Teknoloji çağında şirketler

Abone Ol

Günümüz dünyasında hayatın her alanında, her gün yeni bir teknolojik değişim ve gelişimle iç içe yaşıyoruz.

Her teknolojik değişim gerek insanları gerekse de şirketleri yeni açılımlara zorlamaya devam ediyor.

Her teknolojik gelişim ise gerek insanların gerekse de şirketlerin rakiplerine oranla bir adım daha öteye gitmesine vesile oluyor.

Kısacası teknoloji alanındaki her farklılaşma hem insana hem de şirketlere bir katma değer kazandırıyor.

Çocukluk çağlarımızda Avrupa’da internet denen bir olgudan haberdar idik ama hayatımıza girdiğinde aslında ne kadar büyük bir teknolojik gelişme olduğunu kavramış olduk.

Yaşamımıza her dokunan teknolojik değişim bizi biraz daha farklılaştırarak hayata değişimle birlikte odaklanmamızı sağlıyor aslında.

Bu noktada yapay zekâ denen teknolojik yenilik önümüze çıkıyor ve yapay zekâya odaklanmak gerekliliği her geçen gün kendisini biraz daha fazla hissettiriyor.

Yapay zekânın gelişimi o kadar hızlı ki gelecekte şirketlerin rekabet noktasında elindeki verileri en iyi şekilde kullanmaları, verilerden öğrenmeyi bilmeleri ve ellerindeki verileri sürekli geliştirmelerinin son derece önemli olduğu bir sürece doğru yol alıyoruz.

Süreç öyle hızlı ki 5 ile 10 yıl arasında şirketlerdeki operasyonel olguların tamamı neredeyse akıllı sistemler tarafından yönetilecek; yani yapay zekâ operasyonlarda belirleyici ve etkili gücünü tamamen hissettirecek gibi durmaktadır.

Durum böyle olunca da şirketlerin bunlardan geri durması mümkün müdür? Asla değildir. Gelecekte de rakiplerine fark atmak isteyen şirketlerin bu değişime olabildiğince hızlı ayak uydurması onlar için hayati bir zorunluluk durumundadır.

Daha hızlı sipariş alımı, daha hızlı üretim, daha hızlı stok takibi, daha hızlı termin vs. vs.

Daha hızlı yaşanan bu süreçle şirketlerin verimliliği artıyor; böyle olunca da şirketler hem vakitten kazanıyor hem de üretkenlik noktasında iyi bir konuma yükseliyor.

Uluslararası alanda ülkemizin şirketlerinin daha fazla söz sahibi olması ve global anlamda şirketlerimizin ciddi sayılarda var olması için teknolojik gelişimlerin tamamında etkili olmaları gerekmektedir.

Uluslararası şirketlere baktığımızda bu şirketlerin tamamının teknolojik anlamdaki her türlü yeniliği hiç zaman geçirmeden şirketlerinde uygulayan yapılar olduklarını görürüz.

Türk şirketlerinin de uluslararası şirketlerin yaptıklarını yapmaları ve şirket yönetimlerinde teknolojik gelişmeleri hızla uygulamaları gereklidir.

Öyle bir çağda yaşıyoruz ki hız artık en önemli mefhum durumuna gelmiştir.

Bununla birlikte hızlı hareket edenlerin hedefe çok daha çabuk ulaştığı bir zaman diliminden geçiyoruz.

Ana hedefte müşteri bulunmakta ve müşteriyi hızlı anlayan, müşterinin isteğini hem hızlı, hem kaliteli hem de düşük maliyetle yerine getiren şirketlerin önünün açık olduğu bir çağın içerisindeyiz.

Müşterinin sizde bir fayda görmesi, rakiplerinize oranla daha farklı bir ürün gamı veya farklı bir hizmet görmesi, sizi müşterinizin gözünde rakiplerinizden farklı kılarak onlardan birkaç adım öne geçmenize vesile olacaktır.

Bunu yaptığınızda da zaten sürdürülebilir kârlılığı sağlamış oluyor ve yolunuza daha güçlü bir şekilde devam edebiliyorsunuz.