Yeni Türkiye’nin temelleri: “Tutucu sağ” ile “milliyetçi toplumcular”

Abone Ol

İbn-i Haldun Mukaddime’sinde der ki: ‘’Geçmişler geleceğe, suyun suya benzemesinden daha çok benzer.’’

Takvimler Nisan 1987’yi gösteriyordu ve Milliyetçi Çalışma Partisi ile Refah Partisi liderlerinin “İnananların tek parti çatısı altında birleşmesi’’ ideali yansımıştı gazete manşetlerine. Bu ideal o zaman farklı sebepler yüzünden gerçekleşememişti. Ta ki bu durum, 1989 Mart’ındaki yerel seçimlerden ANAP’ın büyük bir mağlubiyetle çıkmasının ardından erken seçim kararının alınmasına kadar devam etti. Artık RP ve MÇP’nin başında asli liderleri vardı. Necmettin Erbakan ve Alpaslan Türkeş. Bu ikilinin yaşanan süreç sonunda ‘’İnananların’’ RP’de birleşmesi kararı alması ‘’Milliyetçi-Muhafazakâr’’ tabanlarında birleşmesi demekti. Alpaslan Türkeş’in; “Ayrılıkta azap vardır. Değerli oylarınızı Refah Partisinde toplamanızı, birleştirmenizi bekliyor, tavsiye ediyorum’’ söylemi bu birleşmenin boyutunu göstermektedir. Peki, bu liderleri bu denli birleştiren ne idi? Elbette bugün yaşanan sorunların aynısıydı. ANAP ve DYP’nin; bugünki CHP ve HDP gibi milli ve manevi değerleri yok sayan ve bu değerlerin temsilcilerini tasfiye eden tutumları sorunların başını çekiyordu. Tarih tekerrürden ibaret diye boşuna demiyorlar.

Bir kavram olarak ‘tutucu sağ’ ne anlama gelmektedir? Tutucu sağ, radikal sağdan farklı olarak genellikle eğitim görmüş, ekonomik alanda başarılı, teknolojiye açık, çevresine adapte olmasını bilmiş ve onun tarafından ezilmemiş bir orta sınıf ideolojisidir.

“Milliyetçi Toplumcular” da milliyetçilik gibi idealist değerler ve esaslara bağlı bir ideolojidir.

Bu iki ideolojik grubun ortak noktası ise aynı sosyolojik tabandan, kaynaktan beslenmeleridir. Milli değerler üzerinde durarak ve halkın bağlılık, güven ile otorite özlemlerini tatmin ederek gelişen “Tutucu Sağ-Milliyetçi Toplumcular’’  akımları toplumun zihniyet yapısının değişmesiyle daha da belirgin hale gelmektedir. Kurtuluş yolunda esas olan İslamiyet’tir. Türklük-Milliyetçilik gibi akımlar İslamiyet içerisinde erimektedirler. Yeni Türkiye yolunda ilerlerken İslamiyet’in, milliliğin ve yerliliğin, çökmekte olan bu sınıflar arasında siyasal bir dünya görüşü olarak benimsenmesi aradaki farklılıkları kapatmış ve birlikte hareket etmeye zemin hazırlamıştır. AK Parti’nin temsil ettiği “Tutucu Sağ” ideolojisi ile MHP’nin temsil ettiği “Milliyetçi Toplumcular’’ ideolojisinin son zamanlarda yaşanan “İslamiyet, millilik ve yerlilik” tartışmaları sonrasında RP’si ile MÇP’nin birleşme kararı alması ile benzerlik göstermektedir. Dün Sayın Türkeş, Sayın Erbakan için halktan oy isterken, bugün Sayın Bahçeli Sayın Erdoğan için halktan oy istemektedir.

Evet, “Geçmişler geleceğe, suyun suya benzemesinden daha çok benzer.” İbn-i Haldun’u rahmetle yâd ediyorum.