Mağaralar, milyonlarca yıl süren jeolojik süreçlerin, suyun ve minerallerin bir araya gelerek oluşturduğu doğanın en büyük sanat eserlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Kimisi dev buz sütunlarıyla, kimisi fosforlu ışık saçan böceklerle, kimisi ise devasa kristalleriyle insanı büyüleyen birer doğa harikası. Bazılarının kulağına korkunç gelse de mağaraları gezip görmek hayata farklı bir perspektiften bakmanıza yardımcı olabilir. Mağaraların her biri, dünyanın derinliklerinde saklı birer mucizedir.
İşte yolunuz düşerse görmeniz gereken 8 mağara…
Son Doong Mağarası (Vietnam)
Dünyanın en büyük mağarası olan Son Doong, devasa sarkıtları, kendi ekosistemi ve içinde barındırdığı ormanıyla adeta bir yer altı dünyasıdır.
Waitomo Glowworm Mağarası (Yeni Zelanda)
Mağara tavanında yaşayan binlerce ateş böceği, burayı yıldızlarla kaplı bir gökyüzüne dönüştürüyor. Büyüleyici bir atmosfer sunuyor.
Eisriesenwelt (Avusturya)
Dünyanın en büyük buz mağarası olan Eisriesenwelt, dev buz oluşumlarıyla adeta bir kristal saray gibi parlıyor.
Mammoth Mağarası (ABD)
Dünyanın en uzun mağara sistemi olan Mammoth, karmaşık geçitleri ve büyük galerileriyle keşifçileri kendine çekiyor.
Krubera Mağarası (Gürcistan)
Dünyanın en derin mağarası olarak bilinen Krubera, 2.197 metre derinliğe kadar inen bir doğa harikasıdır.
Reed Flute Mağarası (Çin)
Renkli ışıklarla aydınlatılan bu mağara, sarkıt ve dikitlerinin görkemiyle Çin’in en büyüleyici doğal güzelliklerinden biri.
Fingal Mağarası (İskoçya)
Altıgen bazalt sütunlarıyla doğal bir katedral havasına sahip bu mağara, okyanusun sesiyle eşsiz bir yankı oluşturuyor.
Cueva de los Cristales (Meksika)
Devasa kristallerin bulunduğu bu mağara, bilim dünyası için de büyük bir gizem ve keşif kaynağı olmaya devam ediyor.