Kültür Sanat

Yunus Emre’nin bilinmeyen 15 şiiri sunuldu

Abone Ol

Anadolu’da 13’üncü asırda yaşayan Türk tasavvuf edebiyatının önemli ismi Yunus Emre‘nin bilinmeyen ve çoğunluğunda, “ilahi aşk”ın işlendiği 15 şiiri ortaya çıktı. Prof. Dr. Orhan Kemal Tavukçu, “Yunus Emre’nin daha önce yayınlanmamış şiirleri” başlıklı bildiriyi sundu.

Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Orhan Kemal Tavukçu, Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği Uluslararası Yunus Emre ve Anadolu’da Türk Yazı Dilinin Gelişimi Sempozyumu’nda “Yunus Emre’nin daha önce yayınlanmamış şiirleri” başlıklı bildiriyi takdim etti.

Türkiye ve dünyanın çeşitli üniversitelerinden 100’e yakın bilim insanının yer aldığı sempozyumda Yunus Emre’nin bilinmeyen şiirleri de ele alındı. Bildiriyi sunan Orhan Kemal Tavukçu yaptığı açıklamada, yaklaşık 10 senedir Yunus Emre’ye ilişkin araştırmalar yaptığını, Yunus Emre’nin yaşadığı coğrafyanın bugünkü Aksaray ve Kırşehir’in yakınında yer alan Ortaköy ilçesi olduğunu bildirdi.

Yunus Emre’nin Hakk’a yürüdüğü yer, türbesi ve makamları hususunda farklı ihtilaflar bulunduğunu aktaran Tavukçu, “Fakat, doğduğu, yaşadığı, eğitiminin büyük bir kısmını aldığı yer bu coğrafyadır. Yunus Emre, 100 bilim insanının burada buluşmasıyla doğduğu coğrafyaya yeniden dönmüştür diyebiliriz.” dedi.

Yunus Emre’nin bilinmeyen şiirleriyle ilgili Türkiye ve Almanya başta olmak üzere, bazı ülkelerde yürüttüğü araştırmalarda 1485 yılından 1700’lü yıllara kadar olan devre ait eserleri taradığını anlatan Tavukçu, bu devre ait mecmualarda Yunus Emre’ye ait bilinmeyen şiirler bulduklarını açıkladı.

Tavukçu, tespit ettikleri şiirlerin, Yunus Emre’ye ait olduğu bilinen başka şiirlerle üslup ve dil yönünden karşılaştırıldığını, bilim çevrelerinde bu şiirlerin Yunus Emre’ye ait olduğu hususunda mutabık kalındığını dile getirdi.

Yunus Emre’nin bilinmeyen başka şiirlerinin de olabileceğinin üzerinde duran Tavukçu, Yunus Emre’nin bugüne kadar yayımlanmamış, kitaplara girmemiş şiirleri olduğunu, bu şiirlerinse genellikle kütüphane köşelerinde kalmış yazma mecmualarda bulunduğunu söyledi. Tespit ettikleri 15 eseri sempozyumda sunduklarının altını çizen Tavukçu, söz konusu şiirlerden üç tanesinin 1485 tarihli bir yazmadan tespit ettiklerini, Yunus Emre külliyatına bir katkı sağlamaya çalıştıklarını belirtti.

Şiirlerinin içinde bulunan kimi ifadelerin Yunus Emre’nin ümmiliğine de cevap verebilecek özellikte olduğunu anlatan Tavukçu, “Tartışılan bir ümmiliği meselesi vardır. Yani okuma yazması olmayan, okumamış manasına. Bu hep tartışılır. Yunus, kendisinin ümmi olduğunu söyler. Fakat, aslında ümmiliğin başka bir manaya gelebileceğini, doğrudan Allah’a ve peygambere bağlılık şeklinde anlaşılabileceğini, Yunus bu metinlerde ifade ediyor. Burada sunduğum tebliğdeki şiirlerde bu hususa dair yeni yorumlara imkan verecek bir ifade var.” dedi.

Yunus Emre’nin, yayınlanmamış şiirlerin birçoğunda, diğerlerinde olduğu gibi, “ilahi aşk” konusunun işlendiğine işaret eden Tavukçu, Yunus Emre’nin dışında “Yunus mektebinden” yetişmiş ve kendilerine “Yunus” ismini veren başka şairlerin de olduğunu söyledi. Yunus Emre’nin başlı başına bir okul olarak görülebileceğini anlatan Tavukçu, şunları söyledi:

“Yunus, başlı başına bir mektep. Böyle olduğu için onun devamında bir sürü başka şairler geliyor. Yunus Emre’ye duydukları muhabbetten, onun fikri ve edebi etkisinden kendileri de Yunus ismini alabiliyorlar. Bugün Yunus şiiri diye okuduğumuz şiirlerin tamamı muhtemelen Yunus Emre’ye ait değildir. Çünkü, üsluplarının tamamen farklı olduğunu görüyoruz. Bu tür sempozyumlarla aslında gerçek Yunus şiirlerini bir kuyumcu hassasiyetiyle araştırılıp ortaya konmaya faydası olacaktır.”