Güncel

İsrail’i kim besliyor?

Abone Ol

Diriliş Postası Muhabiri Sümeyye Aksu

Ortadoğu’daki bütün kaos planlarının arkasındaki isim olan İran’ın Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin, ABD tarafından Irak’ın başkenti Bağdat’ta öldürülmesinin yankıları sürüyor. Süleymani sonrasında ABD-İran ilişkilerinin eskisi gibi olmayacağı görüşü tartışmaların odağını oluştururken, “Bu zaten beklenen bir gelişmeydi. ABD, gizli müttefiki tarafından elini güçlendirdi” görüşünü benimseyenlerin sayısı da az değil…

Ortadoğu’daki dengeler her geçen gün yeni bir boyut kazanıyor. İran’ın Kudüs Gücü Komutanı Süleymani’nin ABD tarafından öldürülmesinden sonra bölgede büyük bir savaşın başlayacağı iddiasında bulunanlar yanıldı. Olayın ‘danışıklı dövüş’ olduğu ihtimalini güçlendirecek gelişmeler yaşanmaya başlandı.

İran, Irak ve Ortadoğu’nun Kasım Süleymani sonrası geleceği ile bölgedeki gelişmelerin ele alındığı “Ortadoğu’da Bitmeyen Oyun” başlıklı panel Avrasya Bir Vakfı’nda gerçekleştirildi. Türk Diplomatik Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ömer Özkaya’nın yönettiği panelde, Ortadoğu üzerine stratejik çalışmalar yapan ve bu konuda çok sayıda esere imza atan gazeteci Murat Akan ve Türk-Arap Medya

Derneği Başkanı gazeteci Turan Kışlakçı konuştu.

İRAN’DAN GÖSTERMELİK SALDIRI

Panelin açılışında bölgedeki son gelişmeleri tarihi perspektifle ele alan Ömer Özkaya, bölgemizde ABD ile İran’ın çok ciddi bir oyun sergilediğini söyledi. Fotoğraf karesine çok dikkatli bakmak gerektiğini belirten Özkaya, “Süleymani öldürüldükten sonra İran göstermelik bir saldırı gerçekleştirdi. Oysa foyası iki gün sonra ortaya çıktı. Trump, her şeyin yolunda olduğunu açıkladı. Yani süreç planlandığı gibi gidiyor anlamı taşıyor bu açıklama. Dikkat edelim. Görünürde İsrail-İran sürekli çatışıyor görüntüsü veriliyor ama bu iki devlet asla çatışmıyor. Birbirlerini besliyorlar. Türkiye ve Rusya’ya bir oyun oynuyorlar. Sünni İslam’a karşı Şii İslam’ı ayağa kaldırıyorlar” dedi.

Panelde ilk konuşmayı yapan gazeteci Turan Kışlakçı ise çok geniş bir tarih dilimine yaydığı sunumunda, Körfezülkeleriyle ilgili önemli açıklamalar yaptı. Umman emirinin geçen hafta ölmesiyle bölgede derin bir krizin işaret fişeğinin atıldığını belirtti. Kuveyt emirinin de ağır hasta olduğunun altını çizen Kışlakçı özetle şunları söyledi: “Ortadoğu aslında tam anlamıyla tanımını bulmuş bir coğrafya değil. Fransa’ya, İngiltere’ye ve ABD’ye göre bir Ortadoğu tanımı var. Fransa ve İngiltere’den farklı olarak ABD, Ortadoğu haritasına Pakistan ve Türkiye’yi de dahil ediyor. İran’dan sonra hedefte Türkiye var. Bölgemizde 10 yıldır çok ciddi bir oyun içindeler. ABD ve İngiltere bu oyunu birlikte kuruyor. Aslında İran ve Rusya’yı hedef göstererek Türkiye’nin etrafını sarıyorlar. İşgaller, kavgalar aslında yüz yıllık bir hikâye… İran’da Musaddık’ın öldürülmesinin hemen ardından Türkiye’de 60 darbesi yapıldı. 1979’da İran devrimi ve hemen bir yıl sonra Türkiye’de 12 Eylül darbesi…  Ve başka kronolojik olaylar. Bunların hiçbiri tesadüf değil.”

EYLEM VE FİKİRBİRLİĞİ ŞART

Batı’nın nihai hedefininTürkiye olduğunu belirten Turan Kışlakçı, Arap ve İslam dünyasını kucaklayacak yeni politikalar üretmenin zamanının geçmek üzere olduğunu söyledi. Bu konuda “eylem ve fikir birliğinin şart olduğunu” ifade ederek şöyle konuştu: “Vahhabi politikalarının başında İngilizler geliyor. Şii politikalarını da onlar üretiyor. O yüzden bizim yeni kavramlarla bu meselelere yaklaşmamız gerekiyor. Yüzlerce kitap ve broşür yayınladılar. Biz hiçbir şey yapamadık. Ortadoğu yeniden dizayn ediliyor. Türkiye bunu fark etti ve oyunu bozuyor. Fakat propaganda yapamıyoruz.

Bölgeye bakarken bütün denklemleri bilmek gerekiyor. Lübnan’da Şii Hristiyanlar, Sünni Hıristiyanlar var. Düşünebiliyor musunuz? Bunları İran finanse ediyor. Böyle onlarca kavram bulabilirsiniz. Burada iki önemli şey söylemek istiyorum: Hamaney’den sonra İran’ın en güçlü ismi Kasım Süleymani idi. Yani teolojik lider Süleymani olacaktı, o kadar güçlü idi. ABD eliyle İran bu dertten kurtuldu. Hamaney’in eli rahatladı. Bir diğeri İsrail’le ilgili. Bölgedeki bütün politikalar bu ülkeye göre belirleniyor. Şunu söyleyerek bitirsem mesele tam anlamıyla anlaşılmış olur.

İsrail’de şeriat fonlarıyla, faizsiz sistemle çalışan bankalar kuruldu. Daha ne diyeyim…”

Panelin son konuşmacısı gazeteci Murat Akan ise meseleye Armagedon, Mesih ve Mehdi iddiaları üzerinden yaklaştı. Ortadoğu’yu anlamak için güncel politik tartışmaların dışına çıkılması gerektiğini belirten Akan, “Düşünün, dünyanın jandarması olarak bilinen ABD Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne üye değil. İsrailde…

ABD, ordusu için 800 milyar dolar harcıyor. Neden? Doları korumak için. 7 kıtada askerleri var. Hesaplarınızdan 1 doları bir yere gönderseniz ondan vergi alıyorlar. IMF kime hizmet ediyor?” diye sordu

PERDE GERİSİNDE EVANJELİSTLER VAR

ABD’nin 2010’lu yıllara kadar küresel ajandasını koruduğunu, bu yıldan itibaren Çin ve Rusya faktörünün dengesini bozduğunu söyleyen Murat Akan şunları anlattı: “Neoconların şahin isimleri 2000’li yıllarda yeni bir rapor hazırladı. Buna göre küresel hegemonyanın devamı için PearlHarbour’dan daha çok ses getirecek bir şey yapmak istediler. Hatta elimizdeki rapordan aktarıyorum. Bu rapordan bir yıl sonra 11 Eylül olayı patladı. Bir yıl sonra bunu bahane ederek Afganistan ve Irak’ı işgal ettiler. Kuzey Kore, İran, Suriye, Irak raporda adı geçen ülkeler.

Bu ülkeler düşman kategorisinde işaretlendi. Bugün ne hale getirildiler, ortada. Ölçülüp biçilmiş projelerdir. Bütün adımlarını buna göre atıyorlar. 15 Temmuz FETÖ’cü darbe girişimi de bu sürecin bir parçasıdır. Evanjelistler bu politikanın gerçek sahipleridir. Ortadoğu politikasının yüzde 90’ı bu rapora göre şekillenmektedir. Şuna dikkat çekmek isterim. İsrail bölgede devlet istemiyor. Aile devletleri, şehir devletleri istiyor. Türkiye ve İran dışında başka devlet kalmadı.

Bütün olayların temelinde de bu yatıyor.” Panelin sonunda Avrasya Bir Vakfı Başkanı Şaban Gülbahar konuşmacılara plaket takdim etti.