Kıbrıs sorununa ilişkin hazırladığımız haberin birinci kısmı dün yayımlandı. Bugün yayımlanan kısımda ise Ada’da yaşanan olayların ardından siyasi çözüm arayışları yer alıyor. Annan Planı’ndan Rum tarafının AB’ye tam üye olması ile birlikte Türk tarafı ve Türkiye’nin Ada’da çözüm arayışları için attığı adımlar bu kısımda yer alıyor.
Tüm bu adımlara rağmen 12 Ocak’ta Cenevre’de Kıbrıs’taki sorunların çözümü için başlatılan görüşmeler Rum lider Anastasiadis’in okullarda ‘Enosis’in okutulması konusunda ısrarı kesildi. Bu tavır Rum tarafının geçmiş ideallerinden halen kurtulamadığının en büyük kanıtını oluşturuyor.
2001- 8 Kasım’da Denktaş sorunda bir çıkış yolu bulmak üzere Rum tarafının lideri Klerides’e mektup göndererek Ada’da yüz yüze görüşme önerisinde bulundu. Bu davet sonrasında Denktaş, Klerides ile 4 Aralık 2001’de Ada’da ara bölgede biraraya geldi. Görüşmede Denktaş, Türk tarafının eşit statüsüne dayanan yeni bir ortaklık kurulması amacına yönelik olarak kapsamlı bir çözümü müzakereye hazır olduğunu, sözkonusu ortaklığın AB üyeliğini varılacak kapsamlı siyasi çözümün esasları çerçevesinde destekleyeceğini belirtti.
Görüşme sonunda BM Genel Sekreteri Özel Temsilcisi Alavro De Sato, iki liderin2002 Ocak ayı ortalarında Ada’da doğrudan görüşmeyi kabul ettiklerini belirtirken, BM gözetimi altında, önkoşulsuz, tüm konuların masada olacağı ve her şey kabul edilene kadar hiçbir şeyin kabul edilmiş olunmayacağı anlayışıyla kapsamlı bir çözüme ulaşılana kadar görüşmelere devam edilmesinin kararlaştırıldığını ifade etti.
2002- Bu çerçevede iki lider arasında 16 Ocak’ta doğrudan görüşmeler başladı. 6 Eylül ve 3- Ekim’de New York’da gerçekleşen görüşmeler sonrasında BM genelk Sekreteri Annan, Kıbrıs sorununun basit bir çözümü bulunmadığı ve kapsamlı çözüme ulaşmak için taraflar arasında iki taraflı “ad hoc” nitelikteki teknik komitelerin kurulmasına karar verildiği ifade etti.
12 Aralık’taki Kopenhag zirvesi’ne kadar Ada’da çözüme ulaşmak isteyen Annan, 11 Kasım’da Annan Planı olarak da anılan “Kıbrıs Sorununa Kapsamlı Çözüm Temeli” başlıklı belgeyi sundu. Denktaş, planının pek fazla değişiklik içermediğini, eski plan olduğunu açıklarken, Planı müzakere zemini olarak kabul eden Rum tarafı ise, mevcut şekliyle kabul edilemeyeceğini belirtti. Sonuçta her iki kesimde planı imzalamayı redddetti.
2003- 28 Şubat’ta Rum tarafında yapılan seçimleri Tasos Papadopulos kazandı. Annan, planın üçüncü versiyonunu sunmak üzere her iki tarafı 10 Mart’ta Lahey’e davet etti. Görüşemelere garantör ülke olarak Türkiye, Yunanistan ve İngiltere katıldı. Gerçekleşen görüşemeler sırasında 11 Mart’ta Annan, konunun çıkmaza girdiği sonucuna vararak görüşmelere son verdi.
Görüşmeler sonrasında 7 Nisan’da yayınlanan BM Genelgesi’nde ve kasım ayında Rum Lider’in yaptığı açıklamalarda kötü taraf olarak KKTC gösterildi.
2004- Annan’ın daveti cevap veren Türk ve Rum tarafı 10–13 Şubat’ta New York’ta bir araya geldi. Olumlu bir atmosferde geçen görüşmeler sonucunda Ada’da müzakereler yeniden başladı.
24 Nisan’da Annan planı oylamaya sunuldu. Rum halkının %75.83’ü Planı reddederken, Kıbrıs Türk %64.91 Plan’a “evet” dedi.
1Mayıs’ta Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Kıbrıs Cumhuriyeti adı altında AB’ye tam üye oldu.
2005- 17 Nisan’da KKTC’de yapılan seçimlerde yeni Cumhurbaşkanı dönemin Başbakanı Ali Talat seçildi.
2006- 8 Temmuz’da KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve GKRY lideri Papadopulos biraraya geldi. Görüşmede, “İlkeler Dizisi” ve “İki Liderin Kararı” başlıklı iki kâğıt kabul edildi. Ancak rum tarafının engellemeleriyle bu yolda bir sonuca varılamadı.
2007- 5 Eylül’deki KKTC Cumhurbaşkanı Talat ile GKRY Lideri Papadopulos görüşmesinde Talat’ın iki taraf arasında iki, iki buçuk ay sürecek hazırlık dönemini müteakip kapsamlı müzakerelerin başlatılması ve 2008 yılı sonuna kadar kapsamlı çözüme ulaşılması yönündeki önerisi Papadopulos tarafından reddedildi.
2008- 17 Şubat’ta GKRY başkanlık seçimlerinde ilk turunda oyların %53.37’sini alan AKEL lideri Hristofyas GKRY liderliğine seçildi.
22 Şubat’ta KKTC Cumhurbaşkanı Talat, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’a gönderdiği mektupta Türk tarafının çözüm yönündeki iradesini muhafaza ettiğini ve yeni bir müzakere sürecini başlatmaya hazır olduğunu vurguladı.
İki lider 21 Mart’taki görüşme sonrasında ortak bir açıklama yaparak tek egemenlik ile tek vatandaşlık konularını görüştüklerini ve bu konularda prensipte anlaşarak uygulama detaylarını kapsamlı müzakereler çerçevesinde değerlendireceklerini belirtti. Açıklamanın devamın Liderler, üzerinde anlaşmaya varılacak çözümün eşzamanlı ayrı referandumlara sunulmasını ve kapsamlı müzakerelerin 3 Eylül tarihinde başlatılmasını kararlaştırdılar.
2010- 23 Nisan’da KKTC’de yapılan seçimlerde Cumhurbaşkanlığı’na Derviş Eroğlu seçildi.
2012- İki lider 22-24 Ocak’ta New York/Greentree’de bir araya geldi. Görüşmeler Rum tarafının tutumu nedeniyle somut bir netice alınamadan sonuçlanırken garantörlerin de katılacağı yüksek düzeyli toplantı aşamasına geçilmesi kararı, Türk tarafının tüm çabalarına rağmen alınamadı.
6 Temmuz’da KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu, BM Genel Sekreteri’ne yazdığı mektupta iki taraf arasında hayata geçirilebilecek güven artırıcı önlemlerin hem taraflar arasında diyaloğun bir şekilde muhafazasına imkân vereceğinin, hem de gelecekteki çözüme zemin hazırlayabileceğinin altını çizdi.
2013- 2008-2012 yılları arasında devam eden müzakere süreci Rum tarafının liderliğine Şubat ayında Anastasiadis’in seçilmesiyle farklı bir sürece girmiştir.
2014- Anastasiadis müzakere sürecini yaklaşık bir yıllık bir aradan sonra 11 Şubat Liderlerin Ortak Açıklamasıyla birlikte yeniden başlattı. Ortak Açıklama metni, yerleşmiş BM parametreleri ile temel hak ve özgürlüklere saygı yanında, kurulacak yeni ortaklığın iki kesimli ve iki toplumlu olacağı, oluşturulacak yeni ortaklığın BM’ye üye diğer devletlerden daha farklı bir egemenliğe sahip olmayacağı ve bu egemenliğin Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumlardan eşit şekilde kaynaklanacağı gibi öngörülen ortaklık devletine ilişkin temel unsurlara yer verildi.
17 Eylül’de yapılan görüşmede tarafların bütün konularda önerilerini sunmalarıyla müzakerelerde ikinci aşama tamamlandı ve yapılandırılmış müzakerelerin bir sonraki aşamasına geçilmesi hususunda taraflarca mutabık kalındı.
25 Eylül’de Rum tarafının Doğu Akdeniz’de doğalgaz arama çalışması üzerinee KKTC yönetimi arama faaliyetlerine başlayacağını duyurdu. Bunun üzerine 7 Ekim’de Anastasiadis, BM müzakere sürecinde görüşmelere katılmama kararı aldı.
2015- 30 Nisan’da KKTC’de Cumhurbaşkanlığı’na Mustafa Akıncı seçildi. 11 Mayıs’ta Anastasiadis ve Akıncı arasında yapılan görüşme sonrasında 15 Mayıs günü biraraya gelen liderler, süreci yeniden başlattı.
29 Haziran liderler görüşmesiyle özlü müzakere aşamasına geçildi. Liderler özlü müzakereler kapsamında temmuz, eylül ve ekim aylarında ikişer kez biraraya geldi. Kasım ayından itibaren müzakereler yoğunlaştırılmış, bu çerçevede, Liderler seviyesinde Kasım ayında altı görüşme, Aralık ve Ocak aylarında üçer, Şubat ve Mart aylarında da iki görüşme gerçekleştirildi.
17 Ekim’de Ada’nın su sorununu çözmek için Türkiye’den KKTC’ye su teminini tamamlanarak hizmete açıldı. Bu projenin öncelikle Ada’daki, orta ve uzun vadede tüm Doğu Akdeniz Havzası’ndaki barış ve istikrara katkıda bulunulmasının mümkün olabileceği belirtildi.
2017- 12 Ocak’tan itibaren Akıncı ve Anastasiadis Kıbrıs sorununun çözümü için İsviçre’nin Cenevre biraraya geliyor. İki tarafın haritalar dahil birçok konuyu ele aldığı görüşemeler sırasında Rum kesiminin okullarda Enosis’i okullarda okutma kararını iptal etmemesi ve Rum liderin görüşme sırasında “Söyleyecek hiçbir şeyim yok” diyerek, kapıyı sert bir şekilde vurup çıkması yeni bir krize yol açtı.
Anastasiadis’in görüşemlere damga vuran hareketinden sonra açıklama yapan KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı Rum tarafının Enosis’den vazgeçmesi halinde görüşmelerin yeniden başlayacağını belirtti…