Fatih Sultan Mehmed, İstanbul’u fethederek Bizans’ı maddeten yıktığı gibi Ayasofya’yı da camiye çevirerek Bizans Zihniyeti’ni manen ortadan kaldırmıştır. Ayasofya’nın camiden başka bir şeye çevrilmesi, Bizans’ın temsil ettiği zihniyeti manen diriltme çabasıdır. Ayasofya’nın müze yapılması Roma’nın bir gün yeniden dirilme ihtimaline karşı hazırda bekletme hamlesidir.
Bizans’ın ve temsil ettiği Haçlı zihniyetinin maddi ve manevi olarak yıkıldığı tarihtir 857. Peygamber Efendimiz’in (sas) Medine’ye hicretinden 857 yıl sonra İstanbul’un fethinin üçüncü gününde camiye çevrilen Ayasofya, tam 481 yıl 8 ay cami olarak kaldı.
Mesele; kilise olarak vazife gören bir yapının camiye çevrilmesi kadar basit değildir. Mesele, fiilen ortadan kaldırılan Bizans’ın temsil ettiği Haçlı Zihniyeti’nin, manen de ortadan kaldırılmasıdır. Ortodoks inanışının kalbi İstanbul fethediliyor ve inşa edilişini takip eden yüzyılda, Katolik ve Ortodoks mezheplerinin birleştirilmesi için toplantılar düzenlenen Ayasofya camiye dönüştürülüyor.
Bu dönüşüm ‘Hilal’in ‘Haç’a karşı kazandığı en önemli zaferlerden biri olarak tarihe geçiyor. Bizans’ın maddi-manevi yıkılışının yanı sıra İttihad-ı İslam’ın da önemli sembollerinden biri olan Ayasofya Camii, 1 Şubat 1935 Cuma günü müzeye çevrildi. 83 yıl önce diriltilmeye çalışılan Bizans zihniyeti bugün ayakta ve farklı ülkelerin isimleri ile Âlem-i İslam’ı fesada boğmaya devam ediyor.
Vatikan’ın hayali Yeni Roma!
Dünyanın kurtuluşunu Roma İmparatorluğu’nun yeniden kurulmasına bağlayan Vatikan, hayalini hayata geçirebilmek için fırsat bekliyor.
Özellikle 19. yüzyılın sonlarında dünyayı dönüştürmek isteyen Amerikalı Protestan misyonerler arasında gelişen “Anglo Sakson Protestanlığı (White Anglo-Saxon Protestant-WASP)” inanışına sahip olanlar tarafından yönetilen İngiltere, ABD ve AB gibi ülkeler bu uğurda yoğun çaba sarf ediyor.
“Ayasofya açılsın” diyenler Ayasofya için hazır mı?
İngiltere, ABD, İtalya ve küçük kardeşleri Yunanistan kurdukları tezgâhlarla Bizans’ın vücut bulduğu ülkeler oldu. Ayasofya’yı yeniden asli vazifesine döndürmek bu emperyalistlere bir meydan okuma olacaktır. Peki, bu meydan okumayı yapabilecek cesaret ve hamiyete sahip miyiz? Ayasofya’nın temsil ettiği değerlerin ne manaya geldiğini gerçekten biliyor muyuz? Açtırdıktan sonra haftada bir gidip vicdanımızı tatmin edeceğimiz sıradan bir camiye mi dönüştüreceğiz? Yoksa Ayasofya’yı temsil eden değerleri yüklenip, Ayasofya ile birlikte yeniden yükselecek miyiz? Önce bu sorulara hamasi değil samimi bir cevap verelim…
Ayasofya’yı anlamak!