Terörsüz Türkiye vizyonuna kamuoyu desteği: Dalgalı seyir, temkinli iyimserlik

Abone Ol

Terörsüz Türkiye Sürecine desteği Optimar Araştırma MHP Lideri Bahçeli'nin çıkışı sonrası her ay sürekli ölçtü. Destek oranının araştırmanın yapıldığı aylarda zaman zaman dalgalı bir seyir izlediği görülüyor.

Ocak: %57 destek, %30 kararsız, %13 karşı

Mart: %53 destek, %28,9 kararsız

Nisan: %71,8 destek, %28 karşı

Mayıs: %65 destek

Haziran: Destek oranı daha da düşüyor.

Toplumun önemli bir kısmı “Terörsüz bir Türkiye” fikrine sıcak bakıyor ancak destek sürekli dalgalanıyor. Bu da kamuoyunun sürece tam olarak ikna olmadığını, umut ile kuşku arasında gidip geldiğini gösteriyor.

Güven ve bilgi eksikliği:

Ocak 2025'te halkın sadece %47,1’i süreci bildiğini ifade ediyor.

Mart 2025’te “PKK feshedilecek mi?” sorusuna sadece %24 “evet” cevabı veriliyor.

Haziran ayında “Terör bitecek mi?” sorusuna %58,7 “hayır” deniyor.

Mart’ta sürece güvenmeyenlerin oranı: %58,4

Sürece dair bilgi eksikliği, halkta öğrenilmiş bir güvensizlik yaratıyor. PKK’nın silah bırakacağına yönelik inanç son derece düşük. Bu, 40 yıllık travmanın hâlâ çok canlı olduğunu gösteriyor.

Siyasi kutuplaşma:

Sürece en yüksek desteği veren parti seçmenleri:

DEM Parti: Her ay yüksek destek

AK Parti ve MHP: Güçlü destek

CHP: Desteği var ancak temkinli

Zafer Partisi: Net karşı

Sürece verilen destek, parti aidiyetine göre belirleniyor. Bu da “millî bir barış projesi” yerine “politik pozisyon almaya dönüşüyor. Süreç böylece toplumsal uzlaşıdan uzaklaşıyor.

Demografik kırılımlar: Kararsız gençler, umutlu yaşlılar

Kadınlar, gençler, alt gelir grupları: Daha olumlu bakıyor

18–24 yaş grubu: En yüksek kararsızlık oranı

Eğitim seviyesi yükseldikçe sürece dair bilgi ve destek artıyor

Kürt kökenli seçmenlerde umut düzeyi daha yüksek

Toplumun genç kesimi net bir pozisyon alamıyor, bilgiye ve güvene aç. Eğitimli kesimler süreç hakkında daha bilinçli ama aynı zamanda daha eleştirel.

Kolektif bellek ve travma: Eski süreçlerin gölgesi

Mart ve mayıs aylarında “kolektif bellek” ve “öğrenilmiş şüphe” vurgusu öne çıkıyor.

Haziran'da toplum süreci hâlâ “samimiyet testi” olarak görüyor.

“Demokratikleşme” vurgusu bile, “taviz veriliyor” algısıyla karşılaşıyor.

Geçmiş çözüm sürecinden kalan kötü tecrübeler, sürecin önündeki en büyük engel. Toplum yeniden kandırılmak istemiyor.

Ekonomik ve jeopolitik etki: Sürecin dış halkaları

“Terörün bitmesi ekonomiyi olumlu etkiler” diyenler:

Mayısta: %38,4

Haziranda: %42

Türk milleti, iç güvenlik sorunlarının dış politikayla iç içe geçtiğini düşünüyor. Sürecin başarısızlığı sadece iç barışı değil, dış güvenliği de tehdit eder algısı yaygın.

Sonuç olarak;

Barış talebi yüksek, ancak bunun “bedelsiz” olması isteniyor. Süreç bilgisi eksik, bu da güven sorununu derinleştiriyor. Parti kimlikleri, süreci millî olmaktan çıkarıyor. Siyasi aktörlere güven az, örneğin Bahçeli’ye en çok güvenenler %31,5 ile MHP seçmeni.

Önce güvenlik, sonra açılım;

İlk 6 ayda gözle görülür güvenlik kazanımı elde edilmeden demokratik açılıma geçilmemeli.

Süreç, şeffaf ama ilkeli, insan hakları merkezli ama devletin bekasını önceleyen bir yaklaşımda olmalı.

Terörsüz Türkiye vizyonu, sadece güvenlik değil, ekonomik ve demokratik kalkınma anlamında da bu topraklarda huzur ve bereketi sağlayacaktır.