Patiköy’ün ‘Hanımağa’sı Hülya Balcı

Abone Ol

Kötülüğün sıradanlaştığı, merhametsizliğin altın çağını yaşadığı günümüz dünyasında, Allah’a şükürler olsun ki, iyi kalpli insanlar da var. Bu haftaki yazımı o iyi kalpli insanlardan birini anlatabilmek için kaleme aldım. Çünkü biz gazetecilerin tek görevi fenalığın ‘reytingine’ kapılıp 3’üncü sayfavari haberler yapmak değil; iyi örnekleri de toplumla paylaşmalıyız. Paylaşmalıyız ki; kararmaya yüz tutan kalplerimiz biraz olsun ‘insanlıktan’ nasiplensin.. Şimdi geçelim yazımızın teması olan Patiköy’ün Hanımağası Hülya Balcı’ya…

******

Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde işçi olarak çalışan Hülya Hanım, gerçek manasıyla bir hayvan dostu. İlk başları birkaç hayvana bakan Balcı, çevreden gelen şikâyetler üzerine merkeze bağlı Yukarı Elyakut köyünde bir arazi satın almış. Buraya evladı gibi sevdiği ‘can dostlar’ için bir barınak, kendisi için de  bir konteyner kurduran Hülya Hanım, ‘Patiköy’ ismini verdiği ‘çiftlik’ içinde kimsesiz kedi ve köpeklerden oluşan 70 canlıya bakıyor. İstese,  ‘konforlu’ dairelerde rahat rahat yaşama imkanına sahipken böyle bir zorluğu yüklenen bu güzel insan, koca bir takdiri sonuna kadar hak ediyor.

******

Sabah 4’te uyandığını belirten Hülya Hanım, yaklaşık 3 saat boyunca can dostlara baktıktan sonra saat 07.00’de işine gidiyor. Gün boyu hastanedeki görevini aksatmadan yaptıktan sonra akşam tekrar Patiköy’e dönüş yapan Hülya Hanım, can dostlar için tekrardan temizlik ve yeme-içme  ‘mesaisine’ başlıyor. Tabi merhametin timsali olan Patiköy’de çeşitli eksikliklerle de boğuşmak gerekiyor. Örneğin; elektrik yok, güneş paneli güneş olduğunda elektrik üretiyor ve yaklaşık 3-4 aydır enerji sorunu mevcut. Tüm zorluklara rağmen mücadelesinde yılmayan Balcı, “Maddiyat burada da önüme çıkıyor. Her türlü mahrumiyete rağmen çok çok mutluyuz” ifadeleriyle kararlılığını ortaya koymaktan geri durmuyor.

******

Patiköy’ün Hanımağası’nın hayatını vakfederek yaptığı işler ‘çevreden’ büyük takdir görmekle birlikte, çok az bir kesim tarafından da ‘garipseniyor.’ Hayvan sevgisinin menfaatsiz ve çıkarsız olması bakımından ‘saf’ bir sevgi olduğunu dile getiren Hülya Hanım, “Ben herkese bu sevgiyi yaşamalarını tavsiye ediyorum. Huzur ne deseler, aç bir hayvanın doyduğunda gözlerinde beliren minnet teşekkür derim. İnsan ruhu hayvan sevgisini yaşayana kadar aç bence” diyerek ‘kitabın ortasından’ konuşuyor. Kendisiyle yüz yüze tanışma fırsatı bulamadığım, AA ve TRT’nin haberleri sonrası iletişim kurduğum Hülya Hanım’a, sorularımı geri çevirmeyip cevapladığı için çok teşekkür ederim. Kastamonu’ma ilk yolum düştüğünde, nasipse Patiköy’ü ziyaret edip ‘can dostlarla’ vakit geçirmek istiyorum. Bu vesileyle, soğukların etkisini artırdığı şu günlerde sokaklarda yaşayan ‘sevimli dostları’ unutmamamız gerektiğini, hiçbir şey elimizden gelmiyorsa yetkili kurumları (belediye yahut kaymakamlık) bilgilendirmemizin yararlı olacağını hatırlatmak istiyorum.. Kalın sağlıcakla..