Sayın Sirenli Seçkinler,
Bugün size bir sunum yapma ihtiyacı duyuyorum. Çünkü görüyorum ki yolunuz yol değil. O siren sesleri, sadece önünüzdeki trafiği değil, kalbinizle halk arasındaki köprüleri de kesiyor.
Düşünün, akşamın yorgunluğunu sırtında taşıyan bir işçi durağa varıyor. Tek hayali, evinde bir tabak çorbanın başına oturmak. Ama karşısına siz çıkıyorsunuz. Yol kapanıyor, otobüsler duruyor, sirenler çalıyor, korumalar bağırıyor. Çünkü “Sirenli Seçkinler” geçecek. O işçi, sizin yüzünüzden eve yarım saat geç varıyor. Siz belki farkında bile olmuyorsunuz ama işte halkın kalbinde asıl kırılma burada başlıyor.
Halkın seçtiği insanın, halkın önünü açması gerekirken yolunu kesmesi, en büyük çelişkidir. Siz seçildiniz, yükseldiniz, ayrıcalıklı oldunuz. Ama unutmayın, sizi oraya taşıyan eller bu kalabalık ellerdi. O elleri hiçe sayarsanız, gün gelir o eller sizden umudu çeker.
Bir başka sorum var size:
Neden hiç markette sıraya girdiğiniz görülmez?
Neden fırından ekmek alırken yanımızda olmazsınız?
Neden bir çay ocağında oturup bizimle aynı bardaktan çay içmezsiniz?
Yoksa artık halktan uzak, camların ardında mı yaşıyorsunuz! Ve bu uzaklık, sizin en büyük yanılgınız mı! Halkın içinde olmayan, halkı anlayamaz.
Bakınız, sirenler size güç katmıyor. Korumalar sizi yüceltmiyor. Asıl güç, halkın duasında, sevgisinde, güvenindedir. O güveni kaybederseniz, elinizde kalan sadece boş bir makam olur.
Siz bugün yol kestiriyorsunuz, halk bekliyor. Ama yarın sandık geldiğinde halk yolunu değiştirirse ne yapacaksınız? O gün sirenleriniz yetmeyecek. O gün korumalarınız sizi koruyamayacak. Çünkü halktan kopan, halkın desteğini de kaybeder.
Size halkça tavsiye: O sirenli arabalar sizi hedefinize götürmüyor, sizi halktan uzaklaştırıyor. Yolunuz, sizi seçenlerin kalbinden geçmeli. Bir halk otobüsünün içinde oturup terleyen insanlarla yolculuk etmedikçe, bir pazarda filesi boş dönen anneyle konuşmadıkça, bir ekmek kuyruğunda bekleyen babayı görmedikçe gerçek hayatı tanıyamazsınız.
Eğer gerçekten halk için varsanız, halkın yolunu kesmeyin; yoluna ışık tutun. Eğer gerçekten hizmet için oradaysanız, önce kendiniz örnek olun. Sizi hatırlatan sirenler değil, sizinle aynı sofrada içilen çay olmalı.
Gelin, halkın arasına inin. Gelin, o otobüse siz de binin. Gelin, ekmeğin fiyatını siz de sorun. Çünkü asıl temsil, lüks makam arabasında değil, halkın yanında yapılır.
Ve halk… Siz de unutmayın: Seçim zamanı verilen vaatlere kanıp aynı yanılgıyı tekrarlarsanız, bu siren seslerini daha çok duyarsınız. Kendi yolunuzu değiştirmezseniz, onların yolunu değiştiremezsiniz.
Sirenli Seçkinler, size son cümlem şudur: Sirenlerin sesi halkın yüreğini bastıramaz. Asıl ses, halkın sesidir. O sesi duymak için kulağınızı camların ardından çıkarın, halkın içine girin. Yoksa bu yol, yol değil!