Şimdi okurun kafasında şu soru var değil mi; yine mi gençlik teması? Sevgili okur, genellikle gençlerle birlikte olduğum için onlardan gelen sorular üzerine bende her hafta köşemi farklı konular üzerine güncellemek zorunda kalıyorum. Şuan ülkede gündem başkanlık ve referandum üzerinden yürüyor hemen her köşede bunlarla ilgili konular görmekteyiz. Biraz farklılık olsun! Gençlik üzerinden gidelim biz yine de…
Her gittiğim gençlik seminerlerinde gençlere muhakkak yapmaları gerektikleri en başlıca şeyin bol bol kitap okumaları gerektiğini söyler dururum. Gençlerden biri atıldı ve bu ülkede kitapların pahalı olduğuna değindi. Bunun için kitap okumalarının zor olduğunu dile getirdi. Bende seminerden sonra oturdum hesapladım gerçekten bu kitap işi dedikleri gibi pahalı mı diye…Çünkü kendimden bilirim sırf kitap almak için cebimde beş parasız dolaşıp yine de mutluluktan dibe vurduğum zamanları… Ya bu gençlerle aynı ülkede yaşamıyorduk yada onlar bu durumu abartıyordu. Kitap satın almanın, hatta okumanın pahalı ve ortalama insanın olanaklarının dışında bir zevk olduğu fikri o kadar yaygınlaşmış ki, bir köşe yazısına girmeyi hak ediyor bu konu… Kendi kitaplarımınbir dökümünü yaparak ve toplam fiyatlarını hesaplayarak işe koyuldum. Gördüm ki diğer masraflarla karşılaştırdığımda kitaplara harcadığım para çok az. (Bende bir öğrenciyim ve bursla okuyorum hiçbir gelirim yok.) Bu genellemeye varmamın sebebi öğrenci olmam ve o lisans düzeyinden benimde geçmiş olmam.
Kitap fiyatları arttı; ancak okumanın maliyeti, kitapları ödünç almak yerine satın alsanız dahi içtiğiniz sigaranın gittiğiniz sinemanın toplam maliyetini aşmaz. Eğer okumayı seven bir gençseniz kitapların fiyatlarından yakınmamanız gerekir. Eğer genç kitap okumayı sinemaya gitmek gibi sadece eğlence olarak görüyorsa bunun ne kadar paraya mal olacağına dair kaba bir tahmin yapmak mümkündür. Eğer sadece roman vs. okuyor ve okuduğunuz her kitabı satın alıyorsanız, bir kitabın fiyatının 15 lira olduğunu ve okumanızın 10 saat aldığını düşünürsek saatte 1,5 lira harcamış olursunuz. Bu aşağı yukarı içtiğiniz sigaranın bedeline denktir. Daha ciddi kitaplara odaklanıyor ve yine okuduğunuz her kitabı satın alıyorsanız, harcamalarınız yine yaklaşık olarak aynı olacaktır. Kitap ne kadar pahalı olursa okunma süresi o kadar artacak. Her iki durumda da okuduktan sonra kitap sizlerin olacağına göre bunları isterseniz üçte bir fiyatına satabilirsiniz. Diğer yandan, kitapları satın almıyor, yalnızca kitap kiralayan kütüphaneden ödünç alıyorsanız, okumak için saatte çok cüzi bir miktar harcarsınız. Kitapları halk kütüphanesinden ödünç alırsanız okumak neredeyse bedavaya gelecektir.
Okumanın ucuz eğlenceli türlerden biri olduğunu göstermek için yeterince şey söyledim galiba. Kitaba en çok para harcayan ülkeyi bilmiyorum ama haftalık en çok kitap okuma ortalaması 10.7 saat ile Hindistan olduğunu biliyorum! Bizde olabiliriz… Kitap tüketimimizin az olması sanıldığı üzere kitapların pahalı olmasından değil gibime geliyor…Sigaradan, sinemaya gitmekten ve buna benzer türlerden daha az heyecan verici bir meşgale olmasından kaynaklanıyor gibi…
Ey genç! Artık okumamak için bahanelerin peşini bırakmalısın. Teslim olmalısın. Üstündeki ölü tozlarını silkeleyip gelecek için, yarınki Türkiye’nin inşası için çalışmalara başlamalısın. Biliyorum; zihnine; okumalısın, çalışmalısın, sorumluluk almalısın, gayret etmelisin, emek vermelisin gibi cümleler ağır geliyor. Ama.. Geleceğin tohumunun gençlik olduğunu biliyoruz ve bu uğurda çalışmalıyız, okumalıyız. Teslim olmalıyız!
Korkmayın sevgili gençler yapabilecekleriniz düşündüklerinizden daha çok…