Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi'nden yapılan yazılı açıklamada, "İşgalci İsrail, Gazze toplumunu dağıtmayı ve direniş iradesini kırmayı hedefleyen bir stratejiyle hareket ediyor. Bu çerçevede kaos ortamı oluşturarak, insani yardımların güvenli ulaştırılmasını engelliyor" denildi.
Gazze’nin sağlık, hizmet ve gıda gibi temel alanlarda ayakta kalabilmesi için günlük en az 600 yardım ve yakıt tırına ihtiyaç duyulduğu söyleyen açıklamada, İsrail’in uyguladığı abluka nedeniyle altyapının tamamen çöktüğü, insani krizin giderek derinleştiğinin altını çizdi.
Açıklamada, devam eden abluka, sivillerin aç bırakılması ve yardım girişlerinin engellenmesi "uluslararası norm ve sözleşmeleri ihlal eden, tam teşekküllü bir savaş suçu" olarak nitelendirilerek, İsrail’in yanı sıra sessiz kalarak veya dolaylı yoldan suç ortaklığı yapan ülkeler de kötüleşen insani felaketten, halkın gıda, ilaç ve yakıt gibi temel ihtiyaçlardan mahrum bırakılmasından sorumlu tutuldu.
Uluslararası toplum ve insan hakları kuruluşlarına çağrı yapılan açıklamada, sınır kapılarının acilen ve sürekli açık tutulması, bebek maması ve ilaç dahil olmak üzere yeterli yardımın güvenli biçimde ulaştırılmasının sağlanması talep edildi.
İsrail'in saldırıları ve insani yardım girişini kısıtlayan sıkı kuşatması altındaki Gazze Şeridi, açlığın yayıldığı, su, ilaç, tıbbi gereçler ve hijyen malzemesinin bulunamadığı insani felaketi yaşıyor.
Başta çocuklar olmak üzere, Gazze Şeridi'nde açlık nedeniyle ölümler artıyor.
Gazze'deki Sağlık Bakanlığı, Gazze'de açlıktan hayatını kaybedenlerin sayısının 93'ü çocuk 180'e çıktığını açıkladı.
Yerel ve uluslararası çevreler İsrail'in "açlığı ve susuzluğu silah olarak" kullandığını söylüyor.
