Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu İstanbul’daki evinin kapılarını Fanatik Gazetesi'ne açtı.

Ağaoğlu'nun röportajı şu şekilde;

Göreve ilk geldiğinizde “3 yıl verin, 4. sene bizi alkışlayacaksınız” dediniz ve yaptınız. Bu sözü verirken neyi hesapladınız ve sözünüzü tutmuş olmanın rahatlığı nasıl bir his?

Kulübü teslim aldığımızda nelerle karşılaşacağımızı bilerek geldik. Sportif, idari ve ekonomik anlamda tüm duruma hakimdik. Tüm problemlerin ortadan kalkması için gerekli süre 3-4 seneydi bana göre. Öyle de oldu. Şampiyonluğa oynayacak yapıya kavuştuk. Aslında hesapta pandemi yoktu. Bize ve tüm takımlara hem finansal hem sportif anlamda çok ivme kaybettirdi. Mesela galibiyete 800 bin Euro alıyorduk ligde, 180 bin Euro’ya düştü. 2019’da ürün satışlarını 3’e katlamıştık. Seyirci hasılatı iyi noktadaydı, ortalama 30-32 bindi. Eğer pandemi süreci olmasaydı belki bugün yaşadığımız mutluluğu daha erkene bile çekebilirdik. Olsun, nihayetinde sözümüzü tutmanın rahatlığı var. Ancak önümüzdeki 1-2 sene çok da rahat olmayacak yönetim bazında. Çünkü sadece futbol değil, tüm sektörlerin toparlanması kolay değil. Bunun farkındayız. Sözümüzü tutmanın dışında bir rahatlama asla yok.

"Milyonları mutlu etmenin sevinci adlandırılamaz, ölçülemez. Bunun karşılığı yok"

Açıklamalarınızda hep sakin ve sabırlı demeçler verdiniz ancak içten içe ‘galiba oluyoruz’ diye ne zaman söylediniz?

9. haftadan sonra (3-1 kazanılan Fenerbahçe maçı) planladığımız gibi gidiyoruz, inşallah bir aksilik olmayacak dedim. Şubat ayının 2. haftasından sonra ise bu iş tamam dedim.

Dile kolay yılların hasreti, kaçan şampiyonluklar, yitirilen hayatlar ve vuslat. Şampiyon olduğunuzdaki hisleriniz nasıldı? Bu sevinci, hayatınızdaki en mutlu olduğunuz hangi anlarla kıyaslayabilirsiniz?

Camia çok acı çekti ve bize çok acı çektirdiler. Çok hakkımız yendi. Ben inançlı bir insanım. Bu kadar insanın hakkına göz diktiğiniz yerde, Allah bunun hesabını gün gelir sorar. Ama Allah bunun hesabını soracak diye sizin bir köşede beklemeniz gerçekçi yaklaşım olmaz. İntihar edenler oldu, maça giderken hayatını kaybedenler oldu, bizi şampiyon yapmayacaklar diye Eskişehir maçından sonra kalp krizi geçiren Mustafa ağabeyimiz var. Şampiyonluktan sonra 7 mezarı ziyaret ettim, daha da edeceğim. Çok göz yaşı döktük. Acıları en derinden yaşadığımız günlerin birinde “Allah’ım bana bir gün bu takımın şampiyonluğunda pay sahibi olmayı nasip et” diye temennide bulunmuştum. Bu dileğimin gerçekleşmesinin mutluluğu anlatılamaz. Yıllardır resmi olarak kupanın havaya kalkmasını bekleyen milyonlarca insanın beklentisine, bize vermiş oldukları desteğe ve aradan seneler geçmesine rağmen içlerinde sönmeyen o Trabzonspor sevgisine karşılığını vermiş olmanın yarattığı mutluluk, evlendiğiniz gün veya çocuğunuzun doğduğu günle kıyaslamak ne kadar doğru bilmiyorum. Onlar sizi ve ailenizi ilgilendiren şeyler. Ancak milyonları mutlu etmenin sevinci adlandırılamaz, teraziye koyulamaz, ölçülemez. Bunun karşılığı yok.

"Biz Altay maçını nerede oynasak o stat taşacaktı"

Kutlamalar tüm dünyada konuşuldu... Porto taraftarları bile Trabzonspor’u örnek aldı. Kutlamaların bu denli ses getirmesini bekliyor muydunuz?

İçindeki o ateş hiç sönmeyen, çok farklı bir taraftar kitlesine sahibiz. Trabzonspor sevdalıların takıma olan bağlılıkları ve aidiyet duygularının örneği yok. Hafta sonu 2 günde, birbirine 1200 kilometre uzaklıktaki 2 ayrı şehirde 120 bin kişi stada taşıyacak yer yüzünde başka bir takım yok. Ancak 2 gün değil hata yapıyorlar. 20 saat içinde oldu bu. Cumartesi günü 20.00’de başladı kutlamalar, Pazar günü de 16.00’da maç vardı Olimpiyat’ta. Biz Altay maçını nerede oynasak o stat taşacaktı. Şanlıurfa’da da olsa, İzmir’de de olsa... Onun dışında Trabzon’da Antalya maçı sonrası 2 farklı meydanda ve sokaklarda 700 binin üzerinde insan vardı. Büyük bir coşku ve olgunlukla kutlandı. Asla aşırılık olmadı ve tüm dünyada ses getirdi. Bana söylenen, Trabzon’daki kısa video 1.5 milyarın üzerinde izlenmiş tüm dünyada. Sadece Avrupa basını değil, pek çok yurt dışındaki kulüp başkanından da tebrikler geliyor. Başka takım bunu başarsa, ben bile gıptayla hatta kıskanarak bakardım. Ki bazıları çok kıskanıyor görüyorum!

"İş işten geçmişti onlar için"

‘Biz sustukça onlar daha fazla üzerimize geldiler ve enerjilerini tükettik. Kendi işleriyle ilgilenmek yerine sürekli bizle uğraştıkları için arkaya dönüp baktıklarında iş işten geçmişti onlar için’

"Kesinlikle bu bir stratejiydi"

Sezon boyunca hakemler üzerinden veya farklı şekilde sizi başka tarafa çekmeye çalışanlar oldu. Önceden Trabzonspor yönetimleri hep misliyle karşılık vermiştir ancak siz sessiz kaldınız, bu strateji miydi?

Kesinlikle bu bir stratejiydi. Bu tür tartışmaların içerisine girdiğiniz zaman enerjinizi gereksiz yere farklı bir platformda harcıyorsunuz. Biz sustukça onlar üzerimize geldiler. Kendi takımlarıyla, kendi işleriyle ilgilenmek yerine. O enerjiyi üzerimize gelerek harcadılar. Biz onların enerjilerini bitirdik farkında değiller. Bizi tuzağın içine çekmeye çalışıyorlardı ama o tuzağa kendileri düştüler. Strateji buydu. Biz yönetim, takım, kulüp ve camia olarak kendi işimize odaklandık ve hatalarımızı düzeltmeye çalıştık. Biz sessiz kaldıkça daha fazla üzerimize geldiler ve enerjilerini tükettik. Kendi işleriyle ilgilenmek yerine sürekli bizle uğraştıkları için arkaya dönüp baktıklarında iş işten geçmişti onlar için.

Peki Trabzonspor’un koruma kalkanı var mı? Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un doğrudan sizi hedef alan açıklamaları için ne söylersiniz?

Hayır eğer bu ligde öyle şampiyon olunuyorsa, o zaman dönüp kendilerinin çok ciddi hesap vermeleri gerekiyor geçmişle alakalı başarıları için. Ben hiçbir şey demiyorum kendisine. Kulüpler Birliği konusunda da masa orada, sandalye orada. İsteyen gelir oturur.

AHMET AĞAOĞLU'NUN ENLERİ!

En heyecanlandığı maç?

Hemen her maçta çok heyecanlanıyorum ama belli etmiyorum.

En mutlu olduğu an?

Antalyaspor’la oynadığımız şampiyonluk maçı, hakemin bitiş düdüğü ve o coşku patlaması.

Şampiyonluğa en çok inandığımız maç?

Maç olarak değil de Şubat ayının ikinci haftası biz bu işi bitirdik dedim.

Şampiyonluğu en çok kim görsün isterdiniz?

Bu şampiyonluğu beklerken hayatını kaybeden tüm Trabzonsporlular görsün isterdim.

Bu sezon en üzüldüğünüz olay?

Puan kaybettiğimiz her maça çok üzülüyorum ama olay olarak Gervinho, Edgar, Peres gibi oyuncularımızın uzun süreli sakatlıkları.

Bu sezon en zorlandığınız transfer?

Cornelius ve Visca’da çok zorlandık, bonservisleriyle alakalı.

Trabzonspor dışında en beğendiğiniz oyuncu?

Ben oyuncuyu ancak Trabzonspor forması giydiği zaman beğeniyorum.

Avrupa'da en beğendiğiniz futbolcu?

Messi-Ronaldo kıyaslaması çok popülerdi. Ben Messi diyorum.

"Keşke biz ilk göreve geldiğimizde Abdullah Avcı olsaydı"

Abdullah Avcı için keşke daha önce gelseydi diyor musunuz?

2019-2020’de Türkiye Kupası’nın hemen ardından mevcut kadroyu koruyup, üzerine takviye yapma düşüncemiz vardı. Ve Abdullah Avcı bu planlamanın içerisindeydi. Ancak geçmiş dönemle alakalı UEFA’dan men cezası alınca her şey alt üst oldu. Ama aradan 8 hafta geçtikten sonra hoca göreve geldi. Keşke biz ilk göreve geldiğimizde, bu yapılanmanın içerisinde Abdullah Avcı olsaydı yani 2018-2019 sezonunda. Keşke o dönem imkanlar ve şartlar elverseydi. Ancak o dönem kulüp uçurumun kenarındaydı. 6 aydır maaşlar ödenmiyordu. Sonuç olarak istikrarın artık oturması lazım. Yönetim istikrarı demiyorum. Başkan gelsin 10 sene kalsın değil. Sportif istikrar ve idari anlamda belli bir yapı oluşmalı. Çünkü sürekli hoca değiştirmek size 1-2 yıl kaybettirir.

"Hocamızla konuşuyoruz, çok yakın zamanda olacak"

İstikrar demişken, hocanın 1 yıl kontratı kaldı. Ne zaman Abdullah Avcı ile uzatacaksınız ve kaç yıllık olacak?

Bu tür şeyler genelde yönetimlerin görev süreleriyle sınırlıdır. Hocamızla konuşuyoruz, çok yakın zamanda olacak. Abdullah hoca geldiğinden beri yönetim olarak bizim işimizi çok rahatlattı. Üzerine almış olduğu yük ve sorumluluklarla, sportif taraf için bize hiç enerji harcatmadı. Kadro uyumu, teknik konular, takımın psikolojik yönetimi, planlamalar. Düşünsenize lige başlarken önünüze transfer listesi gelse, çok sıkışık süreçte sağlıklı bir şey yapma şansınız çok az. Bir hoca düşünün ki ihtiyacı olan oyuncuların veya ayrılacakların listesini sezon bitmeden 2-3 ay önce veriyor. Sizin de yönetim olarak önünüzde ciddi zaman oluyor. Şampiyonluk sürecinde de birbirimizi karşılıklı şekilde motive ettik. Biz de hocaya verdiğimiz sözleri yerine getirmek için elimizden geleni yaptık. ‘Hoca kimi istediyse, yönetim ikiletmeden yerine getirdi’ deniyor. Taleplerinin tamamına yakın bölümünü karşıladık. Ancak hoca bizden asla karşılayamayacağımız talepte bulunmadı. Bütçeyi biliyor, ekonomik yapımızı biliyor. Kulüp içi maaş dengesinde çok hassas zaten. Bizden asla 10-15 milyon Euro bonservisi olan oyuncu talebinde bulunmadı. Sportif anlamda ekonomik direktörlük görevini de üstlenmiş bir isim Abdullah Avcı. Hatta geçtiğimiz dönem hocanın listesindeki bir oyuncuyla uzun süre pazarlık ettik. Bonservisi ve oyuncu maaşını söyledik, altına çekemiyoruz dedik. “Çok büyük para Başkanım, gereği yok. Alternatifleri var” dedi.

"Biz lige eksiksiz girdik ve fark böyle oluştu"

Spor kamuoyunda “Rakipleri çok kötü olduğu için Trabzonspor rahat şampiyon oldu” diyenler var. Onlar kötü diye mi siz şampiyon oldunuz yoksa siz iyi olduğunuz için mi onlar yarıştan erken koptu?

Onların neden yarıştan koptuğunu iyi analiz etmek lazım. Bana kalırsa bir ölçüde 2018-2019’a kadar yaşadığımız sıkıntıları bu yıllarda yaşamış olmaları büyük etken. Diğer taraftan, anlamaları lazım. Şubat-Mart ayında planlama yaptık. Her şeyimiz hazırdı, transferler 1-2 oyuncu hariç kamptaydı. Biz hazırlık maçı oynarken, hocası belli olmayan takımlar vardı. Hocanız belli değil, transfer yapıyorsunuz. Ligin ikinci, üçüncü maçı oynanıyor hâlâ anahtar oyuncuları kadronuza katamamışsınız. Rakipler zayıftı kısmına katılmıyorum. Bana göre lig zorluydu. Ama her sene kafadan favori gösterilen takımların lig başlamadan yaşadıklarını iyi analiz etmesi lazım. Biz lige eksiksiz girdik ve fark böyle oluştu.

"Alacağı tahsil ettik, iş bitti diye bir şey yok"

Şampiyonluktan sonra ‘Daha yeni başlıyoruz’ dediniz. Trabzonspor ligi domine edecek mi? Trabzonspor’un ve Abdullah Avcı’nın Türk Futbolu’ndan alacağı bitti mi?

Alacağı tahsil ettik, iş bitti diye bir şey yok. Futbolda dün yok. Her zaman yarın var. Taraftar her zaman en iyisini bekler. Gelmiş olduğunuz noktanın bir adım ötesine gitmediğiniz takdirde verilen çabaların, atılan farkların anlamı yok. Sözümüzü tuttuk ama iş bitmiyor ki. Önemli olan sürdürülebilir başarı. Şampiyon olduk diye dikkat etmezseniz, zafer sarhoşluğu ile hareket ederseniz, Allah korusun çöküntüye girerseniz ve 2-3 yıl toparlayamazsınız. Bizim öyle bir lüksümüz yok. Yük ağırlaşıyor. Arkada bıraktığınız lig şampiyonluğu başarısı var. Ancak hem hoca hem de bizim açımızdan işimiz yeni başlıyor. Hani taraftarımız söylediği, ‘O sene bu sene, bundan sonra her sene’ sözü var. Evet o sene bu seneydi. Bundan sonraki her sene de Trabzonspor o şampiyonluk yarışının içerisinde olacak”

"Ben sezon boyunca şampiyonluktan asla şüphe duymadım"

‘Ama ‘bu sene şampiyonuz’ diye konuştuğunuz zaman orada kimse kusura bakmasın, taraftara hayal satıyorsunuz. Bunu hiç yapmadık, yapmam. Sporun ruhunda bu yok, etik ve ahlak olarak yok. Rakiplerinize karşı mücadele verdiğiniz yerde onlara saygı duymak zorundasınız. Sevmek zorunda değilsiniz ama düşmanın da değil. Bu bir spor. Yarışa başlarken de, devam ederken de, bittikten sonra da saygılı olmalısınız. Biz bu saygıyı kaybetmeyeceğiz. Sezon başlarken kendi aramızda ‘şampiyon olacağız’ diye yola çıktık ama dışarıya hiç öyle konuşmadık. 20 puan öndeyken bile şampiyonluğu telaffuz etmek saygısızlık olurdu. Yoksa bunu asla kendimize güven duymadığımız için söylememezlik yapmadık. Ben sezon boyunca şampiyonluktan asla şüphe duymadım.

"Bu ateş hiç sönmeyecek"

Bu tarihi başarıyı nasıl özetlersiniz ve sonrası için neler söylersiniz?

Bir limandan kalkıp bir limana gideceksiniz. Geminize güveniyorsunuz, geminin kaptanına, çarkçı başına, mürettebatınıza güveniyorsunuz. Hava şartları ne olursa olsun bu gemi o limana gidiyor diyorsunuz. Daha gidilecek çok liman var. Yapılacak çok iş var. Trabzonspor taraftarının beklentisi her zaman yüksektir. Sürdürülebilir başarı sözümüz vardı. Bunu art arda gelen şampiyonluklar olarak algılamasın kimse. Olmanız için önce şampiyonluk için mücadele etmeniz lazım, orada olmanız lazım. Trabzonspor artık hep o mücadelenin içinde olacak. Bu ateş hiç sönmeyecek.

"Yıldız oyuncu konusunda Hamsik farklı figürdü"

Şampiyonlar Ligi var, Hamsik gibi başka yıldız transferleri de beklesin mi Trabzonspor taraftarları?

Kalkar Devler Ligi var diye ona göre kadro yapalım, yıldızları da getirelim derseniz. Finansal olarak ciddi olumsuzluğun içine girersiniz. Şampiyonlar Ligi’nde Play-Off oynayacağız mevcut durumda. İnşallah oradan gruplara gideriz. Eğer olmazsa Avrupa Ligi’nde gruplara gidiyorsunuz. Yani kafadan 2 ayrı ligde mücadele edeceksiniz. 2 ayrı kulvarı kaldıracak bir kadronuz olmalı. Yıldız oyuncu konusunda Hamsik farklı figürdü. O ayarda ve o maliyette her zaman karşılaşamayabilirsiniz. Karakterinden, performansından ve profesyonelliğinden emin olarak biz Hamsik’i transfer ettik.

"Direkt 5 milyon Euro verecek durumda değiliz"

Devler Ligi oynayacağınız için bütçe artacak mı? Maliyet açısından düşünceniz nedir?

Fazla bir artış söz konusu değil. Gidecekler var çünkü, gelecekler olacak. Benim tahminim kadro maliyeti yüzde 15-20 oranında artar. Şu anda 27 milyon Euro. Yani 35 milyon Euro’ları bulmaz. Bonservis konusunda da rakamları 4-5 seneye bölerek ancak alabiliriz. Cornelius transferinde olduğu gibi. 5 milyon Euro’ya aldık ama yıllara böldük. Direkt 5 milyon Euro verecek durumda değiliz.


KAYNAK: FANATİK

Editör: TE Bilisim