Gaye Yıldırım/Muhabir
İstanbul’da barajlar alarm veriyorken, yağışlar neredeyse ilaç gibi geldi. Bugün itibariyle barajlarda doluluk oranları yüzde 33.64 olarak ölçüldü. Önümüzdeki günlerde beklenen yağışlarla birlikte doluluk oranları daha da artacak gibi duruyor. Yaşanan yağışlardan sonra bu artış normal mi? Barajlardaki doluluk oranlarının normale ulaşması için kaç günlük yağış daha gerekli? Susuzluk tehlikesi devam ediyor mu?
İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meriç Albay, merak edilenleri Diriliş Postası okurlarına özel yanıtladı.
DOLULUK ORANI SON 10 YILA GÖRE HALA ÇOK DÜŞÜK
Bu artışın yağışlara oranla normal karşılanması gerektiğini söyleyen Meriç Albay, “Bir yandan yağışların süreklilik göstermesi, öte yandan da metrekareye düşen yağmur miktarının oldukça yüksek seviyelere ulaşması, akışa geçen su miktarının artmasına neden olmuştur. Özellikle barajları besleyen derelerin debilerinin artması barajların doluluk oranlarının yükselmesini sağlamıştır. Fakat hala şu nokta unutulmamalıdır. İstanbul’un barajlarının son on yıldaki doluluk ortalaması yüzde 43,34 iken şu anda tespit edilen barajların doluluk oranı yüzde 33,64’tür. Yani doluluk oranı son on yıl ortalamasına göre hala yüzde 10 düşüktür” dedi.
KAR YAĞIŞI GEREKLİ
‘Yeterli doluluk oranı için gereken nedir?’ sorusunu yönelttiğimiz Meriç Albay, “Gerçek bir değerlendirme yaparsak sürekli olarak arka arkaya böylesine yağış seviyelerini görmek olanaklı değildir” ifadelerini kullandı.
“Daha büyük artışlar görmek için havzalara yeterli miktarda kar yağışının olması gerekir. Bilindiği gibi kar yağışı hem yerüstü sularını hem yeraltı sularını daha efektif besler.”
SUSUZLUK TEHLİKESİ DEVAM EDİYOR MU?
İstanbul özelinde içme suyu temininde 2024 yaz ve sonbahar aylarında sorun yaşamamak için kar yağışı bakımından kritik olan ocak ve şubat aylarını verimli geçirmek gerektiğini vurgulayan Meriç Albay, “Haziran ayına ortalama yüzde 70 doluluk oranıyla girmek şehri yıl boyunca rahatlatır. En azından yüzde 60 doluluk oranını yakalamak bile riski önemli oranda azaltacaktır. Kuşkusuz ki İstanbul için içme suyu temininde tek sorun uzun süren kuraklık değildir. Nüfus artış hızı Avrupa şehirleri arasında birinci sırada olan İstanbul’un artış hızının yavaşlaması ve kabul edilebilir seviyelerde dengeye oturması gerekiyor. Aksi takdirde uzun sürecek kuraklık dönemlerinde içme suyu temininde sıkıntı yaşamak olağan hale gelecektir” dedi
