Otomotivde rekabet kızışıyor

Abone Ol

Dünya piyasalarında ticaret savaşlarının büyüklüğü ve derinliği her geçen gün biraz daha değişim gösteriyor.

Amerika ile Çin arasında gerginleşen ticaret savaşlarında otomotiv sektörünün etkisi hiç de yabana atılacak bir durumda değil açıkçası.

Çin’in otomotivdeki etkisi sadece Amerika Birleşik Devletleri’yle sınırlı değil pek tabii.

Avrupalı otomobil üreticilerinin de başı Çinli üreticilerle ciddi anlamda dertte denilebilir.

Çinli otomobil üreticilerinin piyasalarda ciddi oranda boy göstermesiyle birlikte Avrupalı üreticilerin kârlarında önemli oranlarda düşüş yaşanmaktadır.

Kârların bu denli düşmesi sonucunda da kimi Avrupalı otomobil üreticileri fabrikalarını kapatma kararı almış durumdadır.

Avrupa’da veya dünyanın herhangi bir ülkesinde bulunan otomobil üreticilerinin hesaplarını çok iyi yaparak maliyetlerini ciddi oranlarda kontrol altına alma zorunlulukları bulunmaktadır.

Eğer maliyetlerini kontrol edemez ve fiyatlarını Çinli üreticilere yakın oranlara çekemezlerse ilerleyen dönemlerde otomobil satışlarında çok daha büyük problemlerle karşı karşıya kalabileceklerdir.

Öyle ki Almanların üç büyük otomobil devi olan BMW, Mercedes ve Wolkswagen’ın bu yılın ilk çeyreğinde kârları sürekli bir şekilde düşüşle karşı karşıya kalmıştır.

Her üç markanın ilk çeyrek kâr düşüşleri Mercedes’te yüzde 40,7, BMW’de yüzde 25,2 ve Wolkswagen’da ise yüzde 37 olarak gerçekleşmiştir ki bu rakamlar Almanlar açısından son derece ürperticidir.

Herkesin malumu üzere Almanya’da otomobil sektörü ekonominin en önemli sektörü olmasının yanında bir de teknolojik gelişimin lokomotif sektörü olması dolayısıyla da son derece önemlidir.

Almanya da sektörün içinden geçtiği süreçte çok ciddi maliyet artışlarıyla karşı karşıya kalınmasının yanında sektörde yaşanılan birtakım sorunlar yumağıyla sektör Çin karşısında problemler yaşamaya başlamıştır.

Şayet Almanlar bu sorunları hızlıca çözemez ve maliyet artışlarını kontrol altına alamazsa otomotiv sektöründe Almanların ağırlığı zamanla hafiflemeye başlayacaktır.

Türkiye’de yaşayan bir kişi, şöyle etrafına bir baktığında otomotiv sektöründeki bu değişimin çok rahat bir şekilde farkına varacaktır.

Yeni araç satın alanlara baktığımızda Çinli otomobillerin ağırlığının daha fazla olduğunu görebiliyorsunuz.

Zaten mevcut ekonomik şartlarda böyle olmaması düşündürücü olurdu değil mi?

Örneğin aynı motor hacminde Avrupalı bir aracın fiyatı ile Çinli bir aracın fiyatı arasında 2 kat hatta 3 kat fiyat farkı olabiliyor. Bu fiyat farkı SUV modellere geldiğinizde 6 veya 7 katı bulabiliyor.

Şimdi ekonomik olarak herkesin tasarruf yapmak zorunda olduğu şu dönemde, bu kadar farkların olduğu ürünlerde tercih her zaman daha ucuza yönelik olmaz mı?

Pek tabii ki böyle bir ortamda ve şartların böyle olduğu bir süreçte kişilerin tercihleri her zaman ucuz ürüne yönelik olacaktır; bu durum da herkes tarafından normal karşılanmalıdır.

Diğer taraftan Avrupalı araçların artık Çin’de, Çinli kullanıcılar tarafından bile tercih edilmeyen bir düzeye geldiğini söylemek de son derece yerinde olur.

Bu gidişatı değiştirmek için Avrupalı üreticilerin yapması gerekenleri; maliyet düşürücü önlemler, teknolojik gelişmeleri sıkı ve yakından takip ederek yeni modellerde uygun maliyetler ile uygulamak, işçilik maliyetlerini makul seviyelere çekmek ve kârlılıklarda da uygun seviyelerde kalmak şeklinde sıralamak oldukça mümkün gözükmektedir.