Kendine Ayırdığın Zaman Boşa Gitmez

Abone Ol

Birçok insan kendine vakit ayırmayı gereksiz görür. Önce iş, önce aile, önce sorumluluklar… Kendisi hep en sona kalır. Gün biter, herkesin ihtiyacı karşılanmıştır ama insanın kendisi eksik kalmıştır. Bu eksiklik zamanla yorgunluğa, isteksizliğe ve içten içe büyüyen bir tükenmişliğe dönüşür.

Oysa kendine zaman ayırmayan insan, bir süre sonra kimseye faydalı olamaz. Tükenmiş bir beden, yorgun bir zihin yük taşıyamaz. Sürekli veren ama hiç doldurulmayan bir insan, eninde sonunda durur. Çünkü insanın enerjisi sınırsız değildir; dinlenmeye, nefes almaya, kendini toparlamaya ihtiyaç duyar.

Kendine ayrılan zaman büyük planlar gerektirmez. Kısa bir yürüyüş, sessiz bir kahve molası, sevilen bir müzik, birkaç sayfa kitap… Bunlar küçük kaçamaklar değil; hayatta kalma yöntemleridir. Bu anlar, insanın kendine “buradayım” deme biçimidir. Ve çoğu zaman bu küçük anlar, günün en onarıcı dakikaları olur.

Modern hayat, durmadan meşgul olmayı erdem gibi sunuyor. Oysa insanın değerini belirleyen şey ne kadar yorulduğu değil, ne kadar dengede kalabildiğidir. Kendine zaman ayıran insan, hayata daha sakin, daha anlayışlı ve daha güçlü döner.

Kendine ayırdığın zaman, aslında hayata ayırdığın zamandır. Çünkü kendini ihmal eden, hayatı da eksik yaşar. Kendine gösterdiğin özen boşa gitmez; aksine seni ayakta tutar. Ve insan ancak kendini koruyabildiği ölçüde, başkalarına gerçekten iyi gelebilir.