Türkiye Cumhuriyeti’nin ömrü ne kadar olur?

Abone Ol

Türklerin ilk yazılı kaynaklarının 6. yüzyılda Yenisey ve Orhun yazıtları olduğuna dair bilgilerimiz vardı.

Her geçen gün yeni belgelere ulaşılıyor ve M.Ö’ye dair de bulgular elde ediliyor. Bu konuda da günümüzde Prof. Dr. Ahmet Taşağıl Hoca yeni belgelere ulaşıyor ve belgeleri ile tarihi gerçekleri ortaya çıkarıyor.

Amacım tarihi veriler üzerinden bir tartışma yapmak değil. Ancak, ilk yazılı kaynaklarımızda da öncelikle ‘birlik ve beraberlik’ vurgusu ile ‘Çinlilerin ipeklerine’, ‘ipek tenli prenseslerine’ ve ‘güzel sözlerine’ kanılmamasına dair birçok uyarı vardı.

Ayrıca Çin çaşıtlarının araya soktukları fitneler neticesinde onlarla iş tutan işbirlikçi devlet adamları da geçmişte Türk devletlerinin ömrünü kısaltmıştı.

Mesela “Türk milleti için gece uyumadım; gündüz oturmadım.” tanımlamasını şu an Cumhurbaşkanımız Erdoğan söylese kimsenin itirazı olmaz. Zira, gece gündüz dur durak bilmeden çalışan, koşturan bir lider Erdoğan.

Mesela, “Üstte mavi gök delinmedikçe, alttan yağız yer delinmedikçe, Türk milleti, senin ilini, töreni kim bozabilir.’’

Yine baktığımız zaman Selçuklu’nun kuruluşunda da Çağrı Bey ile Tuğrul Bey arasındaki birlik ve beraberlik de Selçuklu’nun kuruluş sürecinde kendisini göstermiştir. İbnü’l Esir, El Kamil fi’t Tarih’te “Selçukluların kudreti, Tuğrul ve Çağrı Bey’in birliği sayesinde doğdu. Biri ordunun aklı, diğeri kılıcıydı.” der.

Bilge Kağan ve Tonyukuk arasındaki birlik ve beraberlik de Türk devletinin yükselmesine birlik ve beraberliğine örnek gösterilebilir.

Türk tarihinde de İslam tarihinde de benzer örnekleri çoğaltmak mümkün.

Daha bundan 10-15 yıl önce birileri -üstelik bazıları da kendisini Türk milliyetçisi olarak tanımlıyorlardı- “Türkiye Cumhuriyeti 100. yılını göremeyecek.” diye yeise düşüyorlardı.

Şükür ki Türkiye Cumhuriyeti 102. yaşını kutladı.

İnşallah nice yüzyıllar, bin yıllar görür. Ve inşallah kıyamete kadar payidar olur.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı için Cumhurbaşkanımız Erdoğan bir vizyon ortaya koydu. Sonraki süreçte Erdoğan, 2053 ve 2071 vizyonunu da ortaya koydu.

2023 vizyonu ile ilgili MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin de bir vizyonu vardı.

15 Temmuz hain darbe girişimi sürecinde hain ve işbirlikçilere karşı MHP lideri Bahçeli Türk milletinin iradesini temsil ettiği için Sayın Cumhurbaşkanımızın yanında durdu.

15 Temmuz’dan itibaren ufak tefek pürüzler olsa da Sayın Bahçeli bunların hiçbirine takılmadan desteğini Sayın Erdoğan’dan hiç çekmedi.

Neden derseniz…

Bana göre Erdoğan ‘kut almış’ ‘kut bahşedilmiş’ bir liderdi.

Nitekim “Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır.” hadis-i şerifinden hareketle zaman zaman araya fitne sokanlar olsa da Erdoğan ve Bahçeli birlikteliği rahmet doğuran bir birliktelik olmuştur.

Sayın Erdoğan’ın ilk 30 Ağustos’ta dile getirdiği ‘iç cephe’ vurgusunun daha net tahkim edilmesi adına MHP lideri Bahçeli, ‘Terörsüz Türkiye’ süreci ile ilgili çıkışı yapmış ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından da bu çıkış desteklenmiştir.

Sonuç olarak; etrafımızın ve tüm dünyanın ateş çemberi ile çevrildiği bu dönemde varsa bile problemlerin, çözülemeyecek problemler olmadığını düşünüyorum.

Türkiye Cumhuriyeti’nin ömrü de gelecekte Türk milletinin yerini hak ettiği yere taşımak üzere yük alanlar sayesinde ilelebet payidar olacaktır.