Memleketin Röntgeni: Ne Konuşuyorsak O’yuz

Abone Ol

Son günlerde konuştuğumuz konulara bir bakın…
Toplumun bütün dertleri, bütün yaraları, bütün çürümüşlükleri tek tek kendini ele veriyor.

Ne konuşuyoruz?
Uyuşturucudan içeri alınanları.
Gençliğini, ailesini, geleceğini bir torbaya bırakan çocukları.
Ve işin tuhaf tarafı: Bu belaya bulaşan ünlüleri.

Ne konuşuyoruz?
Yasa dışı bahis bataklığında kaybolanları.
Öyle bir batak ki…
Toplumun önünde duran, rol model diye alkışlanan isimler bile orada çırpınıyor.
Milyonlarca insanın evini, barkını, ailesini yutan bir karanlık.

Ne konuşuyoruz?
Sokak ortasında çetelerin hesaplaşmasını.
Adeta “kartel fragmanı” izliyoruz.
Bu gidişat böyle devam ederse, yakında dizilerde değil mahalle aralarında kartel sahneleri göreceğiz.

Tüm bu başlıkların ortak bir kaynağı var aslında.
Ucu nereye dokunsanız aynı örgütlü yapıya, aynı çeteleşmeye çıkıyor.

Uyuşturucuyu dağıtan onlar.
Bahisi oynatan onlar.
Esnafa çöken onlar.
Toplumun damarlarına sızan yine onlar.

Ekonomide bir kural vardır:
“Her arz kendi talebini yaratır.”
Bu kural burada maalesef yüzde yüz çalışıyor.
Satan oldukça, sağlayan oldukça, bundan faydalanmak isteyen de çıkıyor.

Peki çözüm?
Çok açık, çok net:
Kararlı duruş. Tavizsiz mücadele. Caydırıcı cezalar.

Başka yolu yok.
Çetelerle pazarlık olmaz.
Bahis baronlarıyla orta yol bulunmaz.
Uyuşturucu satıcılarıyla “anlayış” konuşulmaz.

Bu meselede devletin dili tek olmalı:
“Burada duracaksın.”

Durmayana da hesabını soracaksın!