Teknoloji Hızlı Ama İnsan Yavaş

Abone Ol

Teknoloji hız ister, insan anlam. Bu iki ritim çoğu zaman çakışmaz. Güncellemeler saniyeler içinde yapılır, kararlar tek tuşla alınır, sonuçlar anında beklenir. Oysa insanın anlaması, kabullenmesi ve sindirmesi zaman alır. Ruh, aceleye gelmez.

İnsan duyguyla karar verir, teknoloji veriyle. Bu yüzden her şeyi otomatiğe bağlamak insanı yavaş yavaş kendine yabancılaştırır. Hız arttıkça sorumluluk azalır, düşünme refleksi körelir. Karar vermek yerine onaylamak, seçmek yerine kabul etmek alışkanlık hâline gelir.

Teknoloji yardımcı olmalı, yöneten değil. İnsanı hızlandırmalı, tüketmemeli. Hayatı kolaylaştırırken onu yüzeyselleştirmemeli. Çünkü hız, anlamdan koptuğunda ilerleme olmaktan çıkar; yalnızca savrulmaya dönüşür. İnsan neye yetiştiğini bilmeden koşmaya başlar.

Unutulan şudur: İnsan makine değildir. Yorulur, durur, düşünür. Zaman zaman yavaşlamaya ihtiyaç duyar. Teknoloji bu ihtiyacı yok saydığında, verim artmaz; tükenmişlik artar.

Gerçek ilerleme, insan hızına saygı duyulan teknolojidir. İnsanı merkeze alan, ruhu hesaba katan, durmayı da seçenek olarak sunan bir anlayıştır. Çünkü teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, insanın ritmini kaybettiği bir yerde ilerleme değil, kayıp vardır.