O gün biz yazdık, bugün haklı çıktık! Linç ettiler, tehdit ettiler ama susmadık!

Abone Ol

Narin Güran davasında Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Ali Eryılmaz, davadan çekildi.

Eryılmaz, birkaç gün önce katıldığı bir X odasında, diğer avukat Adnan Ataş’ın “Nevzat Narin’i öldürdü, aileyi de öldürdü” dediğini açıklamıştı.

Ve bu ifadeyi Türk medyasında haberleştirme cesareti gösteren tek gazete Diriliş Postası’ydı!

Evet, sadece biz yazdık!

Ve yazdığımız için linç edildik, tehditler aldık, hedef gösterildik.

Ama bugün tablo ortada:

O günün “komplo” dedikleri gerçek, bugün kendi ağızlarından dökülüyor.

BİZ O GÜN DE DEVLETİN, ADALETİN VE HAKİKATİN YANINDAYDIK

Diriliş Postası o haberi yaparken bir hesabın değil, vicdanın sesi oldu.

Korkmadık, eğilmedik, kimseden talimat almadık.

Gazetecilik, bazen alkış almak değil, yalnız kalma pahasına gerçeği yazmaktır.

Biz bunu yaptık.

ŞİMDİ O GÜN BİZİ LİNÇ EDENLERE SORUYORUZ:

Bugün ne diyeceksiniz?

Kime özür borçlusunuz?

Gerçeği saklayarak kimi korudunuz?

Diriliş Postası’nın manşeti o gün “fazla cesur” bulunmuştu…

Ama anlaşıldı ki cesaret değil, korkaklık fazlaymış bu ülkede.

Biz görevimizi yaptık.

Gerisi, sustukça kirlenenlerin vicdanına kalsın!

************

İSRAİL’E TAZMİNAT ŞART!

Yakıp yıkan bedelini ödemeden çekip gidemez…

İlim Yayma Cemiyeti Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan’ın “İsrail Gazze için tazminat ödemelidir” çıkışını çok anlamlı buluyorum...

Gerçek adalet, sadece saldırıyı durdurmakla değil, verilen zararın hesabını sormakla da sağlanır.

Tarih bunun örnekleriyle doludur:

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya, İsrail’e tazminat ödedi.

Irak, 1990’daki işgalin ardından Kuveyt’e milyarlarca dolar ödedi.

Japonya, Pasifik’te savaşın yaralarını sarmak için komşularına benzer ödemeler yaptı.

Yani uluslararası hukukta “yıkan öder” ilkesi vardır.

Ama bugün İsrail, şehirleri yerle bir edip, on binlerce masumu katledip, hiçbir şey olmamış gibi çekip gitmek istiyor.

Bu kabul edilemez.

Gazze’nin yeniden imarı, İsrail’in ödeyeceği bedelle başlamalıdır.

Çünkü adalet, yıkıntılar arasında değil, hesap sorulduğu yerde inşa edilir.

***************

DEVLETİN MENFAATİNE SALDIRILMAZ

Amerika yapınca strateji, Türkiye yapınca taviz mi?

..

ABD daha düne kadar “terörist” dediği Şara ile masaya oturdu.

Amerikan basınında ne kınama var ne linç kampanyası.

Çünkü biliyorlar ki devlet bir adım atıyorsa ülkesinin çıkarı içindir.

Ama bizde öyle mi?

Türkiye dış politikada en ufak bir yön değişikliğine gitse muhalif medya hemen saldırıya geçiyor:

“U dönüşü”, “Geri adım”, “Fiyasko” manşetleri havada uçuşuyor.

Oysa dış politika günlük siyaset değil, devlet aklı işidir.

Kimi zaman el sıkışır, kimi zaman rest çekersin; önemli olan devletin menfaatidir.

Amerikalı gazeteci bunu bilir, susar.

Bizimkiler ise kendi devletine mermi sıkar gibi manşet atar.

Unutmayın;

Devletin çıkarına yapılan hamleye saldırmak, muhalefet değil, gaflettir.