İsrail’in planı aşiret duvarına tosladı

Abone Ol

Suriye’nin güneyinde yaşayan Dürzi azınlığı koruma bahanesiyle Şam’a, Süveyda’ya ve Dera’ya bir dizi hava saldırısı düzenleyen İsrail’in Hikmet el-Hecri’ye bağlı milisler aracılığıyla bölgeyi kendisine bağlı hale getirme planı aşiretler tarafından bozuldu.

İsrail ordusunda görevli Dürzi subaylar tarafından eğitilip yönlendirilen Dürzi milislerin Süveyda’daki Arap aşiretleri hedef alan saldırıları ve katliamları üzerine Suriye’nin diğer bölgelerindeki aşiretler seferberlik ilan etti.

Süveyda’ya akın eden aşiret güçleri kısa sürede bölgenin büyük çoğunluğunu kontrolü altına aldı.

Suriye’nin dört bir yanından Süveyda’da Dürzi milislerin zulmüne maruz kalan ve birçoğu bölgeden kaçmak zorunda kalan ailelere çok miktarda yardım gönderildi ve hâlâ da gönderiliyor.

Aşiret dayanışması çerçevesinde isyancılarla karşı savaşanlara yemekler yapıldı.

Milislerinin aşiret savaşçıları karşısında aldığı ağır yenilgiyle paniğe kapılan el-Hecri, Şam’dan bölgeye asker göndermesini ve çatışmaları durdurmasını istedi.

Şam’ın Süveyda’ya asker göndermesi üzerine aşiret güçleri bölgeden çekildi.

Süveyda’da kontrol artık el-Hecri’nin bölgede görmek istemediği Suriye ordusu ve güvenlik güçlerinde.

Devletin asker göndermesi üzerine geri çekilen aşiretler, Dürzi milislerin daha önce yaptıkları gibi anlaşmayı bozup askerleri, güvenlik görevlilerini ve Dürzi olmayan sivilleri hedef almaları halinde Süveyda’ya yeniden gireceklerini ilan ettiler.

İsrail piyonu Dürzi milislere karşı aşiret güçleri kartını oynayan ve Türkiye ile 10 Arap ülkesini bir araya getirerek Suriye’ye destek cephesi oluşturan devlet aklına şapka çıkarmalı.

Netanyahu’nun tuzağına düşmeyen ve bir kez daha rüştünü ispat eden Ahmed eş-Şara başkanlığındaki yönetim de takdiri hak ediyor.

İsrail, Gazze Şeridi’nde soykırım yaparken 7 Ekim 2023’teki Aksa Tufanı Operasyonu’nu, askerlerinin ve vatandaşlarının Filistin direnişi tarafından esir alınması olayını dramatize ederek ve içine birçok yalan katarak kullandı.

Bir yandan katliam yaparken diğer yandan saldırıya uğradığını ve kendini savunduğunu öne sürdü.

Suriye’de ise böyle bir bahanesi yok.

İsrail’in Suriye’de yaptığı kendisini hedef alan herhangi bir eylem yokken Birleşmiş Miletler (BM) üyesi egemen bir devlete saldırmak.

Nitekim Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), İsrail’in Suriye’ye yönelik saldırılarını kınadı.

İsrail, sınırları aşan geniş bir coğrafyaya yayılmış aşiret üyesi milyonlarca insanı da teröristlikle itham edemez.

Nitekim Ürdün’deki aşiretler İsrail’in Dürzileri savunma bahanesiyle Suriye’ye girmesi halinde bölgedeki Arapları korumak için asker göndereceklerini ilan ettiler.

Süveyda’da yaşananlar Suudi Arabistan’daki aşiretleri de harekete geçirdi.

Şam yönetimi isyancı Dürzi milislere karşı çok önemli bir zafer kazandı.

Bu zafer aynı zamanda İsrail’e ve Suriye’yi bölerek hayata geçirmeye çalıştığı “Davud Koridoru” planına karşı Türkiye’nin de kazandığı bir zafer.

Ayrılıkçı Dürzi milislerin Süveyda’daki yenilgisi YPG/SDG için de ders niteliğinde.

Uluslararası ve bölgesel denklemlerin değiştiğini görmezden gelip İsrail’in ve İran’ın desteğiyle Şam’a karşı savaşmaya kalkışırsa YPG/SDG’nin sonu Dürzi milislerinkinden daha kötü olacak.