Yunanistan’dan beklentilerimiz

Abone Ol

Son günlerde Yunan medyasında, Türkiye’yi yakından analiz etmeye yönelik çok sayıda haber veya görüşün kaleme alındığı gözlemlenmektedir. Bu gayet normal. Zira Doğu Akdeniz ve Ege’de iki ülke arasında ihtilaflar söz konusu ve buna bağlı olarak giderek artan gerilim, kaçınılmaz bir şekilde gündemi meşgul etmektedir.

Bu çerçevede “Ta Nea” gazetesinin 05 Şubat 2019 tarihli sayısında Uluslararası İlişkiler Profesörü ve Uluslararası Avrupa ve Savunma Analizleri Enstitüsü Müdürü İlias Kuskuvelis “Türkiye’den Taleplerimiz” adlı bir yazı neşretmiştir. Prof. Kuskuvelis yazısında, Türkiye’nin 8 konuda adım atmasını tavsiye etmiştir. 1.  Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılması, 2.  AB ile yapılan göçle ilgili anlaşmanın tam olarak uygulanması ve geri kabul  işlemlerinin yürürlüğe konması, 3.  “Mavi Vatan”dan söz edilmesi de dâhil olmak üzere Ege ve Kıbrıs hakkında saldırgan açıklamalara son verilmesi, 4. Meis Adası’nın da Münhasır Ekonomik Bölgesinin olduğunun kabul edilmesi, 5. Türkiye’nin, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni tehdit etmeye ve Kıbrıs’ın deniz sahalarında doğalgaz ve petrol aramalarına son vermesi, 6. Türkiye’de Kıbrıs meselesinin çözümlenmesinin, garantör güçlerin görevinin son bulmasından ve “işgal ordularının” geri çekilmesinden geçtiğinin anlaşılması, 7. Türkiye’nin, hem “işgal kesimini” İslamileştirmeye hem de Kıbrıslı Türklerin insan ve siyasi haklarının ihlaline son vermesi, 8. Adalar üzerinde yıllardır devam eden toplu alçak irtifalı uçuşları ve ulusal hava sahası ihlallerini  durdurması.

Yunanistan ve Türkiye’nin iyi komşuluk ilişkisine dayalı bir anlayışla hareket etmesi, hatta bu çerçevede ekonomik ve kültürel konularda önemli işbirliklerine girişmeleri her daim desteğe değerdir. Böylesine bir durum ancak kazan-kazan formülüyle yürüyebilir. Ayrıca tarafların birbirlerinin hak ve menfaatlerine halel getirmemeleri gerekmektedir. Yine, taraflar arasındaki ilişkinin empatiyle güçlendirilmesi, kalıcı bağların inşasında önem arz etmektedir. Lafın özü, iyi komşuluk ilişkileri tek taraflı ödünler üzerine bina edilemez. Hal böyle iken Prof. Kuskuvelis’in kabulü imkânsız maddeler sıralamasını anlamak mümkün değildir. Kuskuvelis üzerinden, onun bu görüşlerini paylaşan tüm Yunanlılara şu soru sorulabilir: Şayet bugünkü Türkiye’de Yunanlılar, Yunanistan’da da Türkler yaşasaydı ve yukarıdaki 8 maddeyi onlar sizden talep etseydi ne düşünürdünüz? Mevcut tezlerinizi aynen muhafaza edip, yazınızda kullandığınız “uluslararası hukukun ‘a la carte’ olmadığı” ifadesini tekrar kullanır mıydınız? Bunun yanında, önerdiğiniz birinci maddeyle yedinci madde sizce çelişmiyor mu?  

Sayın profesör yazısının devamında aba altından sopa göstermeyi de ihmal etmiyor. Özetle şöyle diyor: “Türkiye’nin epey zamandan beri zor konumda olduğu biliniyor. Güçlülüğümüz ve soğukkanlı kararlılığımız, bir veri oluşturuyor. [Türkiye] gösterdiğimiz soğukkanlılığı istismar etmemeli.” Türk-Yunan ilişkilerini kısır, bilinen ve değişmeyen çizgiler çerçevesinde tutmanın, her iki ülkeye zarar vermekten öte bir fayda sağlamayacağını, makul düşünen herkes bilmektedir. Bu yüzden akademisyenlerin popülist ve hamasi söylemlerden ziyade, yapıcı ve uzlaştırıcı bir üslubu rehber edinmeleri, Türk-Yunan ilişkilerine daha yararlı olacağı aşikârdır.

Yunan Başbakanı Çipras’ın da ifade ettiği üzere, önce temelleri atmak, müteakiben dikkatle yapıyı kurmak oldukça önemlidir. İki ülkenin menfaatine olacak biçimde, ekonomik entegrasyon ve işbirliği modelleri üzerinde fikir üretmenin ve böylelikle iki ülke arasındaki “soğuk barışa” son vermenin yollarını aramak kritik bir başlangıç oluşturabilir. Bu eksende İzmir-Selanik denizyolu hattının açılması, Selanik-İstanbul demiryolu bağlantısının kurulması ve adalarda yaşayan Yunan vatandaşlarının Türkiye’den sağlık hizmetleri alabilmesi şeklinde birçok ortak projeye imza atılabilir. Bunların yanında yapımı devam eden TANAP, TAP ve Türk Akımı gibi doğalgaz boru hattı projeleri, iki ülkeye yakın işbirliği fırsatları sunabilir. Dolayısıyla Ankara ve Atina iyi komşuluk ilişkileri temelinde ortak bir yol haritası tespit etme hususunda istikşafi temaslara zaman kaybetmeden başlamalıdır.