Millî acının yıl dönümü

Abone Ol

İnsanın kendi eliyle tetiklemediği ama ihmalleri nedeniyle sonuçlarından etkilendiği deprem afeti, coğrafyanın kaderidir. Bu yüz yılın insana çıkardığı faturaların belki en ağır bilançosunu depremlerin tüm tahminlerin ötesinde açtığı zararlarla ödüyoruz.

İnsanın tek müdahale alanı ise “tedbir” almaktan geçiyor. Depreme hazırlıklı olmak, afet yönetim sistemindeki ilk öncelik. Afetlerin artırdığı belirsizlik ortamında insan eliyle alınan her tedbir, günümüzde daha da kritik hâle geliyor.

BÜYÜK FELAKET KIŞI

Türkiye, 6 Şubat sabahı büyük bir acıya uyandı. İstisnasız her birimizi derinden etkileyen ve tesirini zamana yayacak olan bu büyük felaketin açtığı yarayı, milletçe topyekûn sarmaya devam ediyoruz. Komşumuz Suriye de sınırın ötesinden bu acıda pay sahibi oldu. Türkiye’nin doğusunu aynı gün vuran bu iki büyük deprem, dünyada bilinen en büyük kara depremleri olmasıyla literatüre geçti. Asrın felaketi olarak nitelenen afet, 11 ili ve 110 bin metrekareden fazla alanı etkiledi ve on binlerce can aldı.

Yarım kalmanın yasını devleti ve milletiyle paylaşan bu coğrafyanın insanı, İstiklal Harbi ruhuyla bir kez daha kenetlendi. Ulusal ve uluslararası yardımların seferberliğine şahit olduk. Bölge, 6 Şubat’tan bu yana binlerce artçı ile sarsılmaya devam etti. Akut yardımların yanında yeniden inşa süreci hemen başladı ve bugün de hız kesmeden devam ediyor.

GAZETECİLER AFET BÖLGESİNDE

İletişim Başkanlığı, afet yönetimi ve yeniden yapılanma konusunda oldukça kapsamlı çalışmalara imza atıyor. 6 Şubat depreminin yıl dönümünde basın mensuplarını afetten en fazla etkilenen bölgelere götürerek bu illerimizin yeniden imarı konusunda gelinen noktayı medya ile paylaşıyor. Üç ayrı güzergâhta altı ilin dâhil edildiği programın Kahramanmaraş kısmına gazetemiz adına ben de katıldım. Ekibimiz yerli ve yabancı basın mensuplarından oluşuyordu. Dünya medyasının ülkemizde yaşanan afete bu kadar çok ilgi göstermesinin nedeni ise bu depremin dünyada bugüne dek gerçekleşen en yıkıcı kara depremi olması. ABD, Arnavutluk ve Yunanistan’dan gelenlerin yanı sıra kardeş Azerbaycan’dan gelen birçok gazeteci meslektaşımla felaketin yıl dönümünde sahadaydık.

Depremin kalbi Maraş’a girer girmez, şehrin hummalı bir şekilde yeniden inşasına şahit olduk. Basın heyeti olarak ilk durağımız Valilikti. Maraş kent ve kırsalında yapılan çalışmaları, Vali Mükerrem Ünlüer’in sunumuyla Afet Koordinasyon Merkezi’nde dinledik.

MARAŞ YERİNDE DÖNÜŞÜYOR

10 bin konutu dönüştürme hedefiyle yola devam edilen Kahramanmaraş’ta ‘yerinde dönüşüm’ modeli benimseniyor. İl ve ilçeler bir kısım, kırsalda dönüşüm diğer bir kısım olmak üzere çalışmalar iki koldan ilerliyor. 7 bin 500 konut bitmek üzere ve kalan 2 bin 500 konutun iki ay içinde bitirilmesi hedefleniyor. Ziyaretimizde TOKİ’nin, Dulkadiroğlu ilçesinde inşa ettiği konutları inceleme fırsatımız oldu. Örnek daireleri gezerken bu yeni ve güvenli yaşam alanlarında insanımızın rahat edeceği hissi içimi rahatlattı.

Vali Ünlüer, altyapının tamamen yenilendiğini anlatırken zemin iyileştirmesi ve yapı stoklarının güçlendirilmesi konusundaki hassasiyetin altını çizdi. Standart 44 yıl kullanım ömrü olan binalara karşılık TOKİ’nin inşa ettiği yapılar 65 yıllık bina ömrüne sahip. Kullanılan demir miktarının yüzde 25 artırıldığını ifade eden Ünlüer, yerinde dönüşümle şehir merkezini tekrar canlandırma ve ayağa kaldırma hedefi ile hareket ettiklerini anlattı.

1999 Marmara depreminde Sakarya’da valilik yapan Ünlüer’e 6 Şubat depremi ile aralarındaki farkı sorduğumuzda ‘aralarında devletin varlık farkı var’ cevabını aldık.

Konteyner kentleri ziyaret ettiğimizde Maraş insanının imece usulü çalışmalarına da tanıklık ettik. Kadın eliyle dönüşen yaşamlar, konteyner mahalle kültürünü de beraberinde getirmiş. Çocuklarla sohbet ederken Maraş’ın bu küçük adamlarına hal hatır sorduğumda “İyiyiz hocam ama beslediğimiz bir köpeğimiz vardı, onu çok seviyorduk, gelip aldılar” diyerek dert yakındılar. Acıyı sırtlanan Anadolu insanı, bu topraklarda merhametin de mimarıdır. Bu çocuklar da merhametli bir geleceğin kurucuları olacak.

Yaşama tutunmak için hepimiz hazırlıklı olacağız. Maraş bizim için bir hayata tutunma dersidir.