Katil devlet!

Abone Ol

O yere göğe sığdırılamayan efsane ABD Başkanı Kennedy’nin başlattığı, veliahdı Johnson’un devam ettirdiği ve sözde siyasi bilge Kissinger’in üzerinde tepindiği Vietnam Savaşı’nda 4 milyon insan katletti barış ve özgürlükler ülkesi Amerika Birleşik Devletleri.

Sivilleri daha rahat katledebilmek için Napalm, Napalmın öldüremediklerini açlıktan öldürebilmek için “Agent Orange”ı kullandı yenilikler ve icatlar ülkesi Amerika Birleşik Devletleri.

Vietnam’da işlenen savaş suçlarını uluslararası mahkemeler tescillemedi, bizzat ABD Ordusu’nun içinde görev almış 100’e yakın asker “Toledo Blade” isimli gazeteye vermiş oldukları röportajlarda “Evet annelerinin gözlerinin önünde bebeklerin başlarını ezdik, kocalarının kulak ve burunlarını kestik, içine kadın ve çocukların sığındığı mağaralara kahkahalar eşliğinde el bombaları attık…” diyerek bütün dünyayı cinayetlerine fütursuzca şahit tuttular.

Mesela bugün Missouri’de yaşayan onbaşı William Doyle, “Evet sayısız sivil öldürdüm Vietnam’da, özür dilemek zorunda da değilim, yapılması gerekeni yaptık.” diyebiliyor.

Bu katil ordunun her bir savaş suçu gününe ve saatine kadar belgeli, her bir katliamın kendine ait bir ismi olacak kadar (Örn. Son My katliamı) iyi belgeli bu savaş suçları.

Bize ırak olan Vietnam’dan bizim kapı komşumuz Irak’a geçelim, bu savaş da savaş suçu kavramına yeni bir boyut katıyor sınırsız imkânların ülkesi Amerika Birleşik Devletleri, bu savaşın kendisi (eğer uluslararası hukuk diye bir şey var olsaydı) bir suçtu. ABD’nin Irak’ta icra ettiği suçların 391.832 sayfa belgesi saçıldı WikiLeaks’ten kör dünyanın gözlerine.

Bir düğün dönüşü kontrol noktasında annesinin kollarında katledilen 7 yaşındaki kız çocuğunun gözündeki son damla yaş mı daha ağır gelir size? Yoksa boynuna tasma geçirilip köpek muamelesi gören aile babasının ayaklar altındaki izzeti mi? Yoksa işkenceler altında can veren on binlerce Müslüman’ın çiğnenmiş hukukumu daha fazla dokunur yüreğinize?

Hepsi belgeli, hepsi senetli, hepsi gerçek binlerce savaş suçu.

Aynı Amerika Birleşik Devletleri UNAMA (Birleşmiş Milletlerin Afganistan’dan sorumlu birimi) verilerine göre Amerika Birleşik Devletleri’nin Afganistan’da ölümüne sebep olduğu sivil sayısı 100.000, gerçek rakama ulaşmak istiyorsanız Birleşmiş Milletler’in bu iyimser rakamını en az beş ile çarpmalısınız.

Bu suç şebekesinin Sudan ve Somali’de işlediği savaş suçlarını hiç saymadım, İkinci Dünya Savaşı’nı ve öncesini hiç saymadım.

Size sadece şunu söyleyebilirim özgürlükler ülkesi Amerika Birleşik Devletleri işlemiş olduğu bu suçların hiç birisi için uluslararası adalet karşısında hesap vermedi, hüküm giymedi.

Şimdi bu iyilikler ülkesi Amerika Birleşik Devletleri CAATSA Yasası kapsamında S-400’ler dolayısıyla Türkiye’ye yaptırım uyguluyor.

Peki CAATSA nedir:

Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri’nin kötü ülkeler kategorisinde gördüğü Rusya, İran, Kuzey Kore gibi ülkelerden biri ile silah alışverişi yaptığı için yaptırıma tabi tutuluyor…

Yani üstte saydığım suçları işlemiş olan ve işlemeye devam eden Amerika Birleşik Devletleri, hangi ülkenin iyi, hangi ülkenin kötü olduğuna kendisi karar veriyor ve kötü olarak gördüğü ülkelerle alışveriş içinde bulunan ülkeleri cezalandırmak amacıyla yaptırım uyguluyor.

Bu yaptırımların amacı, kendi zulüm düzenine engel olarak gördüğü ülkeleri, iktidarları ve şahısları yıpratmak, günün birinde kendisine hesap sorabilecek herhangi bir erki ortadan kaldırmak veya oluşmasını engellemek. Amerika Birleşik Devletleri’nin bir maşası olan FETÖ eliyle, 17-25 Aralık’ta, 15 Temmuz’da yapmaya çalıştıkları tam da buydu. Rahip Brunson olayında yaptıkları dolar operasyonu ile yapmaya çalıştıkları tam da buydu.

Dolar operasyonunun yol açtığı ekonomik sıkıntıların, AK Parti iktidarının İstanbul ve Ankara belediyelerini kaybetmesine yol açtığını göz önünde bulundurursak kısmen de başarılı olduğunu görmüş oluruz.

Zira ABD’nin Türkiye’de, “Ne işimiz var Suriye’de?”, “Neye yarar, kime karşı kullanacağız bu S-400’leri?” diyecek bir partnere ihtiyacı var. Zulüm düzenini ayakta tutabilmek için buna ihtiyacı var.

Eğer uluslararası hukuk denen şey gerçekten var olsaydı, bırakın Amerika Birleşik Devletleri’nin Türkiye’ye yaptırım uygulamasını, uluslararası camia dünyayı kan gölüne çeviren bu katil devleti cezalandırmak için harekete geçerdi.

Sürü tersine dönmüş, topal koyun en önde, sermayeye tapan uluslararası koyun sürüsü ise sessiz sedasız peşinde…