Türkiye’de Otomobil Sahibi Olmanın Psikolojisi

Abone Ol

Türkiye’de otomobil sadece bir araç değil; statü, özgürlük ve güven hissidir. İnsanlar arabayı çoğu zaman gerçek bir ihtiyaçtan ziyade, “elimde olsun” düşüncesiyle ister. Bu durum, otomobili mekanik bir nesneden çıkarıp duygusal bir sembole dönüştürür. Araba, insanın kendini güçlü, güvende ve “tam” hissettiği bir alan hâline gelir.

Araba almak, birçok kişi için hayatın kilometre taşlarından biridir. Düğün, ev, araba… Bu sıralama yıllardır değişmeden aktarılır. Ancak ekonomik şartlar ağırlaştıkça bu hedefler hayal olmaya başlar. Ulaşılamayan hedef ise insanda eksiklik ve başarısızlık hissi üretir. Otomobil, bu noktada sadece bir ulaşım aracı değil; toplumsal baskının da simgesi olur.

Otomobil sahibi olunduğunda ise beklenen rahatlama çoğu zaman gelmez. Aksine yeni bir stres döngüsü başlar. Çizik korkusu, yakıt fiyatları, trafik, park yeri arayışı… Sahip olmak, özgürlükten çok sorumluluk getirir. İnsan arabasına sahip olmaz; adeta onunla yaşar.

Trafikteki öfke ve tahammülsüzlük de bu psikolojinin bir yansımasıdır. Araç, kişisel alanın uzantısı hâline gelir. En ufak bir selektör, bir korna ya da yol verme meselesi, kimliğe yapılmış bir saldırı gibi algılanır. Direksiyon başında verilen tepkiler, çoğu zaman yoldaki durumdan değil; hayattaki birikmiş gerilimden beslenir.

Buna rağmen otomobilden vazgeçmek zordur. Çünkü otomobil, bireye kontrol hissi verir. İstediğin zaman yola çıkabilmek, kimseye bağlı olmamak, zamanını kendin yönetebilmek… Özellikle büyük şehirlerde bu his, toplu taşımanın yarattığı belirsizliklere karşı güçlü bir sığınaktır.

Türkiye’de otomobil, ekonomik baskıyla duygusal bağlılık arasında sıkışmış bir konumdadır. Ne tamamen vazgeçilebilir ne de huzurla sahip olunabilir. Bu yüzden otomobil sohbetleri çoğu zaman teknik verilerden çok hisler üzerinden yürür.

Belki de mesele otomobil değil; onun temsil ettiği anlamdır. Güvende olma isteği, özgürlük arayışı ve “hayatta yer edinme” çabası… Türkiye’de direksiyon başına geçen herkes, aslında biraz da bu duyguları sürmektedir.