Genel itibariyle dini karakterde ve pratik faydayı amaçlayarak yazılmış bu eserlerin arasında Sülayman Çelebi, Ebu’l-Leys Semerkandî, Pir Ali Birgivî gibi birçok müstasna şahsiyetin eserleri yer alıyor.
Günümüzde hangi kitabın en çok okunduğu konusunda “Bestseller” yani “En çok satanlar” listeleri önemli bir veri sunmaktadır. Yayıncılığın şimdiki gibi gelişmediği, kitap pazarlamasının günümüzdeki gibi organize olmadığı zamanlarda hangi kitapların okunduğu kopya sayısı, diğer eserlerde ona yapılan atıfların çokluğu, hatırat vb. eserlerde kitabın ününe dair düşülen notlar vs. aracılığıyla ölçülürdü. Dünyabizim Kültür Portalı’ndan Ekrem Sakar bu verilerden hareketle Osmanlı toplumunda rağbet gören 10 eseri derledi. Sakar’ın genel itibariyle dinî karakterde olduklarını bunun yanında aklı ve sistemli bilgiyi ön plana çıkarmayıp pratik faydayı amaçladığı tespitinde bulunuduğu bu kitaplar, kitlelerin duygularına seslenen ve dolayısıyla yasalardan çok dinî coşkuya ehemmiyet veren eserler olarak alarak dikkat çekiyor. İşte Osmanlı’nn en çok okunan 10 kitabı
TENBİHÜ’L-GAFİLİN
Ebu’l-Leys Semerkandî’nin bu eseri vaaz ve nasihat kitabı mahiyetindedir. İslâmî ilimlerin muhtelif dallarında telifte bulunan Semerkandî’nin eserleri Fas’tan Endonezya’ya kadar elden ele dolaşmıştır. Osmanlı’da ise en çok rağbet gören kitabı bu olmuştur. Arapça kaleme alınmış bu eserin Türkçe ve Farsça tercümeleri vardır. Abdülkadir Akçiçek tarafından günümüz Türkçesine çevrilmiştir.
MEVLİD
Hz. Mevlâna’nın en meşhur eseri, mesnevînin bir nazım şekli olmasına karşın şekildeşleri içinde en muteberi olması hasebiyle Mesnevî adıyla maruftur. 15. yüzyıl ulemasından Süleyman Çelebi’nin 1409’da kaleme aldığı Vesiletü’n-Necâtda, esas olarak Peygamber Efendimiz’in dünyayı teşriflerini anlatmaları sebebiyle mevlid adını verdiğimiz nazım türü etrafında ilk ve en fazla rağbet göreni olmasından ötürü bu isimle meşhurdur.
MÜZEKKİ’N-NÜFUS
Eşrefoğlu Rûmî’nin 1448’de yazdığı bu eser genel olarak tasavvuf ahlâkıyla ilgili görüş ve yorumları halkın anlayabileceği bir şekilde anlatan bir eser olması nedeniyle sevilmiş ve tutulmuştur. Eber, dünya sevgisinin zararları, nefs-i emmarenin nitelikleri, tevekkül ve sabrın önemi, gönül terbiyesinin ve mürşid-i kâmilin ehemmiyeti, halvet, zikir, uzlet, vs. pek çok konuya temas etmekedir.
MUHAMMEDİYYE
Yazıcıoğlu Mehmed tarafından 1449’da kaleme alınan bu eser, Megâribü’z-Zamân adında Arapça bir kitabın tercümesidir. Değişik konulardaki manzumelerden müteşekkil olan bu kitap temel olarak üç bölümden oluşmaktadır Yaratılışla ilgili kısım, siyer-mevlid bölümü ve kıyamet ile öteki dünyadan bahseden son bölüm.
ENVARÜ’L-AŞIKİN
Yazıcıoğlu Mehmed’in küçük biraderi olan Ahmed Bîcan tarafından 1451’de tamamlanan bu eser de aynı Muhammediyye gibi Megâribü’z-Zamân adlı eserin tercümesidir; ancak müellif bunu nesir halinde yapmıştır. Bir siret kitabı olan bu eser dört bölümden meydana gelir
KARA DAVÜD
Karadâvûdzâde Mehmed b. Ahmed’in adıyla anılan ve meşhur olan bu eser, Delâilü’l-Hayrâtadı eserin Türkçe en meşhur şerhidir. Salâvata hasredilmiş bu eseri şerh ederken klasik bir üslup takip edilmemiş, duaların aktarılması sırasında değişik konulara geçilmiş ve bu konular farklı kıssa ve tasavvufî menkıbelerle desteklenmiştir.
TARİKATÜ’L-MUHAMMEDİYYE
Balıkesirli Mehmed b. Pir Ali Birgivî’nin Arapça olarak yazdığı bu eser kısa bir giriş ve üç bölümden mürekkeptir. Birçok yönüyle devrinin dinî, siyasî ve fikrî atmosferini yansıtan bu kitapta sosyal hayatın bozulma sebepleri üzerinde durulmuş ve kurtulma çarelerine değinilmiştir.
MIZRAKLI İLMİHAL
Anonim olarak bilinen eserin XVI. asırdan sonra yazılmış olduğu düşünülmektedir. Osmanlı toplumunda çok okunmakla kalmayıp ezberlenen ve sıbyan mekteplerinde eğitim kitabı olarak kullanılan bu eser, bir Müslümanın günlük hayatında yapması, yapmaması ve bilmesi gereken şeyleri özet şeklinde anlatan bir kitaptır.
AHMEDİYYE
Diyarbekirli Ahmed Mürşidî Efendi tarafından 1746’da kaleme alınmış bu eser, mesnevî nazım şekliyle yazılmış bir pendnâmedir.
Belli bir tasnife tâbi tutulmamış eserde seksen altı başlık bulunmaktadır. Dinî-didaktik karakterdeki bu eser, devrinin halk kültürünü ve ruhiyatını göstermesi yanında Şark ruh ve kültürünün özelliklerini ortaya koyması açısından da büyük bir eser sayılmaktadır.
MARİFETNAME
Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın yazdığı, ansiklopedik mahiyette olan bu eser Doğu ve Batı bilimlerinin birlikte ve halkın seviyesine inilerek anlatıldığı bir kitaptır. Eserin önemli bir özelliği, halk zevkini okşayan hakîmâne, didaktik ve sade söyleyiş özellikleri gösteren şiirler içermesidir.