Krizle ortaya dökülen cehalet

Abone Ol

Fenerbahçe ve Galatasaray takımlarının cuma akşamı Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da oynayacakları Süper Kupa finali son anda iptal edildi.

Futbol maçı sebebiyle çıkan krizin Türkiye ve Suudi Arabistan arasında diplomatik krize ya da herhangi bir gerginliğe yol açması beklenmiyor.

Ankara ve Riyad’dan gelen açıklamalar, her iki ülke yöneticilerinin ne olup bittiğinin farkında olduklarını gösteriyor.

Önceki akşam bir fincan suda koparılan fırtına dindikten sonra sosyal medyada dolaşıma sokulan yalanlar ve krizden gerçekte kimin sorumlu olduğu ortaya çıkmaya başladı.

“İstiklal Marşı’nın okunmasına izin verilmedi” gibi asılsız haberlerle köpürtülen kriz, tarihten ve dünyadan habersiz malum kesimin Arap düşmanlığını ve koyu cehaletini de ortaya döktü.

Suudi Arabistan’ın geçmişte Atatürk’le bir sorunu yoktu.

İbn Suud adıyla da bilinen Kral Abdülaziz’in Necd ve Hicaz Krallığı’nı 1926’da ve Suudi Arabistan Krallığı’nı da 1932’de ilk tanıyan devlet Atatürk’ün kurduğu genç Türkiye Cumhuriyeti olmuştur.

Suudi Arabistan’ın en ünlü kralı Faysal bin Abdülaziz henüz dışişleri bakanı iken Türkiye’yi ziyaret etmiş ve Atatürk tarafından kabul edilmişti.

Haziran 1932’de gerçekleşen iki haftalık o ziyaret sırasında İstanbul basınına verdiği mülakatta Türk-Suudi dostluğuna ve Atatürk’e övgüde bulunarak “Ankara’da üç gün kalarak yüksek şahsiyetlerinin hayranı ve takdirkârı bulunduğum Reisicumhur hazretlerine, melik hazretleri tarafından yazılmış bir teşekkür mektubunu takdim edeceğim” der.

Suudi Arabistan’ın bugünkü yönetiminin Atatürk karşıtı olduğunu düşünmek de Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın ülkeyi laikleştirme ve toplumu dönüştürme programından hiç haberi olmamak demek.

Ülkeler arasındaki ilişkiler koşullara göre iniş çıkışlar yaşar.

Kral Abdülaziz’in Osmanlı yanlısı olduğu söylenemez ancak Kemalistlerin Osmanlı’ya yaklaşımı da ortada.

Medine’yi İngilizlere ve Şerif Hüseyin’e karşı savunan Fahrettin Paşa’nın Suudi Arabistan’ın kurucusu Kral Abdülaziz’e karşı savaştığını zannetmek ise cehalette herkesin kolayca düşemeyeceği bir seviye olsa gerek.

Anlaşılan o ki tarihten bihaber oldukları gibi gazete de okumuyorlar.

Fahrettin Paşa’nın torunu Zeki Türkkan, Aralık 2022’de Hürriyet gazetesine konuşmuş.

Dedesinin Medine’yi müdafaası sırasında Kral Abdülaziz’e mektup yazdığını ve “Gel, Medine’yi İngilizlerin yanında yer alan Şerif Hüseyin’e değil, sana teslim edeyim. İslam âleminin yüzünü döndüğü yer İngiliz himayesi altına girmesin” dediğini anlatıyor.

Fahrettin Paşa’nın Araplardan yardım gördüğünü, çekirge yemek zorunda kalan askerleri arasında Arapların da olduğunu söylüyor.

Fenerbahçe ve Galatasaray’ın Riyad’da oynayacakları maçın iptali sebebiyle koparılan yaygara Türkiye’deki İslamofobinin bir kez daha azmasına yol açtı.

Atatürk üzerinden Kâbe gibi Müslümanların kutsal değerlerine sövenler, kin ve nefret kusanlar mutlaka cezalandırılmalı.

Söz konusu kesimin Arap düşmanlığının büyük ölçüde İslam düşmanlığı olduğunu biliyoruz.

Gazze Şeridi’nde her gün onlarca masum insan hayatını kaybederken ve birkaç gün önce 12 şehit vermişken kasıtlı olarak çıkarıldığına dair güçlü emareler bulunan yapay bir krizle gündemimizi daha fazla meşgul etmemeliyiz.