Sofranın bereketi zeytinyağı

Abone Ol

Binlerce yıldır ülkemizin bereket sembolü, barışın dalı, soframızın bereketi olan zeytin; gökyüzüne uzanırken toprakla kurduğu kadim bağıyla sessiz bir duaya dönüşür. Bu lezzetin hikâyesi, kökleri derinlere uzanan zeytin ağacı misali, toprakla gökyüzü arasında titreyen bir davetiye gibidir: Dalları umut, kökleri geçmiş; her bir tanesi geçmişten geleceğe uzanan bir köprü...

Zeytinyağı, bu yolculuğun sıvıya dönüşmüş hali; sabahın ilk ışığında çocukluğuna hasret bir duygu, akşam sofralarına düşen altın bir huzur...

Mesogis Zeytinyağı

Ege’nin saf doğasından gelen lezzet

Mesogis, modern teknolojiyi gelenekle ustaca buluşturan bir marka. Ekim–kasım aylarında, sabahın serinliğinde başlayan erken hasat dönemiyle topladığı zeytinleri, birkaç saat içinde soğuk sıkım yöntemiyle işleyerek en saf hâline dönüştürüyor. Polifenol ve diğer faydalı bileşenleri mümkün olan en üst düzeyde korumayı hedefleyen üretim anlayışı, Mesogis zeytinyağlarını Ege’nin ruhunu her damlada hissettiriyor. Erken hasat Memecik, Blend ve Gneyiş gibi çeşitlerle sofralara hem sağlık hem de lezzet taşıyor. Bu markanın misyonu, doğanın cömertliğini en saf haliyle sofralara ulaştırmak.

Bu yıl Dünya Zeytinyağı Konseyi tarafından akredite edilmiş 6 yarışmadan 11 ödül

1. 🥇🥈 London IOOC ‘25

2. 🥇🥈 Evo IOOC Italy '25

3. 🥇🥈 Athens IOOC '25

4. 🥈 Japan Joop '25

5. 🥈🥈 Anatolian IOOC '25

6. 🥇🥈TerraOlivo IOOC ‘25

Aydın dağlarının ruhundan sofralara uzanan yağ

Aydın dağlarının antik adı Mesogis… Tarihçi Heredot’un “Gökyüzünün altındaki en güzel yeryüzü” diye tanımladığı bu topraklarda doğan bir isim. Bugün, o kadim dağların eteklerinde, Kuyucak’ın bereketli bahçelerinde kök salan bir tutku projesi var: Mesogis Zeytinyağı. Bu isim, toprağın, güneşin ve emeğin şişelere sığdırıldığı bir ruhtur. Binlerce yıldır Karya uygarlığından günümüze miras kalan “ölmez ağaç” zeytin, bu topraklarda yaşamın, bereketin ve sağlığın sembolü oldu. Mesogis de bu köklü mirası devralarak, her damlasında tarihin, emeğin ve doğanın izini taşıyan özel bir yağ sunuyor.

“biz zeytiniz”

Mesogis için zeytin bir ürün değil, bir kimliktir. Fidanken köküne su verilirken de olgunlaşıp hasada hazırlanırken de hatta kuruduğunda ardından yas tutulurken de. Bu yüzden Mesogis “biz zeytiniz” diyor; çünkü bu marka, üreticinin, işçinin, ustanın ve tüccarın ötesinde bizzat ağacın kendisiyle özdeşleşmiş bir yolculuktur.

Mesogis’in iki özel çeşidi

Mesogis Blend: Ege’nin dört kadim çeşidi –Memecik, Domat, Eşek ve Gemlik– ustalıkla harmanlanır. Yeşil elma, badem, domates yaprağı ve enginar dokunuşlarıyla zarif bir karışım oluşturulur. Yumuşak içimli, çok yönlü bir yağdır; İtalyan ve Akdeniz mutfaklarının incelikli lezzetlerine eşlik eder.

Mesogis Memecik: Aydın’ın güçlü karakterini taşıyan, yüksek polifenollü bir yağdır. Yeşil domates, taze çimen, badem ve fındık aromalarıyla öne çıkar. Güçlü gövdesi, zarif yakıcılığı ve meyvemsiliğiyle özellikle çiğ tüketimde ayrıcalıklı bir deneyim sunar.

Niz Olive Zeytinyağı

Tutkunun ve kalitenin damıtıldığı “Sıvı Altın”

Niz olive’in hikâyesi, Aydın’ın Naipli köyünde, Memecik türü zeytinlerle butik bir tutkunun ürünü olarak doğuyor. Kurucu Nebi Yorgun’un idealist vizyonu ve kızı Berna Küçükkaya’nın zeytinlerle dolu çocukluğu, marka için hem strateji hem de ilham kaynağı. "İyi zeytinyağı herkesin hakkı" mottosuyla yola çıkan Niz olive, erken hasat Memecik zeytinyağında yüksek polifenol değeri ve 0,2–0,3 dizem derecesiyle damakta yoğun bir acılık ve hafif yanma hissi bırakıyor; modern hijyen ve teknolojiyi gelenekle harmanlıyor.

Ödülle taçlanan kalite

Uluslararası prestijli natürel sızma zeytinyağı kalite yarışmalarının sıralamalarında da yer alan Niz olive, EVOO World Ranking listesinde Türkiye’de 24. sırada yer almış; dünya genelinde ise 102. sırada değerlendirilmiş. Toplamda ödüllerle taçlanan bu butik üretim, her damlasında hem özen hem gurur taşıyor.

Bir kadının zeytinle yazdığı hikâye

Bazı markalar vardır; iyi bir üretim sürecinin yanında, aynı zamanda bir hayat yolculuğunun meyvesidir. Niz Olive, tam da böyle bir hikâyenin adı. Hikâyenin ilk filizleri, sanayici Nebi Yorgun’un zeytine olan sevgisiyle atıldı. Fakat bu filiz, asıl derinliğini onun kızı Berna Küçükkaya’nın kalbinde buldu. Çocuk yaşlarda bahçeden okula, okuldan bahçeye uzanan küçük kaçamakları; hasat zamanı bahçelerdeki kahkahaları ve babasının fabrikasında duyduğu taş baskı makinelerinden yayılan kadim kokular…

Tutkudan doğan bir miras

Homeros’un “sıvı altın” dediği zeytinyağı, Niz Olive’in ellerinde hem geleneğe sadık hem de modern bir üretim anlayışının parçası oldu. 2021 yılında başlayan bu yolculuk, kısa sürede yurt içi ve yurt dışındaki başarılarla taçlandı. Niz Olive, 0,2–0,3 dizem derecesine sahip yüksek kaliteli zeytinyağını, Türkiye’nin Avrupa Birliği coğrafi işaretli tek zeytin türü olan Memecik ile üretirken, her damlasında yoğun meyvemsi aromayı saklıyor. Bugün Niz Olive’in her şişesinde Nebi Yorgun’un vizyonu, Berna Küçükkaya’nın tutkusu, Ege topraklarının bereketi ve zeytin ağacının binlerce yıllık hikâyesi var. Niz Olive’in yolculuğu aslında bir metafor: köklerini derinlere salan, her mevsimde yeniden filizlenen, gölgesinde huzur, meyvesinde sağlık sunan bir zeytin ağacı gibi. Her damlasında bir öykü, her yudumunda bir hatıra, her şişesinde bir gelecek var.

Coşkun Zeytincilik

Mübadeleden markaya uzanan yolculuk

Girit’ten Ayvalık’a uzanan derin bir tarih şeridine sahip Coşkun Zeytincilik, mübadele döneminde verilen topraklarda Kocataş ailesinin zeytincilik tutkusuyla filizleniyor. 2007 yılında Coşkun Kocataş’ın markalaştırdığı bu serüven, 2015’te taş baskı sıkım makineleriyle güçlenerek perakende adımını atıyor. Oğlu Mert Kocataş, bu mirası devralarak üretimi hijyenik ve modern tesislere taşıyor. Ayvalık ve Cunda’daki zeytinliklerinden elde edilen yağlar, Kazdağları’nın oksijeni ve Ege’nin eşsiz iklimiyle birleşerek sofistike bir lezzet üretiyor. Coşkun Zeytincilik; Almanya, ABD, Kuveyt, Hollanda gibi ülkelere ihracatla kendi öyküsünü dünya sofralarına taşıyor.

Ayvalık’ın ruhunu taşıyan bir aile mirası

Ayvalık’ın bereketli topraklarından doğan Coşkun Zeytincilik’in serüveni, üç kuşaktır süren bu yolculuk, köklere, emeğe ve sadeliğe tutkunun adıdır. Ailenin hikâyesi 1922’ye, Girit’ten mübadeleyle Ayvalık’a uzanır. Bir yanlarında geçmişin hatıraları, öte yanlarında yeni vatanın sunduğu eşsiz topraklar… Devletin verdiği zeytinlikler, o günlerden bugüne bir geçim kaynağı bir yaşam biçimi olur. Yıllar değişse de iş kolları farklılaşsa da zeytin ağaçlarıyla bağ asla kopmaz. Çünkü onlar için zeytin, aile bağlarının, toprağa olan vefanın ve emeğe gösterilen saygının sembolüdür.

Zeytin yaşamın bir parçası

Ayvalık’ın bereketli toprak yapısıyla beslenen bu ağaçlar, dünyanın en değerli zeytinlerini verir. Ama iyi zeytinyağı doğanın bir hediyesi olmakla birlikte tecrübe ister sabır ister sevgi ister. Coşkun ailesi de tam bu noktada devreye girer. Dededen toruna aktarılan bilgiyle, doğal yöntemlerden ödün vermeden, taş baskı geleneğini modern dokunuşlarla buluşturarak sofralara en saf yağı ulaştırır. Yeşilinden siyahına, kırmadan çizik zeytinlerine kadar her tanesi özenle seçilir.

İsimsizden ödüllü bir markaya

Coşkun Zeytincilik, bugün hem yurt içinde hem de yurt dışında talep gören bir marka. 16 ödülle taçlanan bu yolculuk, tesadüf değil; doğaya, emeğe ve dürüstlüğe duyulan inancın bir karşılığı. Markanın felsefesi basit ama derin: Kaliteden ödün vermemek, doğallıktan sapmamak, geçmişin mirasını geleceğe taşımak. Bu yüzden her damla zeytinyağında bir aile mirası, her zeytinde Ayvalık’ın ruhu gizli.