1-GÜL

"Suya virsün bâğ-bân gül-zârı zahmet çekmesün
Bir gül açılmaz yüzün tek virse min gül-zâra su"


Fuzûlî 

(Bahçıvan gül bahçesini suya versin (sular içinde bıraksın), boşuna zahmet çekmesin (çünkü) bin gül bahçesine su versen de senin yüzün gibi bir gül açmaz.)

2- LÂLE

"Sâkiyâ mey ver ki bir gün lâlezâr elden gider
Çün erer fasl-ı hazân bâğ u bahâr elden gider"


 Avnî (Fâtih Sultân Mehmed)

(Ey sâkî! mey ver ki bir gün lâle bahçesi elden gider. Çünkü sonbahar geldiğinde bahar ve bahçeler elden gider.)

3- SÜNBÜL

"Benzer ol bûy-ı dil-âvîz ile mûy-ı yâre
Başlar üzre n’ola ger eyler ise yir sünbül"


Bâkî

(Sünbül, gönül alıcı kokusuyla sevgilinin saçına benzer. (Bu nedenle) başlar üzerinde yer ederse ne olur?)

4-NERGİS

"Çeksün müdâm nergis-i mestüm şarâb-ı nâz
Kim geldi hüsn bezmine mahmûr-ı hâb-ı nâz"


Ahmed Paşa

(Mest olan nergisim daima şarabın nazını çeksin. Güzellik meclisine sarhoşluğun verdiği naz uykusuyla kim geldi?)

5- KARANFİL

"Sûzen-i müjgânı geçdükçe dil-i pür-dâğdan
Sanuram işler harîr üzre karanfil nakşını"


Nev'î

((Sevgilinin) iğne gibi kirpiği dolu gönlümden geçtikçe sanırım (ki) gönlüme karanfili nakşeder.)

Editör Hakkında