Müslüman çocuklarını IŞİD’e Avrupa mı yönlendiriyor?

Abone Ol

Senaryo aynı, figüranlar farklı. Yazan Avrupa. Yöneten Amerika. Dünyada nerede bir örgüt türediyse aynı kronolojiye sahip. Nijerya’da Boko-Haram, kuruluş amacı ve de hareket misyonu bakımından tamamen İslâmî iken kurucu lideri Muhammet Yusuf’un öldürülmesi ile örgüt gayr-i İslamî düşünce ve faaliyetlerin içine girmeye başlıyor. Zamanla samimi Müslümanlar gruptan iğdiş ediliyor. Müslüman nâmı üzerine İslâma mâl edilen, İslam’la alakası olmayan hunharca faaliyetlere başlıyor.

Başka bir taraftan El-Kaide dalgası sarıyor dünyayı. 11 Eylül vakası gibi dünya geneli İslamofobi’nin yayılması ve de Müslümanlara yapılacak zulümleri haklı göstermeye yönelik birçok faaliyetler zinciri… Ardından dünyaya terörist ilan edilen Usame bin Ladin, filmleri aratmayacak bir operasyonla yine “kahraman Amerikan askerleri!” tarafından öldürülüyor. Umman Denizi’ne bırakılıyor. Hem de kimi? Yıllarca peşinde koştukları, kırmızı, yeşil, gökkuşağının bütün renkleriyle arama kararı çıkarttıkları bir teröristi.

Bitti mi? Bitmedi. Son türedi örgüt, son İngiliz oyunu: IŞİD. Saddam sonrası Kuzey Irak boşluğu ve de Suriye’de Esed zulmü sonrası oluşan kaos… Tam burası için biçilmiş bir kaftan IŞİD. Bugünkü IŞİD, Irak’ta bulunan ABD ordusuna karşı silahlı mücadele vermek için Irak El-Kaidesi lideri Ebu Musab Zerkavi tarafından 2004’te ‘Irak el Kaidesi Tevhid ve Cihad Cemaati’ adıyla kuruldu. Zerkavi, 2006’da tüm Iraklı Sünni silahlı grupları birleştirmek için ‘Mücahitler Şurası Konseyi’ni ilan etti. Zerkavi aynı yıl ABD güçleri tarafından öldürüldü. Tam da bu noktada yazılan senaryo icra edilmeye başlandı.

İlginçtir ki; militanlarının çoğunun Batı Avrupa ülkelerinden gittiği istatistiklere geçmiş durumda. Daha da ilginci; Merkezi Amerika Birleşik Devletleri’nin New York kentinde bulunan “Soufan Group” adlı stratejik araştırma merkezi, eski İngiliz diplomat ve istihbaratçı Richard Barrett imzasıyla “Suriye’deki Yabancı Savaşçılar” adlı kapsamlı bir rapor yayınladı. Raporda, Suriye’de 3 yıldan bu yana devam eden iç savaş süresince 12 binden fazla yabancı militanın ülkeye giriş yaptığı belirtiliyor. Barrett, raporda, bu sayının, 10 yıllık Rus işgali ve sonrasındaki şiddet ortamında Afganistan’a girenlerin sayısından fazla olduğuna dikkati çekti. Fransa yönetimi ise güya, 2014’ün ilk yarısına dek Fransa’dan Suriye’ye 700’ün üzerinde gencin gittiğini tahmin ediyor.

İstihbarat servisleri, sözüm ona, dünyayı yönetiyorken kendi ülkelerinden daha 3 gün önce IŞİD’e katılmak üzere ayrılan kızlar için Türkiye’yi suçlayan İngiltere, bütün bu olanlardan bîhaber midir? Avrupa ülkelerinde IŞİD’e militan toplamak için dolaşan tiplerden bu ülkelerin istihbaratlarının haberleri yok mudur sizce?

Militanların çoğu İngiliz aksanlı ve bildik asimile olmuş batılı. Yani bu topraklarla alakası olmayan, orada olup bitenlerden direk olarak etkilenmeyecek tipler. Birçoğu 2’nci veya 3’üncü nesil göçmenler. Örneğin, Belçika’dan katılan militanların çoğunluğunu Fas asıllı gençler oluşturuyor. Manevi dünyalarındaki boşluklarını doldurma telaşındalar. IŞİD’in radikal görüşleri ve marjinal dini yorumları, İslam’ın temel kaynaklarını yeterince içselleştiremeyen gençlere cazip gelmektedir. IŞİD’e Batı ülkelerinden katılanların bir bölümünün savaşla olduğu gibi İslam ile de yeni tanıştığı belirtiliyor. Tam da burada can alıcı soru şu: Avrupa yabancı olarak gördüğü gençleri IŞİD saflarına katılması için özellikle mi yönlendiriyor? El-cevap: Aynen öyle!