Milli Güvenlik Konseyi’nin bir numaralı bildirisi;
Yüce Türk milleti. Büyük Atatürk’ün bize emanet ettiği ülkesi ve milliyeti ile bir bütün olan yüce Türk milleti. Son yıllarda izlediğiniz gibi dış ve iç düşmanların tahrikiyle varlığına rejimine ve bağımsızlığını yönelik fikri ve fiziki halinize saldırılar içindedir.
-1980 Darbe Bildirisi
Türkiye Cumhuriyeti’nin değerli vatandaşları,
Sistematik bir şekilde sürdürülen anayasa ve kanun ihlalleri devletin temel nitelikleri ve hayati kurumlarının varlığı açısından önemli bir tehdit haline gelmiş, Türk Silahlı Kuvvetleri de dahil olmak üzere devletin tüm kurumları ideolojik saiklerle dizayn edilmeye başlanmış ve dolayısıyla görevlerini yapamaz hale getirilmiştir. Gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içerisinde olan cumhurbaşkanı ve hükûmet yetkilileri tarafından temel hak ve hürriyetler zedelenmiş, kuvvetler ayrılığına dayalı laik ve demokratik hukuk düzeni fiilen ortadan kaldırılmıştır.
Paşam... Nasılsınız? İyi misiniz? Son zamanlarda yanınıza pek gelemedik... Hatırladınız mı bizleri? Tabii hatırlarsınız... Lakin biz sizi hatırladık mı? Yaptıklarınızı? Yaşamınızı? Sizi Paşam hatırlayabildik mi bizler? Hatırlayacağız inşallah Paşam. Siz kendinizi üzmeyin. Siz yeniden yeşerdiniz kalbimizde siz yeniden doğdunuz 138 yıl sonra, yeniden ruhunuz sokaklarda yükseldi.
Kıymetinizi bilemedik Paşam... Siz ki Abdülhamid Han’a bile kafa tutup mühür kimdeyse Süleyman odur diyen siz. Onlar mührü Abdülhamid Han’dan çalmaya çalışırken, herkesten önce onların karşısında durup ülkeyi Batılılara satmalarını engellemiştiniz.
Gene geldiler paşam. Sizin ruhunuz da geldi lakin...
Paşam siz her Türk milletinin içinde yeniden yeşerdiniz. Belki biz sizin adınızı unuttuk ama siz isimle değil yürekle hatırlattınız kendinizi bize. Paşam siz Çırağan Sarayın da Ali Süâvi’ye kafa tutarken sizin, Ömer Halis Demirin kalbinde Ankara Özel Kuvvet Komutanlığında hayat buldu. Paşam gene darbeye kalkıştılar. Lakin bunlar eskileri gibi olmadı tıpkı sizin zamanınızdaki gibi Ali Süâvi’lerin, Nişli Salih’lerin karşısında; Halil İbrahim Yıldırım’lar, Erol Olçok’lar, Abdullah Tayyip Olçok’lar, Cemal Abuatuye’ler, Dursun Acar’lar, Mustafa Avcu’lar ve daha nice yiğitlik ruhunuzu nasip almış ayrı ayrı nakışlar. Hepsi sizin vatan uğruna verdiğiniz Çırağan Sarayı’ndaki ilmeği, 15 Temmuz Şehitler Köprüsünde elden ele şehadet şerbetine batırılmış o iplikleri ilmekleyerek, yüreklere astılar şanlı bayrağımızı. Tekrardan hatırlattılar bu millet artık darbelere doyduğunu ister postmodern ister başka sıfatta darbe altında birleşecek her fikrim bizim yüreğimizle yıkılacağını.
15 Temmuz'u kaleme aldılar...Gazi ve şehit yakınlarından 15 Temmuz mektubu
Paşam biz sizleri unuttuk. Lakin sizin ışığınız olan bu şehitlerimizi asla unutmayacağız. Paşam affedin bizi sizi bu ülkenin vatan haininin yanına taşıdılar... Paşam lütfen ağlamayın artık. Sizi öldürenler kor lavların arasında yanarken, siz kufeyalarla süslü ormanların ortasında bizleri seyrediyorsunuz. Paşam size yapılan küffarlı bu hareketi yeniden yapmalarına izin vermeyeceğiz.
Paşam... Paşam hatırladınız mı bizi? Biz sizin gelecek nesliniziz. Biz darbelere “Dur” diyen nesiliz. Biz sizin neslimiz Paşam.
Paşam sağ olun, biz sizin adınızı unuttuk ama siz bize başkalarının adlarını unutmamamız gerektiğini öğrettiniz. Paşam... Yedi Sekiz Hasan Paşam, duyuyor musunuz bu kelamlarımı? Siz Çırağan sarayında dikilerken, bizde 15 Temmuz’da her hainin karşısında el ele diktiğimiz şehadet şerbetinden bayrağımızın gölgesinde yeniden birleştik. Artık devrin değiştiğini bizlerin alçak darbecilerle yıkılamayacak bir millet olduğumuzu göklere yükselttik.
Elif Tükmeci