Güncel

Montrö Sözleşmesi nedir? Ne zaman bitecek? İşte Montrö maddeleri

Abone Ol

20 Temmuz 1936 tarihinde imzalanan ve tam adı " Montrö Boğazlar Sözleşmesi" olan anlaşma, Karadeniz'de bölgesel güvenliğin sağlanabilmesi açısından oldukça büyük önem taşımaktadır. Montrö, Türkiye Cumhuriyeti'nin Boğazlar üzerindeki mevcut hakimiyetini ve güvenliğini sağlayan uluslararası bir anlaşma olarak kabul edilir.

SSCB'nin yıkılmasıyla beraber Soğuk Savaş Süreci'nin de sona ermesi sonucunda Karadeniz'in jeopolitiğinde önemli değişmeler görülmüştür. Bu değişmeler sonucu Karadeniz'in stratejik konumu oldukça önem kazanmış ve Batı'nın dikkatini üzerine çekmeyi başarmıştır. Bunlar doğrultusunda imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin önemi büyüktür. 9 Kasım 1936 tarihinde yürürlüğe giren sözleşmenin iki özelliği vardır ki bunlar oldukça önemlidir.

1-Lozan'ın Türkiye'de bırakmış olduğu boşluğu doldurması

2-Türkiye Cumhuriyeti'ne ve özellikle Boğazlar'ına güvenlik açısından büyük katkı sağlamış olması.

Sözleşmenin asıl amacı üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye'nin egemenlik haklarını saklı tutmak ve bununla birlikte deniz ticaretinin  gerektirdiklerini, yararlarını ve önemini kazanılan haklarla bağdaştırmak olmuştur.

Kısaca söylenebilir ki Montrö, Boğazlar'dan yeni bir geçiş sistemi oluşturmuş ve bu oluşumla Türkiye denetim sorumluluğunu eline almıştır.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin Süresi Kaç Yıldır?

Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin süresi, yürürlüğe giriş tarihinden yani 9 Kasım 1936 tarihinden başlayarak 20 yıl sürecek olsa da sözleşmenin ilk maddesinde yer alan ve doğrulanan geçiş hakları/özgürlüğü ilkesinin sonsuz bir süresi vardır.

20 Temmuz  1956'da sözleşmenin süresinin bitmesiyle beraber anlaşmada imzası olan devletler Montrö'yü değiştirmek için bazı girişimlerde bulunmalarına rağmen başarısız olmuşlardır.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi Kimler Arasında İmzalanmıştır?

Boğazların rejimini değiştirecek olan konferans, 22 Haziran 1936'da İsviçre'nin Montrö kentinde toplanmıştır. İki ay sürek toplantılar neticesinde 20 Temmuz 1936 tarihinde, Bulgaristan, Fransa, Büyük Britanya, Avustralya, Yunanistan, Japonya, Romanya, Sovyetler Birliği, Yugoslavya ve Türkiye tarafından imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile Türkiye'nin daha önce kısıtlanmış olan hakları iade edilmiş ve Boğazların egemenliği Türkiye'ye geçmiştir.

Sözleşmenin Genel Hükümleri Nelerdir?

-Boğazlar kayıtsız şartsız Türkiye Cumhuriyeti'ne bırakılacak ve tahkimat yapma hakkı tanınacaktır.

- Türk Hükümeti, sözleşmenin, savaş gemilerinin Boğazlar'dan geçişine ilişkin her hükmünün yürütülmesine göz kulak olacaktır.

Maddeleri Nelerdir?

Ticari Gemilerin Geçiş Rejimi

Barış zamanında, gündüz ve gece, bayrak ve yük ne olursa olsun, hiçbir işlem (formalite) - sağlık denetimi hariç - olmaksızın Boğazlar'dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) tam özgürlüğünden yararlanacaklardır.

Savaş zamanında Türkiye, savaşan değil ise bayrak ve yük ne olursa olsun Boğazlar'dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır. Kılavuzluk ve yedekçilik (römorkörcülük) isteğe bağlı kalmaktadır.

Savaş zamanında Türkiye savaşta ise, Türkiye ile savaşta olan bir ülkeye bağlı olmayan ticaret gemileri, düşmana hiçbir biçimde yardım etmemek koşuluyla Boğazlar'da geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır. Bu gemiler Boğazlar'a gündüz girecekler ve geçiş, her seferinde Türk makamlarınca gösterilecek yoldan yapılacaktır.

Türkiye'nin kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında sayması durumunda, Boğazlar'dan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) tam özgürlüğünden yararlanacaklardır; ancak gemilerin Boğazlar'a gündüz girmeleri ve geçişin her seferinde Türk makamlarınca gösterilen yoldan yapılması gerekecektir. Kılavuzluk, bir durumda zorunlu kılınabilecek; ancak ücrete bağlı olmayacaktır.

Savaş Gemilerinin Tâbi Olacağı Yaptırımlar ve Geçiş Rejimi
1. Barış Zamanı

Karadeniz'e kıyısı olan devletler, bu deniz dışında yaptırdıkları ya da satın aldıkları denizaltılarını, tezgâha koyuştan ya da satın alıştan Türkiye'ye vaktinde haber verilmişse, deniz üslerine katılmak üzere Boğazlar'dan geçirme hakkına sahip olacaklardır. Söz edilen devletlerin denizaltıları, bu konuda Türkiye'ye ayrıntılı bilgiler vaktinde verilmek koşuluyla, bu deniz dışındaki tezgâhlarda onarılmak üzere de Boğazlar'dan geçebileceklerdir. Gerek birinci gerek ikinci durumda, denizaltıların gündüz ve su üstünden gitmeleri ve Boğazlar'dan tek başlarına geçmeleri gerekecektir.

Savaş gemilerinin Boğazlar'dan geçmesi için, Türk Hükûmeti'ne diplomasi yoluyla bir ön bildirimde bulunulması gerekecektir. Bu ön bildirimin olağan süresi sekiz gün olacaktır; ancak, Karadeniz kıyıdaşı olmayan devletler için bu süre on beş gündür.

Boğazlar'dan geçişte bulunabilecek bütün yabancı deniz kuvvetlerinin en yüksek toplam tonajı 15.000 tonu aşmayacaktır.

Herhangi bir anda, Karadeniz'in en güçlü donanmasının (filosunun) tonajı sözleşmenin imzalanması tarihinde bu denizde en güçlü olan donanmanın (filonun) tonajını en az 10.000 ton aşarsa diğer kıyıdaş ülkeler Karadeniz donanmalarının tonajlarını en çok 45.000 tona varıncaya değin arttırabilirler. Bu amaçla, kıyıdaş her Devlet, Türk Hükûmetine, her yılın 1 Ocak ve 1 Temmuz tarihlerinde, Karadeniz'deki donanmasının (filosunun) toplam tonajını bildirecektir; Türk Hükûmeti de, bu bilgiyi, kıyıdaş olmayan diğer devletlerle Milletler Cemiyeti nezdinde paylaşacaktır.

Bununla birlikte, Karadeniz kıyıdaşı olmayan bir ya da birkaç Devlet, bu denize, insancıl bir amaçla deniz kuvvetleri göndermek isterlerse, bu kuvvetin toplamı hiçbir varsayımda 8.000 tonu aşamaz.

Karadeniz'de bulunmalarının amacı ne olursa olsun, kıyıdaş olmayan devletlerin savaş gemileri bu denizde yirmi-bir günden çok kalamayacaklardır.

2. Savaş Zamanı

Savaş zamanında, Türkiye savaşan değilse, savaş gemileri yukarıda belirtilen koşullar içinde, Boğazlar'da tam bir geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır.

Saldırıya uğramış bir Devlete ve Türkiye'yi bağlayan bir karşılıklı yardım antlaşması gereğince yapılan yardım durumları dışında savaşan herhangi bir Devletin savaş gemilerinin Boğazlar'dan geçmesi yasak olacaktır.

Karadeniz'e kıyıdaş olan ya da olmayan devletlere ait olup da bağlama limanlarından ayrılmış bulunan savaş gemileri, kendi limanlarına gitmek maksadıyla boğaz geçişi yapabilirler.

Savaşan devletlerin savaş gemilerinin Boğazlar'da herhangi bir el koymaya girişmeleri, denetleme (ziyaret) hakkı uygulamaları ve başka herhangi bir düşmanca eylemde bulunmaları yasaktır.

Savaş zamanında, Türkiye savaşan ise, savaş gemilerinin geçişi konusunda Türk Hükûmeti tümüyle dilediği gibi davranabilecektir.

Türkiye kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında sayarsa, Türkiye savaş durumu geçiş rejimini uygulamaya başlayacak ancak; Milletler Cemiyeti Konseyi Türkiye'nin aldığı önlemleri 3'te 2 çoğunlukla haklı bulmazsa Türkiye bu önlemlerini geri almak zorunda kalacaktır.

 

KAYNAK: VİKİPEDİ