Madem ülkemizde adı konulmamış, sessiz sedasız bir "Temiz Eller operasyonu" yürütülüyor; o halde sessiz çoğunluğun arasına karışmalı, o sandığı patlatan gür sese kulak vermeliyiz.
O sessiz çoğunluk ki... Tabiri caizse vurdu mu oturtuyor. 15 Temmuz’da en öndeydi. Yerel seçimlerde ise en arkaya geçip oy vermeyerek duyurdu o gür sesini. Öyle bir bağırdı ki sessizliğiyle resmen sandıkları patlattı. Bunu hepimiz gördük.
Peki, bu sessiz çoğunluk ne istiyor?
Hangi kademede olursa olsun, halka tepeden bakan siyasetçi istemiyor. Halkın sorunlarıyla ilgilenmeyen, halkı tanımayan, sadece kendi istikbali ve koltuğu için çalışan siyasetçi istemiyor.
Verilen her görevi layıkıyla yaptığı halde, "Görev istenmez, verilir." düsturuyla hareket edip kimsenin kapısını aşındırmayan nitelikli insanlara görev verilmesini istiyor.
Gecesini gündüzüne katıp çalışmak yerine; iş yapmayı bir kenara bırakıp salt bir yerlere gelebilmek için "adam arayan, insanlara sülük gibi yapışan" tipleri tercih edenlerin, milletin yakasından düşmesini istiyor.
Sessiz çoğunluk, "Su akarken değirmeni çalıştıralım, milletin karnını doyuralım." diyeni sahada görmek isterken; "Fırsat bu fırsat testiyi dolduralım." diyenleri artık görmek istemiyor.
Kamuda israfa son verilmesini istiyor. Çürümüşlüğe neşter vurulmasını istiyor.
"O onun adamı, bu şunun adamı" gibi cümlelerden nefret ediyor. Dağıtılan payelerin sürekli aynı kişilere verilmesinden dolayı oldukça mustarip bu sessiz çoğunluk.
Bir zümreye, bir aileye, bir gruba; adına ne derseniz deyin, belirli bir kesime dağıtılan imtiyazlardan herkes sıkılmış durumda.
Gönül istiyor ki Anadolu’nun ücra bir köyünden; sesi soluğu çıkmayan ama işini sağlam yapan o kavruk yüzlü gençler aranıp bulunsun. Önemli görevler onlara verilsin.
Görün bakın o zaman insanlar nasıl coşar, herkes nasıl aşkla şevkle çalışmaya başlar... Dar paça pantolonla nargile içerken cebinde taslak halinde atama listesi gezdirenlerin hegemonyası nasıl yerle bir olur...
Sessiz çoğunluk başka ne diyor? "Asgari ücretliyi ve emekliyi devletimiz ihya etsin ki yirmi üç yıldır yaptığımız gibi yine patlatalım sandıkları..." diyor.
E daha ne desin?
Sessiz çoğunluk, "Temiz Eller" operasyonunun "dokunulmaz" denilen herkese dokunmasını istiyor. Adalet öyle bir tesis edilsin ki toplumda dilden dile dolaşan ama yüksek sesle konuşulmayan o sülüklerin saltanatına da son verilsin.
Verilsin ki sessiz çoğunluğun gözleri yeniden parlasın… Seslerinin duyulduğunu hissetsin ve dört elle sarılsın davasına…