Mesele para değil -bir “bütçe” yazısı-

Abone Ol

TBMM’de bugünlerde bütçe görüşmeleri gerçekleşiyor. Öyle ki bu süreç, milletvekillerinin katılım hususunda azami dikkat gösterdiği, hükümet yetkililerinin doğrudan muhatap alındığı, sadece bütçe ile ilgili değil, hemen her konuda konuşmaların yapıldığı, zaman zaman seslerin yükseldiği, medyanın pür dikkat gelişmeleri takip ettiği ve halkın kendisine nefes olacak bütçeyi, nefesini tutarak izlediği bir süreç…


Hükümetin “istikrar ve refah bütçesi” şeklinde tanımladığı 2026 bütçesinin kalemlerinden bahsetmeyeceğim. Zira bu, ekonomistlerin tercihi olmalıdır. Ben bugünkü yazımda bütçe meselesinin yasama ve demokrasi açısından önemine ithafen birkaç kelam edeceğim.

***

Bütçe; bir hükümetin sadece mali tercihlerini değil, aynı zamanda siyasi önceliklerini, vizyonunu ve ülkenin geleceğine dair düşüncesini ortaya koyar. Bütçe “paranın nereye harcanacağını, ülkenin nereye gideceğini” beyan eder. Siyasetin, güç ve kaynak dağıtım şeklindeki işlevini yerine getirir. Milletvekillerine, yürütmenin politikalarını denetleme, eleştirme ve gerektiğinde onlara alternatif sunma imkanı tanır.

Ne kadar vergi toplanacak, toplam ne kadar gelir sağlanacak, ne nereye ne kadar harcanacak? Bütçe görüşmeleri bütün bu soruların cevap bulduğu, bir nevi devletin muhasebesinin tutulduğu, siyasi süreci ihtiva eder. Devletin ve milletin hesabına olmayan bir bütçe, yasama duvarına takılır ki; bu da zaten demokrasilerde yasamanın önemini ortaya koyar. Demokrasi açısından denetim, şeffaflık ve hesap verebilirliği de buna eklediğimizde mesele daha da açık hale gelir. Bütçenin üzerinde çok durulmayan ancak ehemmiyet arz eden bir yönü de devletle vatandaş arasında güven ilişkisini tesis eden bir ahitleşme olduğu gerçeğidir.

***

Bütçe görüşmeleri, hem meclisin sesi hem de meclisteki ses açısından tarihi fırsattır. Bütçe dönemi, siyasi anlayışların en net biçimde ayrıldığı zaman dilimidir. Yatırımlar, vergiler, sosyal yardımlar, faizler, harcamalar vs. her partinin kendi penceresinden telaffuz ettiği kavramlar olur. Kürsüyü yumruk gibi kullanan hitabetler, kürsüyü yumruklayan çıkışlar yaşanır. Bunların hepsi demokrasi kültürünün bir parçası olarak değerlendirilir. Meclis’in sadece kanun için oylama yapılan bir mekan olmadığını, aynı zamanda millet paydasında, devletin geleceğini tayin eden tartışmalara ev sahipliği yapan bir platform olduğunu hatırlatır.

***


Son söz üzerine;

Bütçe;1215 Magna Carta’ya referansla “Kralsın ama o kadar da kral değilsin” itirazıdır.


Bütçe, halkın geleceğine yapılan yatırımdır.


Bütçe, rakamlarla sofraları kurma becerisidir.


Bütçe, niyeti açık eden ve amaca hizmet eden bir olgudur.


Bütçe, emanet parayı üzerinde taşıma sorumluluğudur.


Bütçe; yasamanın nabzı, yürütmenin nefesi, demokrasinin sesidir.