Türkiye'de hakimler savcılar var...

Abone Ol

18. Yüzyıl Almanyası'nda gariban bir değirmencinin, dönemin kralına karşı kazandığı hukuk zaferi, yönetenlerin, yönetilen teba ile yargı önünde eşit olduğu ve herkesin hakkının savunulmasında, yargıya güvenebilmesi gerektiği fikrini dünya literatürüne katarak, 'Berlin'de hakimler var' meşhur söylemini tarih belleğine kazımıştır.

Bizi biz yapan bazı değerlerin kökünü kendimizden çok uzaklarda, kompleksli hezeyanlar içinde bir aramayı çok sevdiğimizden yukarıdaki hikaye bizde de çok kullanılır. Türkiye'de adalet terazisi biraz dengeyi bozunca birileri çokça anar Berlin'deki hakimleri.

Halbuki adaletin yeryüzünde, modern evrensel hukuk kuralları kapsamında dahi, en gerçek şekilde yaşandığı sistem İslam'ın doğuşundan itibaren, O'nun adalet sistemini benimseyerek uygulayan devletlerde görülmüştür.

Bunu en hakiki şekilde Osmanlı tarihinde görürüz. Berlin'deki hakimi öve öve bitiremeyenler, Rum bir Mimarın şikayeti ile Fatih Sultan Mehmet'in kolunun kesilmesine hükmeden Kadı Hızır Efendi'yi anmaz bile. “Padişahın emri şer‘e muhalif olursa muteber değildir” diye fetva veren Ebussuud Efendi yok hükmündedir onlar için.

Tarihi dökümanlar çok açıktır ki, tarihte Türk İslam Coğrafyası gerçek anlamda hukuk devletini yaşamış ve yaşatmış, din ve milliyet ayrımı olmaksızın mahkemeler adil kararlar vermiştir.

Bu konuda Cumhuriyetin karnesi zayıf olmuştur. Beşeri, ve sosyolojik bakımdan çok farklı noktalarda ele alınması gereken kanunlar, kültürel kodlarımıza hiç uygun olmayan batı ülkelerinden birebir taklit edilerek ülke mevzuatına alınmıştır. Onun da ötesinde, bu kanunların uygulanmasında da sorunlar yaşanmış, Türkiye Cumhuriyeti yargısı bağımsız, tarafsız ve adil yargılama arayan vatandaşı sükutu hayale uğratmıştır. Yıllarca gerek vesayet rejimlerinin gerekse de özellikle sol iktidar hegemonyalarının etkisi altında kalan Türk Yargısı, darbe rejimleri anayasalarının askeri ruhunun da etkisi ile, ülke içi dizayn için kullanışlı bir araç olarak görülmüştür.

Son 20 Yılda yapılan birçok reforma rağmen, yakın geçmişimize kadar bu görüntüyü yıkmak kolay olmadı. Başta hain terör örgütünün yargı içine sızan hücrelerinin yarattığı tahribat son dönem adalet algısının yerle bir olmasına neden oldu.

Ancak 2024 Sonundan itibaren Türk Yargısında yaşananlar, 'İstanbul'da hakimler var. İstanbul'da savcılar var' diye, göğsümüz kabararak Dünya'ya meydan okumamızı sağladı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek tarafından yönetilen, kim olursa olsun, nereden olursa olsun, hangi güç odağına sırtını yaslarsa yaslasın, gayri yasal olanın, suç işleyenin üstüne gidilen 'Temiz Eller Operasyonları' ülkemizi adaletin hakkı ile yaşandığı gerçek bir hukuk devleti haline getirdi. Bugün Akın Gürlek ve ekip arkadaşları yaptıkları ile, Kadı Hızır Efendi'nin adalet anlayışını ülkeye hakim kılmışlardır.

Yapılan operasyonlara paralel olarak üzerinde çalışılan yargı reformları ile, millette adaletsizlik algısına yol açan noktaların aşama aşama önüne geçiliyor. Türkiye Cumhuriyeti 2. Yüzyılını hukukla ve adaletle perçinliyor.

ŞEHİT YETİMİNİN HAKKI : OYAK

Kahraman ve fedakar ordumuzun mensuplarının memleket bekaasında ve ülkenin geleceğe huzurla bakmasındaki hakkını ödemek mümkün mü?

Bizler huzurla uyurken, erinden generaline bu ordunun neferleri, teröriste, katile, memleket düşmanlarına karşı durmadan amansız bir mücadele veriyorlar. Ve bu yolda, binlerce Şehit ve Gazimiz oluyor. Ordu Yardımlaşma Kurumu da, bu hizmetlerin bir nebze takdir görebilmesi ve askerimiz ve ailelerinin mağdur olmamaları için kurulmuş bir kurum. Bu kurumda başta şehitlerimizin yetimleri olmak üzere, tüm askerlerimizin tüm nilletin hakkı var.

Şimdi o kurumun başında gerçek bir kahraman var. Zekai Aksakallı Paşa OYAK yönetim kurulu başkanı olarak seçilerek kurumu yönetmeye başladı. Kurumun genel müdürü olarak ta yıllarca gerek İstanbul Ticaret Odası Başkanlığı'nı gerekse de birçok dev şirketin yönetimini başarılarla gerçekleştirmiş Murat Yalçıntaş atandı.

Dediğimiz gibi OYAK önemli, şehit yetiminin hakkı var. Önceki dönem yönetiminin icraatlarına ilişkin olarak çok fazla şikayet var. Değerinin çok üzerine alındığı iddia edilen bazı şirket ve fabrika iddiaları mevcut.

Şimdi OYAK'ta da bir temiz eller operasyonu ile Zekai Aksakallı Paşa ve Murat Yalçıntaş'ın koordinasyonunda bu iddiaların üzerine gidilecek ve yargı da buna sessiz kalmayacaktır. Şehit aileleri başta olmak üzere tüm askeri personel ve ailelerinin hakkı sonuna kadar korunacaktır.