Genel

Toplumsal dayanışmanın en güçlü kaynağı kardeşliğin harcı Peygamber sevgisi

Suriye, yıllarca süren iç savaşın ardından yaralarını sarma ve toplumsal kalkınmayı yeniden inşa etme sürecinde önemli adımlar atıyor. Eğitimin önceliklendirilmesi ve kültürel zenginliğin korunması, Suriye’nin geleceğini şekillendirirken, başta Türkiye olmak üzere tüm Ortadoğu’nun huzurunu da yakından ilgilendiriyor.

Abone Ol

Bu sürecin en dikkat çekici örneklerinden biri, Pazar günü, Haseke iline bağlı Telirfan beldesinde yaşandı. Arap, Kürt ve Türkmen topluluklarını aynı çatı altında buluşturan Haznevi Arapça ve Şer’î İlimler Enstitüsü’nün ev sahipliğinde gerçekleştirilen Mevlid-i Nebî programı, ülkedeki en büyük ve en renkli etkinliklerden biri olarak kayıtlara geçti. Farklı kültürlerden binlerce insanı aynı duyguda birleştiren bu buluşma, iç savaşın açtığı yaraları sararken, toplumsal barışa güçlü bir katkı sundu. Ortak kanaat, toplumların hoşgörüsünü büyüten en güçlü kaynağın “Peygamber sevgisi” olduğu yönündeydi.

Programa ülke genelinden yoğun bir katılım gerçekleşti. Enstitü’nün yaklaşık yüz öğretim üyesi yanı sıra çok sayıda âlim, akademisyen, kanaat önderi, şair ve sivil toplum temsilcisi Telirfan’da bir araya geldi. Enstitü’nün sosyal medya hesaplarından canlı yayınlanan program, Arapça ve Kürtçe yayın yapan yerel televizyonlar tarafından da geniş kitlelere ulaştırıldı.

YAZ TATİLİNİ EĞİTİMLE DEĞERLENDİRMEK

Mevlid-i Nebî programı, Hz. Peygamber hakkındaki ayetlerin okunduğu bir Kur’an ziyafeti ile başladı. Ardından yapılan konuşmalar sonrasında Arapça ve Kürtçe kasidelerle manevî atmosfer daha da zenginleşti. Katılımcılar, Hz. Peygamber’in örnek ahlâkına dair vurgularla derin bir farkındalık kazandı. Program boyunca birlik, kardeşlik ve ortak değerler etrafında kenetlenmenin önemi özellikle öne çıktı.

Geceye damga vuran anlardan biri ise ay tutulması sırasında kılınan toplu Husûf namazı oldu. Ay tutulması eşliğinde Hz. Peygamber’i anmak, katılımcılar için manidar bir atmosfer oluşturdu. Program sonunda, Enstitü’nün ülke genelinde devam ettirdiği yaz tatili kurslarında eğitim alan çoğu ilkokul ve ortaokul öğrencisi olan 1200 öğrenci, Kur’ân-ı Kerim’in son iki cüzünü tecvit kurallarına uygun şekilde ezberlemelerinin karşılığında takdirname ile ödüllendirildi.

Dergâh misafirperverliği ile tüm katılımcılara ikramlarda bulunuldu. Bir asrı aşkın süredir kaynayan ve gönülleri de besleyen bu ocak, ilim yuvası olmasıyla beraber, Anadolu kültüründe “Yûnus’un dergâhı” olarak tabir edilen bir merkez olarak, toplumu kucaklamaya ve aydınlatmaya devam ediyor.

İç savaşın, göçün, yıkımın ve kuşatmaların ortasında ilim üretmek… Telirfan’da yükselen bu ilmî direniş, bu coğrafyada inancın ve azmin hâlâ nasıl kök salabildiğini tüm dünyaya gösteriyor. Zira tüm imkânsızlıklara rağmen ayakta duran bu gayret; hiçbir politik gündeme bağlı olmadan, hiçbir dış kaynağın fonuna ihtiyaç duymadan yoluna devam ediyor. Bugün Telirfan’daki faaliyetler yalnızca fiziki Enstitü yapısıyla sınırlı değil; aynı beldede faaliyet gösteren İlim ve İrfan İslami İlimler Merkezi, dijital çağın imkanlarını kullanarak küresel ölçekte bir eğitim platformuna dönüşmüş durumda. “Makrâ” adıyla bilinen bu merkez, Arapça, Türkçe, Kürtçe ve İngilizce dillerinde Kur’ân, Tecvid ve Şer’î ilimler derslerini akademik bir titizlikle sunuyor. Üstelik herkese açık ve tamamen ücretsiz olan bu dersler, ilmin asaletini çağın imkanlarıyla buluşturarak sadece binlerce öğrenciyi değil, farklı coğrafyalardan gelen toplumları da aynı ufukta birleştiriyor.

TÜRKİYE VE SURİYE ARASINDAKİ KARDEŞLİK

Türkiye sınırına komşu olan Telirfan, yalnızca iki ülke arasında ilmî ve kültürel bir köprü değil; aynı zamanda ortak bir tarih bilincinin, kardeşliğin ve barış vizyonunun canlı bir sembolü olarak öne çıkıyor. Bugün Türkiye’de tanınmış pek çok ilim, fikir ve edebiyat insanının bu dergâhta yetiştiği biliniyor. Bu yönüyle Telirfan, yalnızca bölge için değil, tüm İslam coğrafyası ve hatta küresel toplum için ilham kaynağı olan bir merkez hüviyeti kazanmış durumda. Tüm bu ilim ve irfan merkezinin öncüsü olan büyük İslam âlimi Şeyh Muhammed Muta' Haznevi Türkiye’de yaşıyor.