Adem oğlu tarihten beri ortaya atılan dünyanın sonu ile alakalı soruları merak etmiş ve cevaplarını araştırmaya çalışmıştır. Günümüzde toplumumuzda yaygınlaşan dünyanın sonunu anlatan filim, dizi ve belgesellerde kıyamet ne zaman kopacak? ve kıyamet nasıl kopacak? gibi konuları işlenerek bu soruları sürekli gündemde tutmuştur. Bu soruların cevaplarını bulmaya çalışanlar genellik cevaplarını yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de ve Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in hadis-i şeriflerinden öğrenmektedir. Peki Allah-u Teala (c.c) ve Peygamber Efendimiz ( s.a.v) kıyamet ne zaman kopacak?, kıyamet nasıl kopacak? sorularının cevapları hakkında hangi bilgileri bize haber vermiştir.
KIYAMET NE ZAMAN KOPACAK?
Kıyamet konusu gelecekten haber verme yani gayb aleminden bilgi verme olduğu için ilk önce şunu net bir şekilde bilmemiz gerekiyor. Geleceği ( gaybı) Allah’ın izin verdiği kimseler dışında başka kimse bilemez. Bu bilgiyi bizi yaratan rabbimizin indirdiği şu ayet-i kerimeden öğreniyoruz: De ki: “Allah’tan başka göklerde olsun yerde olsun hiç kimse gaybı bilemez.” Onlar ne zaman diriltileceklerini de bilmezler. ( Neml Suresi 65. Ayet) Bu ayet-i kerimenin tefsirine baktığımız zaman; putperestler, Resûlullah’ın peygamberliğini reddetmek için ona kıyametin ne zaman kopacağına dair bir soru yöneltmişler; bunun üzerine inen âyette kıyametin gayb olaylarından olduğu, Allah’tan başka kimsenin onu bilemeyeceği açıklanmıştır. (Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 202)
Ayrıca kıyamet ne zaman kopacak? sorusuna Rabbimiz şöyle cevap veriyor: “Sana kıyametin ne zaman gelip çatacağını soruyorlar. De ki: Onun ilmi ancak Rabbimin katındadır. Onun zamanını Ondan başkası açıklayamaz. O göklere de yere de ağır gelmiştir. O size ansızın gelecektir.” (Araf Suresi 187. Ayet)
Kıyametin ne zaman kopacağı hakkında gelen sorular üzerine Kur’an-ı Kerim’i beyan (açıklama) görevi bulunan Peygamber Efendimiz (s.a.v) bu soru kimden gelirse gelsin cevabını bilmediğini söylemiştir. Örneğin Cebrail aleyhisselam Peygamber Efendimize gelerek kıyamet ne zaman kopacak sorusunu sorar ve efendimiz “Bu hususta sorulan sorandan daha bilgili değildir” cevabını vermiştir (Buhârî, “Îmân”, 37; Müslim, “Îmân”, 1, 5, 7; Ebû Dâvûd, “Sünnet”, 17)
Bu konu hakkında Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de kıyametin yaklaştığını (el-Zümer, 54/1), yakın olduğunu (en-Nahl, 16/77), ansızın geleceğini (el-A’raf, 7/187) bildirir. Biz kullar olarak kıyametin ne zaman kopacağını merak ederek değil de tüm bu haberleri unutmayarak her durumda Rabbimizi zikrederek, onun rızası çerçevesinde yaşayarak o hesap gününde yüzümüz ak bir şekilde nasıl çıkarız derdinde olursak mutlu sona erişeceğimizi unutmamalıyız.
KIYAMET NASIL KOPACAK?
Kıyametin nasıl kopacağı hakkında Peygamber Efendimiz (s.a.v) pek çok hadis-i şerifinde alametler olarak zikretmiştir.
İslam uleması ise bu hadisleri değerlendirerek iki başlık altında tasnif etmişlerdir. Bu başlıklar ise alamet-i suğra (küçük alametler) ve alamet-i kübra (büyük alametler) şeklindedir.
Küçük alametler genellikle, inan zayıflığı, dini düşüncede zayıflık ve davranışların zayıflaması, dini kurallara gereken önemin verilmemesi, ibadetlerin terkedilmesi, ahlaksızlığın çoğalması gibi konuları içermektedir.
Küçük alametlerden bazılarını söylemek gerekirse;
1-İslâmî ilimlerin ortadan kalkması, cehaletin artması (Buhârî, Fiten, 4).
2-Depremlerin çoğalması (Buhârî, Fiten, 25).
3-Cinâyetlerin çoğalması, fitnelerin zuhur etmesi (Buhârî, Fiten, 4; Müslim, Fiten, 18).
4-Zinanın açıkça işlenmesi, içki tüketiminin artması (el-Ali en-Nâsif Tac, 5/335).
Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerifinde kıyamet alametlerinin büyüklerini şöyle haber veriyor:
“Huzeyfetu’l-Gifarı (r.a)’den rivayet edildiğine göre: Biz bir gün kendi aramızda konuşurken, Hazreti Peygamber yanımıza çıkageldi. Bize “Ne konuşuyorsunuz?” dedi. Biz de “Kıyâmet gününden konuşuyoruz” diye cevap verdik. Hazreti Peygamber; “Şüphesiz on alâmet görülmedikçe kıyamet kopmayacaktır.” dedi ve “Deccâl’i, dumanı(duhan), Dâbbetü’l-arz’ı, güneşin batıdan doğmasını, İsa (a.s.)’ın yere inmesini, Ye’cûc ve Me’cuc’u, doğuda, batıda ve Arap yarımadasında olmak üzere üç yer çöküntüsünü, son olarak da Yemen’den çıkarak insanları Mahşere sürecek ateşin vuku bulacağını söyledi.” (Müslim, Fiten, 39).