ya gitti. Ne için gitti? Para almaya. Peki, Türkiye’ye döndükten sonra ne oldu? İngiltere İstanbul Başkonsolosluğu kendi konsolosluk binasında İmamoğlu’na özel bir toplantı organize etti. Ne toplantısı? 10 Avrupa ülkesinin ticaret odası başkanlarıyla İmamoğlu’nu buluşturdu. Tüm Avrupa, İmamoğlu için teyakkuza geçti. Aynı günlerde Fatih Altaylı ile Teke Tek programına konuk olan İmamoğlu, Avrupalı dostları tarafından “kulağına fısıldanan” bombayı patlattı: “Kanal İstanbul’u yaptırmam!”

Şimdi yazımızı birlikte bitirelim. Gezi olaylarında kışkırtıcı rol oynayan ve Kanal İstanbul başta olmak üzere yerli ve milli ne kadar proje varsa hepsine “hayır” diyen Avrupalılar’ın yeni müttefiki İmamoğlu mudur? İstanbul’u aşan ve milli bir proje olarak ortaya konulan Kanal İstanbul Projesi’ne karşı durmak, bu kirli emellere hizmet etmekten başka nedir? Avrupalı ülkelerin İmamoğlu’nun başarısı için elbirliği ile hareket etmesi ve Kılıçdaroğlu’nun “Borç alan emir alır” sözü, size de benim aklıma gelenleri getirmiyor mu?..