ALIŞVERİŞ
Türkçe: Alım satım işi | Arapça: Aliş viriş | Arnavutça: Alishverish (Alışveriş, ticaret) |Bulgarca: alış-veriş Ermenice: alış-veriş (Gürültü patırtı, tartışma) |Farsça: Alış değiş, aliş viriş | Makedonca: Alaş veriş, alaş-fereş Rumence: alişveriş (Satın almak, pazarlık etmek, iyi bir şeyler yapmak yerine birbirine karıştırmak) | Sırpça: alis-veris, alisveris Yunanca: Alisverisi

ALTIN
Türkçe: Niteliği iyi olan, değerli, paslanmaz element, zer (simgesi Au) Arapça: Altun (altın iplik, sırma) | Arnavutça: Altun (cilt üzerindeki tüyleri gidermede kullanılan yapışkan madde) Bulgarca: Altın (Altın zincir) | Çince: A’ertai Farsça: Altun | Fince: Alttina (eskiden kullanılmış bakır veya bronz para) İngilizce: Altin, Altinick, Altun (eski bir Rus parası) | Macarca: Altmiczele: altimczek, altinczek (altın işlemeli kumaş Makedonca: Altan, atlan, altançe | Rumence: Altangiç, altıngıç, altingea… (bir tür dere otu) Rusça: Altın (Altın, altın para) | Sırpça: Altun, altın (altın renginde olan) Yunanca: Altın

BAKLAVA
Türkçe: Çok ince yufkadan yapılarak arasına kaymak, fıstık, ceviz, badem vb. konulup pişirilen ve üzerine şeker şerbeti dökülen bir tatlı türü. Arapça: Baklava, Baklavay |Arnavutça: Baklava, bakllave Bulgarca: Baklava |Ermenice: Paklava Farsça: Bakleva| İngilizce: Baklava, baclava Makedonca: Baklava | Rumence: Baclava Rusça: Pahlava | Sırpça: Baklava Yunanca: Baklavas, bahlavas

BAYRAM
Türkçe: Milli veya dini bakımdan önemi olan ve kutlanan gün veya günler. Almanca: Bairam, beiram (İslam dininde iki büyük bayramın adı) Arapça: Bayram | Arnavutça: Bajram, barjam, baram Bulgarca: Bayram | Çince: Bailanjie (İslam’da dini bayram) Ermenice: Baryam | Farsça: Bayram Fransızca: Beiram, Bairam | İngilizce: Bairam İtalyanca: Bailamma, bairam, biliemme | Macarca: Bajram, bajran, barjam, Rumence: Bayram, Baraiam Rusça: Bayram | Sırpça: Bajram, barjam Yunanca: Bairami, payramin

BIÇAK
Türkçe: Çeşitli kesme işlerinde kullanılan keskin ağızlı araç Arapça: Buçak, puçak | Arnavutça: Biçak, bixhak, pixhak, briçak Bulgarca: Biçak | Çekçe: Biciak Ermenice: Buçak | Frasça: Biçak, piçak İtalyanca: Bizzaco | Macarca: Bicsak, bicsag, bicska Makedonca: Biçak | Rumence: Briceag Sırpça: bicak, bicag | Yunanca: Biçazis, piksaksiz (Bıçakçı)

BULGUR
Türkçe: Kaynatılıp kurutulduktan ve kabuğu çıkarıldıktan sonra kırılan buğday. Arapça: Bulgur, burgul, bargul (Kuş yemi) | Arnavutça: Bullgur Bulgarca: Bulgur, balgur, buğur, burgul |Ermenice: Bulgur Farsça: Burgul, purgul, bulgur, belgür | İngilizce: Bulgur, bulghur Macarca: Bongor buza, bongor kasa | Makedonca: Bolgur, bungur, bulgur, Rumence: Bulgur | Rusça: Bulgur, burgul Sırpça: Bungur, bulgur, |Yunanca: Bulguri, purkurin, pliğuri, bliğuri

ÇATI
Türkçe: Bir yapının, bir evin damını kuran parçaların bütünü Arnavutça: Çati | Bulgarca: Çatiya, çetiyi, çantiya Ermenice: Çati| Farsça: Çatag, çatü Makedonca: Çatiya | Rumence: Cetlau Sırpça: Catlov (Arabanın üzerini örten çapraz sırıklar) | Yunanca: Çati

ÇİÇEK
Türkçe: Bir bitkinin, üreme organlarını taşıyan çoğu güzel kokulu, renkli bölümü. Arnavutça: Çiçek | Bulgarca: Çiçek (Dans eden kimse, dans) Çince: Sa rilang (hua) (Dağ çiçeği) | Ermenice: Çiçek, çiçag (Çiçek hastalığı, elbisedeki çiçek motifi) Farsça: Çeçek, çiçek (gül; çiçek hastalığı) | Macarca: Tsithei, çiçehi Makedonca: Çiçek | Sırpça: Cicak, cicek Urduca: Çeçek, çeçak | Yunanca: Çiçeki, çiçeka, çiçekkin

DUMAN
Türkçe: Havalanan tozların veya sisin oluşturduğu bulanıklık: Arnavutça: Duman, dümen | Bulgarca: Duman Ermenice: Duman | Farsça: Tuman, duman Fince: Tumana, tumanto | Macarca: Duman Makedonca: Duman | Rumence: Duhan, (Tütün, tütün dumanı) Rusça: Tuman, t’ma, toman, tumannıy | Sırpça: Duman Yunanca: Dumani

ELÇİ
Türkçe: Bir devleti başka bir devlet katında temsil eden kimse, sefir. Arapça: İlçi, ilşi | Arnavutça: Elçi, elçi Bulgarca: Elçiya | Çince: E’erqin Ermenice: Elçi, yelçi | Farsça: Elçi, ilçi Macarca: Elcsi | Makedonca: Elçiya Rumence: Elciü, elciesk | Sırpça:Elcija Urduca: Elçi | Yunanca: Elçis

GECELİK
Türkçe: Yatakta giyilen giysi, gömlek: Arapça: Gicalug | Arnavutça: Gjexhellek, xhexhellek Bulgarca: Gecelik | Ermenice: Gecelik, keçelik Makedonca: Gecelaçe | Rumence: Ghigilic, ghielic (Gece takkesi) Sırpça: Gedzeluk, dedzeluk (Erkek pijaması, evde giyilen erkek kıyafeti)

KADIN
Almanca: Kadine (Padişah karısı, sultan hanımı) | Arapça: Kadun, kadune Arnavutça: Kadene, kade, kate | Bulgarca: Kadin Çince: Kedün (Türk ve Moğol kağanlarının hanımlarına verilen ve saygı bildiren unvan) İngilizce: Kadin (Sultan haremindeki hanım) | İtalyanca: Kadin Rumence: Cadina (Güzel, çekici, sevgili) | Rusça: Katuna, katun (Soylu hanım) Sırpça: Kaduna, kada, kade | Yunanca: Kadin, kadina

KULAK
Türkçe: Başın her iki yanında bulunan işitme organı Arnavutça: Kulak, Kulaç (Zengin toprak ağası) | Bulgarca: Kulak (Kılıç veya bıçak kabı) Ermenice: Kulakli (Sefertası) | Farsça: Kulakçin (Şapka kulaklığı) Macarca: Kulak, culacu (Zengin toprak ağası) | Makedonca: Kulak (Köy zengini) Rumence: Colac (Zengin toprak ağası) | Rusça: Kulak (Zengin toprak ağası) Sırpça: Kulak (Kulağa geçirilen küpenin kancası) | Yunanca: Kulakkin (Dikkatle dinleme)

TOP
Türkçe: Birçok spor oyununda kullanılan, türlü büyüklükte, genellikle kauçuktan yapılmış yuvarlak nesne Arapça: Tob, tub (Bomba) | Arnavutça: Top Bulgarca: Top (Bütün, hep) | Ermenice: Top Farsça: Top, tup | İtalanca: Topgi, topchi Macarca: Topcsi (Topçu) | Makedonca: Top, topka, Rumence: Top (Topak, demet) | Rusça: Tabun (Yılkı, sürü, hayvan sürüsü) Sırpça: Top (Gülle) | Urduca: Top (bomba) Yunanca: Topi

ÜTÜ
Türkçe: Genellikle giysilerin buruşukluklarını gidermek için bunların üzerinden geçirilen kızgın demir araç Arapça: Üti | Arnavutça: Yti, uti, yiti, ulti Bulgarca: Yutiya | Ermenice: Ütü Farsça: Ütü, utu | Fince: Utukka Rusça: Utyug | Makedonca: Utiya Sırpça: Utija

YAĞMURLUK
Türkçe: Yağmurdan korunmak için üste giyilen giysi, trençkot, empermeabl Arnavutça: Llamburllek (Asker paltosu) | Bulgarca: Yamurluk Ermenice: Yagmurluk, yamurlug (Uzun palto) | İtalyanca: Giamberlucco, giamurlazo, zamberlucco (Başlıklı, dar kollu, uzun giysi) Makedonce: Yagmurlak | Rumence: İmurluc, irmuluc, iamurluk Rusça: Yalamok, yelomok, yelomka, yemurluk… | Sırpça: Jamurluk Yunanca: Ğiağmurluki

YATAK
Türkçe: Uyuma, dinlenme vb. amaçlarla üzerine veya içine yatılan eşya Arapça: Yatak, yatag | Arnavutça: Jatak, jataqe Bulgarca: Yatak | Ermenice: Yatak, yatag Farsça: Yatag | Rumence: İatac Rusça: Yatov (Irmakta çok balık bulunan yer) | Sırpça: Jatak Yunanca: Yataki, ğiataki

YENİÇERİ
Türkçe: Kapı kulu teşkilatının piyade sınıfı Arapça: Yekişeri, inkişari… | Arnavutça: Jeniçer, Janiçar Bulgarca: Yeniçar, yeniçarin | Çekçe: Janicar Çince: Reniqiali (bing) | Fasça: Yangiçeri İngilizce: Janizary, janissary | İtalyanca: Giannizzero, giannizzo, jannizero Macarca: İnicar, Jenicseri | Makedonca: Yaniçar, yaniçer Rumence: İnicer, ienicer, enicer | Rusça: Yanıçar, yançar Sırpça: Janicare, janjicar… | Yunanca: Yaniçaros, ğianiçaros

YOĞURT
Türkçe: Maya katılarak koyulaştırılmış beyaz, kıvamlı bir süt ürünü Arapça: Sugrat | Bulgarca: Yogurt, yugurt, yagurt Çekçe: Joghurt | Ermenice: Yogurd Farsça: Yogurt, çograd | İngilizce: Yoghurt, yaourt İtalyanca: Logurt, yoghurt | Macarca:Joghurt Makedonca: Yogurt | Rumence: İaurt, iogurt Rusça: Yaurt, yagurt, yugurt | Sırpça: Jogurt Urduca: Cograt | Yunanca: Ğiaurti, yarguti, yugurt

Kaynak: TRT HABER

Editör Hakkında