İstikamet, iradesi eğri olmayanlar içindir

Abone Ol

Limen şâe minkum en yestekîm.

Doğru yolda olmak isteyenler için.

(Tekvîr, 81/28)

Ayeti yanlış okuyan çok.

Zannediyorlar ki, Kur’an bir teklif sunuyor:

“İstersen gel, istemezsen gelme…”

Hayır.

Mesele öyle basit değil.

Ayet şunu söylüyor aslında:

İradesini Allah’a karşı kullanmayanlar için istikamet mümkündür.

Çünkü istikamet, kuru bir tercih değil;

doğru çalışan bir aklın,

haddi aşmayan bir nefsin,

dengede duran bir kalbin meyvesidir.

Aklı sapan, yolu sapar.

Kalbi bozulan, istikameti bozar.

Nefsi azan, hakikatten uzaklaşır.

Bir insan şehevî kuvvesini taşırsa,

gadabî kuvvesini kudurtursa,

aklını menfaate kiralarsa,

bu ayetin hitabı ona değildir zaten.

Çünkü o artık istemiyor değil;

istese bile göremiyor.

Ayet “isteyene yol açık” demiyor,

“vasatta durana, fıtratını bozmayana, peygamberi dinleyene yol açık” diyor.

Bugün insanlar Kur’an’dan istifade edemiyorsa,

bu Kur’an’ın kapalılığından değil,

iradenin inatlaşmasındandır.

İrade Allah’a karşı kullanılırsa,

akıl vahye karşı gelirse,

ne peygamberin sözü ulaşır,

ne kitabın öğüdü işler.

“Dinde zorlama yoktur” derken,

din zayıf olduğu için değil;

akıla ve fıtrata uygun olduğu için zorlama gerektirmez.

Ama bu:

“İslam’ın toplumsal düzeninde hiçbir yaptırım yoktur”

demek değildir.

Ayetin maksadı başka:

İstikamet, fıtratın sesini kısmayanlar içindir.

Bugün insanlık istikamet arıyor,

ama iradesini arzulara ipotek etmiş.

Sonra soruyor:

“Niye yol bulamıyorum?”

Cevap ayette:

İstikamet, isteyenler içindir.

Ama gerçek isteyenler,

iradesini Allah’a karşı değil, Allah’a arz edenlerdir.

Selam ve duayla...

Fî emânillah.