Açılış günü törene katılan ülkeler ise bütün bu yaşanan katliama ortak oldu.
Muhammed Şimşek/Analiz
Müslümanlar’ın ilk kıblesi Mescid-i Aksa’yı içinde barındıran kutsal belde Kudüs’ü işgal girişimine meşruiyet kazandırmaya çalışan ABD’nin teklifine aylar önce başta Türkiye olmak üzere bir takım Batılı ülkeler dahi karşı durmuştu.
Fakat gerek uluslararası hukukta gerek Birleşmiş Milletler kararlarında bir karşılığı bulunmadığı halde ABD Başkanı Trump, Kudüs’ü korkunç bir küstahlıkla İsrail’in başkenti ilan etti. Göreve geldikten sonra ABD’nin eksenini politikalar nezdinde tamamen İsrail’e kaydıran Trump, geçen süreçte ise bütün haklı itirazları kulak ardı ederek geri adım atmadı.
Oysa Trump’ın sonuna kadar tartışmalı Kudüs bildirgesi, Türkiye’nin girişimleri sayesinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda büyük bir çoğunlukla reddedilmiş ve uluslararası toplum tarafından büyük ölçüde kınanmıştı.
Türkiye Kudüs’ün sadece ve sadece Filistin Devleti’nin başkenti olduğunu dünyaya haykırırken çoğu ülke bu kutsal şehrin geleceğinin bölgede yaşayanlar arasında sağlanan bir barış anlaşmasında belirlenmesi gerektiğini dile getirdi.
AÇILIŞA KATILAN ÜLKELER
Gelinen noktada ABD’nin Kudüs’e taşıdığı büyükelçiliğinin açılışına onlarca ülkeyi davet ederek tören tertip etti. Haberin duyulmasının ardından Gazze sınırında en doğal haklarını kullanarak kararı protesto eden Filistinli sivillerin üzerine İsrail askerleri kurşun yağdırdı. Aralarında çocuk ve engellilerinden bulunduğu 62 Filistinli şehit olurken 2 bin 771 sivil yaralandı.
Böyle bir ortamda gerçekleşen törene yaşanan zulmü görmezlikten gelen 22 ülkeden katılım oldu. Törene katılanlar ülkeler ise İsrail Dışişleri Bakanlığı tarafından Arnavutluk, Angola, Avusturya, Kamerun, Kongo Cumhuriyeti, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Fildişi Sahili, Çek Cumhuriyeti, Dominik Cumhuriyeti, El Salvador, Etiyopya, Gürcistan, Guatemala, Honduras, Macaristan, Kenya, Myanmar, Eski Yugoslav Makedonya Cumhuriyeti, Panama, Paraguay, Peru, Filipinler, Romanya, Ruanda, Sırbistan, Güney Sudan, Tanzanya, Ukrayna, Vietnam ve Zambiya şeklinde sıralandı.
ABD İLE GÖBEK BAĞLARI NE?
Açılışa katılan ülkelerin siyasi, ekonomik ve askeri açıdan ABD ile yakından ilintili olması dikkat çekiyor. Zira dünya genelinde, yabancı ülkelerde en fazla askeri üssü bulunan ülkeler arasında ilk sırada yer alan ABD’nin CIA üzerinden yürüttüğü operasyonlar herkesin malumu. Siyasi süreçleri darbelerle yönlendiren ABD, başa getirdiği kukla yönetimler sayesinde bu ülkeleri hem siyasi hem ekonomik anlamda kendisine bağımlı hale getiriyor.
Bu yönüyle ABD’nin hemen ardından Guatemala’nın İsrail’deki elçiliğini Kudüs’e taşıma kararı alması hiç şaşırtıcı olmadı. Öyle ki aynı şekilde ABD’nin Kudüs’teki elçilik binasının açılışına temsilci gönderen Eski İspanya İmparatorluğu sömürgesi Guatemala bağımsızlığını kazandığı 1821’den bu yana ABD’yle yakın ticari ve askeri ilişkilere sahip.
EKONOMİK BAĞIMLILIK
Bugün bakıldığında Guatemala ile ABD arasındaki 10 milyar doları aşan bir ticari ilişki mevcut. İki ülke arasındaki yakınlığı gözler önüne seren bu bilginin detayında ise Guatemala’nın ihracatının yüzde 40’ını ABD’ye yaptığı ve ithalattaki yüzde 36’lık aslan payının da yine ABD’nin olduğu görülüyor.
Guatemala’yı ekonomik açıdan bağımlı hale getiren bir başka sebep ise ABD’de yaşayan 1,2 milyon Guatemalalı göçmen olduğu biliniyor. Nüfusunun yüzde 12’si yoksulluk sınırı altında yaşayan 16 milyonluk ülkede, ABD’de yaşayan göçmenlerin finansal desteği ülke açısından son derece önemli… Ülkedeki 4 milyondan fazla insan, ABD’de göçmen olarak yaşayan akrabalarının gönderdiği paralarla yaşamlarını idame ettirmeye çalışıyor. ABD’deki göçmenlerin her yıl Guatemala’ya gönderdiği para, ülkenin 67 milyar dolarlık gayri safi milli hasılasının yüzde 10’luk kısmını oluşturuyor.
SİYASİ BAĞIMLILIKLAR
ABD istihbarat servisi CIA ile Guatemala ordusu arasındaki ilişki de dikkati çekici. Seçimle işbaşına gelen Devlet Başkanı Jacobo Arbenz CIA destekli askeri darbeyle devrildi.
Arbenz, Amerikan United Fruit Company’i millileştirmek istemesi ve toprak reformunu hayata geçirmeye başlamasıyla birlikte hedef oldu. 1954 yılında gerçekleştirilen darbe ile Árbenz devrilerek ülke Washington icazetli askeri cunta yönetimiyle uzun yıllar yönetildi. Ülkede sağcı dikta rejimleri birbirini izledi. 100 bin insan bu rejimlerin kurbanı oldu.
Dahası CIA, yayınladığı belgelerde 1954’de Guatemala’da gerçekleşen askeri darbeye destek verdiğini açıklamıştı. Guatemala’daki Sovyet etkisini kırmak için yapılan darbeye destek veren CIA’nın ülkedeki Amerikan özel şirketlerini kullandığı biliniyor.
MANZARA HEP AYNI
ABD’nin siyasi ve ekonomik anlamda pençesine aldığı ülkeler elbette ki Guatemala ile sınırlı değil. Özellikle Kudüs’teki açılışa temsilci gönderen diğer ülkelere bakıldığında ise manzara üç aşağı beş yukarı hep aynı.
Örneğin Kongo Cumhuriyeti… Sonradan Demokratik Kongo Cumhuriyeti adını alan Kongo’nun ilk Başbakanı Patrice Lumumba, Belçika-ABD destekli askerî müdahale sonucu iktidardan devrildi. Belçika, Kongo’nun bağımsızlığıyla kendince tehlikeye düşen ticari çıkarlarını korumaya çalışırken ABD ise Sovyetler Birliği’ne yanaşan Lumumba’nın kendi küresel politikalarına engel teşkil ettiğini düşünerek ülke siyasetini dizayn etti.
ABD’nin darbe senaryolarıyla kendine bağlı yönetimleri ikame ettiği bir diğer ülke Dominik Cumhuriyeti… Dominik Cumhuriyeti’nde binlerce Haitilinin etnik temizliğe maruz kalması ve Venezuela Devlet Başkanı’na yönelik suikast girişimiyle bilinen ülkenin tepesindeki Rafael Trujillo’n silahlı muhalifler tarafından pusuya düşürüp öldürüldü. Her ne kadar Trujillo’yu öldüren silahlı saldırgan “kimse bana Trujillo’yu öldürmemi söylemedi” dese de, aslında CIA tarafından desteklenmişti.
KUKLA YÖNETİMLER
Yine açılış törenine katılan bir diğer ülke Honduras’ın siyasi tarihinde ABD’nin parmağı olduğu görülür. Zira ABD’nin bölgesel çıkarlarına aykırı politikalar sürdüren Devlet Başkanı Manuel Zelaya, bizzat CIA marifetiyle günler süren olaylar sonrasında ülkeden kaçmak zorunda kaldı. Zelaya’nın yerine her zamanki gibi Washington ile iyi ilişkiler içinde olan isimler işbaşına getirildi.
Ayrıca bu iki ülke yani Dominik ve Honduras ile birlikte 2004 yılında beş Orta Amerika ülkesiyle (Kosta Rika, El Salvador, Guatemala, Honduras ve Nikaragua) ABD arasında imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması söz konusu bu ülkelerin hemen her alanda elini kolunu bağladı.
Güney Vietnam’da devlet başkanı Ngo Dinh Diem’e yönelik askeri darbenin arkasında da ABD vardı. Pentagon Belgeleri’ne göre darbeci generallere CIA fonlarından 40 bin dolar tutarında bir para desteği aktarıldı.
Ve son olarak törene temsilci gönderen Gürcistan’a bir bakalım. Gürcistan ile birlikte Ukrayna ve Kırgızistan’da da ABD’nin fitne kuruluşu CIA eliyle 2004-2005 yılları arasında sözde Rusya’ya karşı “renkli devrimler” gerçekleştirdi. Devrilen Rus yanlısı isimlere karşı ABD yanlısı iktidarlar işbaşına getirilerek bu ülkeler emir kulu haline getirildi.