Pasifik Okyanusu'nda yer alan Nauru, 21 kilometrekarelik yüzölçümü ve yalnızca 10 bin kişilik nüfusuyla dünyanın en küçük bağımsız ülkelerinden biri. Yılda yalnızca 200 kadar turistin ziyaret ettiği bu ada ülkesi, bir yandan izolasyonun getirdiği zorluklarla başa çıkmaya çalışırken diğer yandan yüksek sigara tüketimi ve obezite oranları ile mücadele ediyor.
Bugün ise Nauru halkı, yurt dışında yapılan yatırımlardan elde edilen kiralarla geçimini sağlamaya çalışıyor.
İzole konumu nedeniyle her yıl yalnızca 200 kadar turistin tercih ettiği Nauru, dünyanın en yalnız ülkelerinden biri olarak biliniyor.
Nauru, 1970’li yıllarda fosfat madenciliği sayesinde dünyanın kişi başına düşen en yüksek Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) seviyesine ulaşmıştı. Ancak fosfat rezervlerinin tükenmesiyle ülkenin ekonomik refahı da sona erdi.
Bugün ise Nauru halkı, yurt dışında yapılan yatırımlardan elde edilen kiralarla geçimini sağlamaya çalışıyor.
Madencilik faaliyetleri nedeniyle toprakları tarıma elverişli olmayan Nauru’da tüm gıda ürünleri ithal edilmek zorunda kalıyor.
Bu durum, özellikle hazır ve işlenmiş gıdaların tüketimini artırarak ülkede obezite oranının dünya genelinde en yüksek seviyelere çıkmasına yol açıyor. Dünya Obezite Federasyonu’nun verilerine göre, Nauru nüfusunun yüzde 60’ı obez.
Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre, Nauru’da sigara içme oranı yüzde 52,1 ile dünyadaki en yüksek seviyede.
Bu durum, Nauru’yu hem sigara tüketimi hem de sağlık sorunları açısından küresel sıralamalarda ilk sıralara taşıyor.