Tarihin tozlu sayfalarında yolculuğa çıkmak ister misiniz? Yüzyıllara, hatta binyıllara meydan okuyan antik kentler; medeniyetlerin doğuşuna, savaşlara, aşk hikâyelerine ve büyük yıkımlara sahne olmuş gizemli duraklardır. Her biri taşında toprağında geçmişin izlerini taşır, adeta zamanda bir pencere aralar. Bugün hâlâ ayakta kalan bu kentler, yalnızca arkeolojik kalıntılardan ibaret değil; aynı zamanda insanlığın ortak hafızasını da yansıtır.
İşte geçmişin izlerini sürmek isteyen gezginler için dünyanın en ünlü antik kentleri…
MACHU PICCHU (PERU)
İnka İmparatorluğu’nun gizemli şehri. 2.430 metre yükseklikte, And Dağları’nın zirvesine gizlenmiş bu kent; büyüleyici manzarası, taş mimarisi ve hâlâ çözülememiş sırlarıyla dünyanın en etkileyici arkeolojik alanlarından biri.
PETRA (ÜRDÜN)
Kızıl kumtaşına oyulmuş dev yapılarıyla tanınan Petra, Nabataean uygarlığının başkentiydi. “Gül Şehir” olarak da anılan bu antik kent, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor ve adeta bir açık hava müzesi.
POMPEII (İTALYA)
Vezüv Yanardağı’nın milattan sonra 79 yılında patlamasıyla lavlar altında kalan Pompeii, o dönemdeki yaşamı neredeyse donmuş bir halde bugüne taşır. Sokakları, evleri ve hatta duvar yazıları hâlâ ayakta.
EFES (TÜRKİYE)
Anadolu’nun en önemli antik kentlerinden biri olan Efes, Artemis Tapınağı, Celsus Kütüphanesi ve Büyük Tiyatro gibi yapılarıyla Roma döneminin ihtişamını gözler önüne serer. Her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor.
ANGKOR WAT (KAMBOÇYA)
Dünyanın en büyük tapınak kompleksi olan Angkor Wat, Khmer İmparatorluğu’nun görkemli bir mirasıdır. Hem mimarisiyle hem de dini önemiyle dikkat çeker.
CHICHÉN ITZÁ (MEKSİKA)
Maya medeniyetinin en bilinen antik kentlerinden biri. Güneş ve astronomiyle ilgili ileri bilgileri yansıtan bu yapılar, özellikle El Castillo piramidiyle ünlüdür.
AKROPOLİS (YUNANİSTAN)
Atina'nın simgesi haline gelen bu tepe üzerindeki antik yapılar, Batı medeniyetinin doğduğu yer olarak kabul edilir. Parthenon Tapınağı, klasik Yunan mimarisinin en zarif örneklerinden biridir.