AK Parti MKYK, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında saat 17.23'te toplandı. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik toplantının ardından açıklamalarda bulundu.

AK Parti Sözcüsü Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle:

Dün Çok üzücü bir haber aldık. Filistin'de görevi başında bir gazeteci İsrail güçlerinin ateş etmesi sonucunda hayatını kaybetti. Allah'tan rahmet diliyorum. Sizlere, meslektaşlarına, değerli ailesine başsağlığı diliyoruz. İsrail makamlarından şeffaf ve güvenilir soruşturma yapılmasını talep ediyoruz.

"TERÖRLE MÜCADELE KARARLILIKLA YÜRÜTÜLECEK"

Diyarbakır annelerinin evlat nöbetinde yaklaşık bin güne yaklaşıldı. Bir sonraki Anneler Günü'nde evlatlarıyla birlikte olmalarını diliyoruz.

Terör örgütlerine karşı kararlı operasyonumuzu sürdürüyoruz. 2022 yılında İçişleri Bakanlığımız 33 büyük çaplı 126 orta çaplı operasyon yürüttü. PKK, DEAŞ gibi örgütler hedef alındı. Eren-Abluka ilkbahar operasyonu sürüyor. Milli Savunma Bakanlığımız BM Sözleşmesi'nin 51. maddesinde belirtilen meşru müdafaa çerçevesinde terör örgütlerine karşı bu operasyonu sürdürüyor. Kara propagandalara gereken cevaplar veriliyor. Türkiye'nin yürüttüğü terörle mücadele dünyanın en meşru mücadelesidir ve kararlılıkla yürütülecektir.

"GÖÇ MESELESİNDE PROVOKASYONLARA ŞAHİT OLUYORUZ"

Göç meselesinde birtakım provokasyonlara şahit oluyoruz. Türkiye'nin güçlü diplomasi yürüttüğü ve turizm sezonu yaklaşırken daha kışkırtıcı yaklaşımla ele alındığını görüyoruz. Bu tarz Avrupa'da aşırı sağ ve ırkçı örgütler tarafından kullanılan bir tarzdır. Bunu Türkiye içerisinde tercüme edenlerin olduğunu görüyoruz.

Türkiye'nin göç yönetimi konusunda tecrübesi ve politikası vardır. Düzensiz göçle etkili bir şekilde mücadele edilmektedir. Bir yandan da sorunun kaynağında çözüm aranmaktadır.

Uluslararası koruma kanunlarına uygun bir biçimde hareket edilmektedir. Belli bir dönem ülkemizde kalanların uyumlu bir şekilde bu dönem içerisinde hayatını sürdürebilmeleri için uyum konusunda gerekli çalışmalar yapılmaktadır. 2021-2025 yılları arasını kapsayacak şekilde eylem planı harekete geçirilmiştir. Kaynak bölgelere dönük olarak gerçekleştirilen en son briket evlerde gördüğümüz gibi bu göçün sorunun kaynağında çözüleceği stratejiler de üretilmektedir.

Geri dönülen bölgelerin herhangi bir şekilde bu insanlar için ölüm tehdidi teşkil etmemesi lazım. Herhangi bir şekilde bu insanları ölüme terk etmek, katillere bunları teslim etmek gibi bir yaklaşım içerisinde olamayız. Vatandaşlarımızın haklı olarak bize ilettikleri asayiş sorunlarına en etkili şekilde müdahale edilmektedir.

"VATANDAŞLARIMIZ KENDİLERİ MÜDAHALE ETMESİNLER"

Bir yerde olumsuz bir şey olduğu zaman vatandaşlarımız kendileri müdahale etmesinler. Yanlış anlamalar söz konusu olabilir. Buna müdahale edecek olanlar emniyet görevlileri ve güvenlik güçlerimizdir. Vatandaşlarımızın kendi başına müdahalesinin büyük riskler yaratacağını, vatandaşlarımıza da sıkıntı vereceğini belirtmek isterim.

Birtakım propaganda yapanların söylediklerinin geçerliliği yoktur. Karşıda katiller varken otobüslere bindirip katillere teslim etmek söz konusu olmayacağına göre 'biz iktidara gelirsek göndereceğiz' demek konuyu istismar etmektedir. Kuşkusuz burada mülteci olanlar sonsuza kadar kalmayacaktır. Günü geldiğinde zaten gideceklerdir.

"GÖNÜLLÜ VE ONURLU BİR ŞEKİLDE GERİ DÖNÜŞ"

Gönüllü ve onurlu bir şekilde orada yapılan evlere bu dönüşler zaten gerçekleştiriyorlar. Vatandaşlarımız şunlardan emin olsun ki, bazı şikayetler gereken makamlara iletiliyor, gereken kontroller yapılıyor.

Başka ülkelere girişlerini gösteren videoları bilip bilmeden yayınlamamak gerekir. Birilerinin kendi bünyemizi zayıflatmak için kullandığı unsurlara dönüşüyor. Avrupa'da bunlar çok bilinen yöntemlerdir. Avrupa'da aşırı sağ ve ırkçıların kullandığı yöntemlerdir. Buralarda da bu yöntemleri kullananlar var.

Türkiye bu meselenin ortaya çıkmasında herhangi bir şekilde gönüllü olmadı. Bir siyasi parti genel başkanı 'AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Suriye'yi karıştırdı' diyor. Bunun kadar bir haksızlık olamaz. Ne zaman katliamlar başladı o zaman Cumhurbaşkanımız ve Türkiye tepki göstermeye başladı. O zamanlar Batı dünyası 'Esat rejimi savaş uçaklarını kullanırsa müdahale ederiz' dediler. Kimyasal silahlar da kullanıldı, ama müdahale edilmedi.

"VATANDAŞLARIMIZ KONUNUN TAKİP EDİLDİĞİNİ BİLSİN"

Sayın Cumhurbaşkanımız uçuşa yasak bölge ve güvenli bölge oluşturmak gerektiğini söyledi. Ama bunu da yapmadılar. O zaman sınırlarımızdan 30 kilometre derinlikli güvenli bölge oluşturabilseydi bunlar Türk topraklarının dışında kalacaktı ama herhangi bir şekilde öldürülmeyeceklerdi. Biz kendimize yakışanı yaptık. Dünyanın her yerinde göç yönetimi birtakım sorunların yönetimidir. Gündelik hayat içerisinde bir sürü tabloyla karşılaşıyorsunuz. Vatandaşlarımız emin olsun, Türkiye'nin günü geldiğinde güvenli ve onurlu bir şekilde gönderme politikası vardır.

Türkiye'nin demografik güvenliği ile ilgili iyi niyetli kaygılarını dile getiren vatandaşlarımız bu konunun takip edildiğini bilsinler. Türkiye'nin demografik güvenliğini riske atacak, bunların hepsinin şu kadar çocuğu olursa hayali ve kışkırtıcı hesapları asla doğru değildir. Türkiye niye etrafı ile ne kadar mesafeli ve soğuk diyorlardı. Soğukluk giderilmeye başlayınca da Türkiye niye bu açılımı gerçekleştiriyor gibisinden konuşuyorlar. Bu dışarıda yapılan yorumlara göre, başka ülkelerin kendilerini konumlandırmalarına göre yapılıyor.

Sayın Kılıçdaroğlu, Reyhanlı saldırısında tutup Cumhurbaşkanını suçluyor. Aylan bebekle ilgili olarak Cumhurbaşkanımıza haksız, hukuksuz, ahlakın kabul edilemeyecek şeyler söylüyor. Böyle bakıldığında geçmişteki olaylarla ilgili olarak da doğru bir yerde durmaları söz konusu olmuyor.

ERMENİSTAN İLE NORMALLEŞME SÜRECİ

Ermenistan'la olan süreci devam ediyoruz. Ermenistan içindeki bazı lobilerin bunu sabote etmek için girişimleri görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızla Azerbaycan Cumhurbaşkanı sayın Aliyev'in iradesi bölge barışıdır.

RİZE HAVAALANI AÇILIYOR

Cumartesi günü Rize Havaalanı'ının açılışı olacak. Dünyanın sayılı havaalanı olacak. Bütün vatandaşlarımızı bekliyoruz. 21 Mayıs'ta Türkiye Gençlik Şöleni Adana'da gerçekleştirilecek Bu Türkiye çapında yapılan gençlik şölenidir. Burada gençlik kollarımızın organizasyonunda sayın Cumhurbaşkanımız bu şölene katılacaklar, sanatçılarımız muhteşem bir konser verecekler.

VALİ KARARNAMESİ

Sayın Afyonkarahisar Valimizi ve diğer atanan valilerimizi tebrik ediyoruz. Başarılar diliyoruz. Şimdiye kadar görev yapmış, daha değişik görevlere geçmiş olanlara tebrik ediyoruz. Türkiye'de kadınların herhangi bir şekilde kılık kıyafetle hiç kimsenin uğraşmaması açısından Türkiye'nin ne kadar normal bir atmosfere girdiğini gösteren bir şey. Kimin başörtülü kimin başörtüsüz olduğu kimseyi ilgilendirmez. Memnuniyetle karşılanan karar. Hiç kimse hiç kimseyi, özellikle kadınları kılık, kıyafeti, düşüncesi nedeniyle yargılamamalı. Bütün kadınlarımızın geldikleri görevde başarılı olmalarını diliyoruz. Cumhurbaşkanımızın bu konudaki hassasiyeti her zaman ön plandadır.

ASGARİ ÜCRETE EK ZAM OLACAK MI?

Asgari ücret ve başka konular dar gelirli vatandaşlarımızı ekonomik olarak korumak hükümetimizin her zaman gündemindedir. Yakın zamanda düzenlemeler yapıldı.

Bir açıklama yapıldığında 'paket mi var, açıklama mı yapılacak' diye düşünülmemelidir. Ama şu bilinmelidir ki vatandaşlarımızın beklentileri bizim her zaman gündemimizdedir. Bakanlarımızın çalışmalarını yakından takip ediyoruz.

ÜMİT ÖZDAĞ'IN SIĞINMACI PROVOKASYONLARI

Sığınmacılara dönük nefret söylemi belli bir yerlerden kaynaklanmıyor. Birisi ırkçılık ötekisi sosyal demokratım dediği halde bu nefret söylemini üretiyor. Bunun arkasındaki siyasal motivasyona baktığımızda demokratik ortamı zehirleyen bir kışkırtıcılık söz konusu. Bir toplumun kendi içinde nefrete dayanan fay hatları oluşturmaya dönük olarak oluşturuluyor.

Avrupa'da Türk düşmanlığı, Müslüman düşmanlığı, göçmen düşmanlığı, yabancı düşmanlığı aynı kesimler tarafından yürütülüyor. Aynı kesimler tarafından propagandası yapılıyor. Yabancı düşmanlığı üzerinden provokatif siyasetlere zemin oluşturmaya çalışıyor. Bunun Türk siyasetine tercüme edilmeye çalışıldığını görüyoruz. Vatandaşlarımızın haklı eleştirilerini tabii ki takip ediyoruz.

Ben ülkemde sorun çıkaran, ülkemde çeşitli sorunların arkasında olan sığınmacı istemiyorum, bunu söylemem ırkçılık mıdır deniyor. Ama bunu söyledikten sonra insanları hedef gösteren, toplumda nefret ve infial oluşturmaya çalışan cümleler gelince tabii ki nefret ve ırkçılık oluyor.

Gerçekçi olmayan şeyleri söylüyorlar ve arkasında asla yapamayacakları şeyleri söylüyorlar. Yoksa hiç kimse çıkıp da benim göç politikasıyla ilgili eleştirilerim var. Sığınmacılara dönük olan üretilen hükümet politikalara şu eleştirilerim var dediği zaman onunla ilgili kimsenin ırkçı dediği yok ki?

Bunun toplumumuza çok büyük zararı olur, milli bünyemize zararı olur. Rakamları yanlış veriyorlar, gerçekleri çarpıtıyorlar. Herhangi bir yerde insanları rahatsız eden sığınmacı görüntüsü. Tabii ki güvenlik güçleri gereğini yapacak. Ama bir sığınmacının kadınlara dönük tavrını bir Türk görevlisi Suriyeli kadınlara dönük yapmıştır. Her ikisi kabul edilemez. İkisi de ahlaksızlık, gereğinin yapılması lazım.

İnsanları herhangi şekilde asayiş problemi olduğu zaman ister vatandaşımız, ister sığınmacı olsun kendi kendinize müdahale edin noktasına getirmenin bu ülkeye faydası yoktur. Hiç kimse bir olumsuzluk gördüğünde kendi müdahale etmeyecektir. Emniyet, jandarma mutlaka gereğini yapacaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.

KAFTANCIOĞLU'NA HAPİS CEZASI

Karar yayınlanır yayınlanmaz Cumhurbaşkanımızı, hükümetimizi, partimizi yargılamaya başladılar. Dosyanın içini biz de onlar da bilmiyor. Hukukçular çıksınlar görüş bildirsinler. Nerede bir yargı kararı çıksa hükümeti hedef gösterecek şekle sokuyorlar. İlk okuduğuma göre bazı davalar bozulmuş diğerleri onanmış. Buna bakmak lazım. Her konuda bizi, yargının arkasındaki irade olarak etiketliyorlar. Herkes dosyaya bakarak konuşsun. Bu hukukçuların değerlendireceği bir tartışma.

YUNANİSTAN'A AYASOFYA TEPKİSİ

Yunanlıların bizim pasaportumuzda Ayasofya Camisinin resminin olması niye ilgilendiriyor anlamış değilim. Türkiye Cumhuriyeti'nde bulunan Ayasoyfa-i Kebir Camisinin pasaporta konmasından Yunanlılara ne? Herhangi bir şekilde tepki gösterecekleri konu yok. Bu Türkiye Cumhuriyeti'nin egemenlik alanındaki bir konudur.

Editör: TE Bilisim