Yaşam

Yapay rahim: Bebek ve anne arasındaki bağı nasıl etkiler?

Teknoloji hayatımızın her alanına etki ediyor. Şimdi de çocuk sahibi olmak isteyenler için önemli bir gelişmeden bahsediliyor. Yakın gelecekte mümkün gözükmese de gelecekte hayatımızın önemli bir parçası olabilir.

Abone Ol

Gaye Yıldırım/Muhabir

Son birkaç yılda meydana gelen sağlık yenilikleri sayesinde, üreme yaşamlarımız bizden önceki nesillerden oldukça farklı. Tüp bebek, donör yumurtaları ve spermleri, rahim nakilleri ve yumurtaların dondurulması gibi uygulamalar, çoğu kişi için artık üremenin ne zaman ve nasıl olacağı konusunda her zamankinden daha fazla seçeneğe sahip olduğu anlamına geliyor. Fakat bu ilerlemelere rağmen üremenin bir yönü değişmeden kaldı: Fetüslerin rahimde büyümesi ihtiyacı.

Peki teknoloji, insan vücudu dışında bir fetüsün büyümesini mümkün kılsaydı ebeveynlik anlayışımız nasıl etkilenirdi?

Yakın zamana kadar, fetüsün vücut dışında büyümesi fikri bilim kurguydu. Ancak ABD, Avustralya ve Japonya'daki ekipler yapay rahim geliştirmeye başladı. Bu teknolojinin prematüre bebeklerin hayatlarını kurtaracağı umuluyor.

Hayvanlar üzerinde deneyler zaten yapıldı ve araştırmacılar kuzu fetüslerinin yapay gebelikte başarılı olduğunu bildirdi. Bu arada Hollanda'daki bir ekip de simülasyon teknolojisini kullanarak benzer bir sistem geliştiriyor. Bu yaklaşım, gelişmiş izleme ve bilgisayar modelleme ile donatılmış bir manken kullanarak prematüre bebeklerin doğumunu taklit eder. Bu, araştırmacıların bir bebeğin rahim koşullarını simüle eden bir ortamda nasıl gelişebileceğini anlamasını sağlar.

BEBEK İLE ANNE ARASI BAĞI KOPARABİLİR

Her ne kadar bu onlarca yıl uzakta olsa ve mevcut araştırmaların amaçlanan son noktası olmasa da, yapay rahim teknolojileri eninde sonunda hayatımıza girebilir. Ancak yapay bir rahimde bir fetüsün yetiştirilmesi, gebelik ile annelik arasındaki bu bağı koparabilir.

Yapay rahim teknolojisi aynı zamanda insanların üreme konusunda vereceği kişisel kararları da etkileyecektir. Ebeveyn olma kararının birçok insanın hayatına uyum şeklini büyük ölçüde değiştirebilir. Yapay rahim teknolojisi, sağlık nedenleriyle hamile kalamayan pek çok kadının kendi biyolojik çocuklarına sahip olmasını kolaylaştıracak.

Bilim kurguda yapay rahimler genellikle distopyanın, doğal süreçlere teknolojik müdahalenin ve bir hükümet kontrol aracının sembolüdür (Matrix’te olduğu gibi). Ancak yapay rahim teknolojisi şu anda mevcut olan üreme seçeneklerine katkıda bulunabilir ve eğer isterlerse daha fazla insanın ebeveyn olmasını mümkün kılabilir.

Bazıları bunu üreme eşitliğini artırmanın bir yolu olarak görürken, diğerleri tehlikeli, hatta geleneksel aile yapılarına ve değerlerine yönelik bir tehdit olarak görebilir. Fakat ne olursa olsun bu teknoloji ufukta görünebilir ve bunun toplum ve ebeveynlik kavramımız üzerindeki etkileri dikkatle değerlendirilmeli.