Yeni sisteme doğru!..

Abone Ol

Türkiye, yeni cumhurbaşkanını seçmek ve 27. dönem parlamentosunu belirlemek üzere 24 Haziran’da sandık başına gidiyor. Bu seçim yeni sistemin başlangıcı da olacaktır.

Cumhurbaşkanı seçimi ile milletvekili genel seçiminde yurt içinde 56 milyon 342 bin 263, yurt dışında da 3 milyon 49 bin 65 olmak üzere toplam 59 milyon 391 bin 328 seçmen oy kullanacak ve yeni sistemin startını verecek.

Meclis, önceki gün 26. dönemin son çalışmasını yaptı. Yoğun bir çalışma temposu yürüten Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) grup başkan vekilleri 26. dönem için son sözlerini söylediler ve Meclis bu konuşmaların ardından, 27. dönemde açılmak üzere kapandı.

Yani 24 Haziran seçimlerinin ardından 27. dönemin milletvekilleri yeni sistemde yeni mecliste göreve başlayacak. Yeni sistemin hükümetini ise milletin oyu ile milletvekilleri ile aynı sandıkta seçilecek olan cumhurbaşkanı oluşturacak.

26. dönemin son toplantısında meclise yoğun ilgi gösteren milletvekili aday adaylarının kulis çalışmaları her dönem olduğu gibi renkli görüntülere sahne oldu. Vekil olmak isteyen aday adayları, mevcut vekillerden destek beklentilerini de dile getirme çabası içinde oldular.

Bazı milletvekillerinin danışmanları da yeni dönem için milletvekili olmak için aday adaylığı başvurusu yaptığı da kuliste çokça konuşulan konular oldu. Şimdilerde mevcut vekiller dahil herkesin gözü kulağı da partilerin milletvekili listelerini YSK’ya verecekleri pazartesi gününe çevrildi.

‘Cumhur İttifakı’ dışında kalan partilerin değişimden yana değil de mevcut sistemi savunduklarını biliyoruz. Bu nedenle onlara yeni sistemin birkaç tüyosunu vereyim.

Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nde yürütme organına verilen sabit görev süresi, istikrarlı hükümetlerin oluşumuna hizmet eder. Hükümet krizleri yaşanmaz. Parlamenter sistemlere özgü olan ileriyi görememe ve belirsizlik sorunu yoktur. Hükümet istikrarı toplumsal istikrara, dolayısıyla demokrasinin sağlamlaşmasına katkıda bulunur.

Parlamenter sistemde parlamentoya karşı sorumlu olan başbakanlara göre yeni sistemde cumhurbaşkanı, karar alırken daha fazla inisiyatif kullanabilir. Hızlı karar alabilir ve etkin bir yönetim sağlar. Güçlü yürütme güçlü devleti doğurur. Oysa parlamenter rejimlerde hükümet, bir taraftan yetkilerini cumhurbaşkanıyla paylaşıp diğer taraftan parlamentonun baskısı altında kaldığından, yürütmenin gücü azalmakta ve yönetimde zafiyet meydana gelmektedir.

Öncelikle seçmenler muhtemel hükümet seçeneklerini baştan görerek oy verir. Halkın hesap sorma imkânı daha fazladır. Sorumlunun teşhisi daha kolay hale gelmekte, halkın yeni seçimde bu teşhis ışığında isabetli karar verme şansı artar.

Parlamento üyeleri, hükümetin devamı kaygısı taşımadan yasalar üzerinde bağımsız karar da verebilirler. Güçler ayrılığı ve sınırlı iktidar, bireysel özgürlüklerin de garantisi olmaktadır.

Yürütme organının doğrudan halk tarafından seçilmesi daha fazla demokrasi demektir. Siyasi güç ve yetkiye sahip yürütmenin halk tarafından doğrudan seçilmesi, ona büyük bir güven, saygınlık ve meşruiyet sağlar.

Selam ve dua ile…