Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Rusya-Ukrayna Savaşıyla birçok Avrupa ülkesini saran doğal gaz yokluğu sıkıntısına karşı Türkiye’nin hazırlıklı olduğuna değindi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez, katıldığı Haber Global’de Türkiye’nin doğalgaz rezervlerine ilişkin bilgi paylaştı.

İşte Bakan Dönmez'in açıklamalarından satır başları:

TÜRKİYE KIŞI SICAK GEÇİRİR Mİ?

“Önce malın bulunabilirliği çok önemli. Olmayan mal, en pahalı mal. Bizim ana tedarikçilerimiz Rusya, Azerbaycan, İran. Yeni dönemde biten kontratları yeniliyoruz. Arz güvenliğimizi sağlama almaya çalışıyoruz. Avrupa da fiyattan çok gaza erişimi öncelik almış durumda. Bizim Tuz Gölü'nde depomuz var, tamamını doldurduk. Silivri'deki depomuzun da yüzde 82'si dolu, inşallah yıl sonuna kadar tamamı dolacak. 6 milyar metreküplük doğalgazımız var. Tedarikçiler sevkiyat programlarına uyduğu müddetçe inşallah böyle bir sorunumuz olmayacak. Kışın yine hap piyasalarda doğalgaz toptan satış fiyatlarının artacağı yönünde öngörüleri var. Geçen sene de aslında benzer fiyat artışlarıyla karşılaştık ama hazinemizden karşıladık. Mesela aylık 2000 lira ödemeniz gerekiyorsa faturada, 1500 lirasını devlet ödüyor 500 lirasını siz ödüyorsunuz. 

KARADENİZ GAZI

Biliyorsunuz 2018 Ağustos'ta ilk keşfimizi açıklamıştık. O yıl dünya tarihinde deniz denizlerdeki en büyük keşif olarak kayıtlara geçti. Keşifle birlikte çalışmaları süratle başlattık. Çalışan sayısı da hem karada hem denizde 6 bini geçti. Bayramda derin deniz işlerini yapacak gemi de geldi. Boru serim işlemleri bu yıl içerisinde tamamlanmış olacak. Çıkan gazı rafine etmemiz lazım, onlar devam ediyor. Botaş'ın yapması gereken çalışmalar var, devam ediyor. İnşallah önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde Karadeniz'deki gazı ulusal sisteme basmaya başlayacağız. 4 yıl sonra hanelerin hepsine doğalgazı ulaştıracağız. Önceliğimiz Karadeniz gazı. Türkiye kendi yetki alanlarında bugüne kadar kararlı duruşunu hep sergiledi. Karadeniz'e ilk sondaj gemimizi çektiğimizde keşif olacağını bilmiyorduk. Elbette öngörüler vardı.

SONDAJ ÇALIŞMALARI

Filomuza 4. bir kardeş daha geldi Abdülhamid Han sondaj gemisi. Onu da 9 Ağustos'ta Akdeniz'e uğurlayacağız. Bizim kendi deniz yetki alanlarımız içinde olacak. Bu gemi 7. nesil. Hiç kullanılmamış bir gemi, ilk defa biz kullanacağız. Doğu Akdeniz'de 2 ve 3 boyutlu epey bir sondaj yaptık. Potansiyeli en yüksek alanlar şu anda değerlendiriliyor. 1-2 hafta içerisinde onlardan birine karar verilecek. İlk başladığımızda bu işi biz de yeni yeni öğrenmeye başlamıştık. Yabancı uzmanlardan destek alıyorduk. Şu anda gemilerimizde çalışanların 3'te 2'si neredeyse yerli. Bu gemiler tek başına bir şey ifade etmiyor. Aslında çoğu kere yerinde sabit durmak üzere tasarlanıyor. Zaman zaman yabancı firmalardan destek aldığımız da söz konusu. Ancak pek çok ülkeye ve şirkete göre yerli kaynak ve yerli tedarikçi kullanma oranımız da çok yüksek. 

Biz ağırlıklı olarak bu gemileri Güney Kore'den aldık, bir kısmını da Norveç'ten. 

Doğu Akdeniz'de bizden önce keşif yapan iki ülke var, İsrail ve Mısır. Keşif yapmak yeterli değil. İsrail komşu birçok ülkeyle sorunlu. Mısır'la son dönemde iyi ilişkiler geliştirdiler. İsrail kendi çıkardığı gazı Mısır üzerinde pazarlara gönderebiliyor ama büyük bir oran değil. Doğu Akdeniz'de bu keşiflerin yapılması herkes için bir umut oldu. En kısa, en ekonomik rota aslında Türkiye görünüyor. Türkiye'yi oyun dışında bırakma gayreti neticesinde İsrail ve Mısır gazını Avrupa'ya uzanacak bir projelendirme yaptılar. O gazın Türkiye'ye gelmesi için gereken mesafe 500 km. Diğer taraf için en az 2-3 katı. Tarafların karşılıklı iyi niyetlerini ortaya koymaları gerekiyor. 

TANAP İÇİN KİLİT ÜLKE TÜRKİYE Mİ?

Tanap boru hattı kapasitesi olarak 2 katına çıkarılabilecek imkan ve kabiliyete sahip bir proje. Ama bazı yatırımlara ihtiyaç olacak boru hattı bazında. Kaynağın geliştirilmesi gerekiyor. Bir miktar süreye ihtiyaç var. Bundan sonra imkanlar elverirse bu konuda hep katkı sağlarız. 

KÜRESEL ENERJİ KRİZİ

Önce yerli ve yenilenebilir kaynaklar diyoruz. Jeotermal enerjide dünyada 4. sıradayız. Güneş'te ciddi bir potansiyelimiz var. Yenilenebilir kaynakların şöyle bir handikabı var, iklim şartlarına bağlılar. Geçtiğimiz yıl kurak bir sezon geçirdik ve bedelini ağır ödedik. Mecburen ithal kaynaklar kullandık, daha fazla gaz tüketmiş olduk. Arz güvenliği açısından bakınca yenilenebilir kaynakları ilk sıraya yazarız. Arkasından yerli kömür. Düne kadar kömür olmasın diyen Avrupa, baktı ki sürdürülebilir o kadar sürdürülebilir değil. Art niyetli bazı şahısların çevreci bazı hareketler adı altında bu tür kömür projelerine karşı duruşları yatırımcıyı ürkütüyor. Bu da aslında yerli kömür konusunda caydırıcı bir unsur oldu. 

NÜKLEER ENERJİ

Maalesef Türkiye'de belli kesimler Türkiye'nin gelişimine katkı sağlayacak mega projelere karşı duruyor. Bugünkü dünyada yenilenebilir enerjiyle tüm ihtiyaçlarınızı karşılayamayacağınıza göre önünüzde başka bir seçenek yok. Rüzgarla, Güneş ile, suyla enerji üretmek yeterli değil. Bizim kaynaktan bağımsız düzenli seviyede elektrik üreten santrallere ihtiyacımız var demektir bu. Nükleer teknoloji gibi. Bizim bu santrallere ihtiyacımız var. Belki devamını da getirmemiz lazım, sadece Akkuyu değil. Bu teknolojileri sağlayan ülke de çok yok dünyada. Bugün yeni santral kurmaya gitseniz 4-5 ülkeyle görüşmek zorundasınız. Bu büyük projeler için belli garantiler vermeden kolay kolay yatırımcı bulamazsınız. Avrupa düne kadar serbest piyasa mantığıyla yenilenebilirleri destekleyeceğim dedi. Hem İngiltere, hem Fransa tekrardan gündemlerine alıyor ve bu teknolojiye sarılıyorlar. Şu anda alanındaki dünyanın en büyük şantiyesi Akkuyu. Arı kovanı gibi 25 bin kadar kişi çalışıyor. Projenin büyüklüğüne baktığımızda neredeyse yatırımın yüzde 25 kısmının tedarik süreci Türkiye'den sağlanıyor. Biz bu sürece 50 yıl önce başlamış olsaydık belki bugün teknoloji sağlayıcı olabilirdik. Bundan sonraki projelerde yerlilik oranı çok daha fazla olacak.

NADİR TOPRAK ELEMENTLERİ KEŞFİ

Bunlar yaklaşık 17 adet. Eskişehir'de 694 milyon tonluk nadir toprak elementi rezervi bulduk. Havacılık ve uzay sektöründe, elektrikli otomobillerde kullanılan, az miktarda ama olmazsa olmaz ürünlerden bahsediyoruz. Alternatifi olmayan ürünler bunlar. Dünyada çok az yerde bulunduğu için stratejik yerler. Çin'den sonra 2. yer burası. Son derece kritik bir keşiftir. Bu yıl içinde ilk pilot tesisimizi hayata geçireceğiz. Düşük miktarlarda bir pilot tesis yaptıktan sonra daha büyük bir tesise geçiş yapacağız. Madencilik sektörü, katma değeri en yüksek sektörlerden birisi. Stratejimiz katma değerin Türkiye'de kalması yönünde. Özel sektörü de bu anlamda teşvik ediyoruz. 

TÜRKİYE'DE PETROL VAR MI?

Ekonomik olmayan rezervler kapatılmış. Bir şekilde sahaya girmiş sondajını yapmış daha derine gitmiş aslında daha sığdaki rezervi pas geçmiş. Çukurova'da bir keşfimiz oldu. Bir girişimci petrolü sığda ıskalayıp gitmiş. Burada ihmal mi var, kasıt mı var... Petrol jeologları şöyle değerlendiriyor, Türkiye deprem ülkesi, oluşan petrol kaynakları kırıklı yapıdan dolayı ya küçük kalmış, ya derine kaçmış, ya da ekonomik olmaktan çıkartmış. Buna kısmen katılabiliriz. Fakat ülkenin tamamı taranmış mı? Maalesef öyle bir veri de yok. Şimdi Adana-İskenderun civarında yoğunlaşıyoruz. Muhakkak aramak lazım. Belki arayacağız bulamayacağız ama bıkmadan usanmadan devam etmemiz gerekiyor. Son yılarda petrol üretimimiz yükseldi. Toplam tüketimimizin maalesef yüzde 8'i civarı ama 85 milyonluk bir ülkeyiz ve petrol ihtiyacımız fazla. 

EPİAŞ kurulalı 7-8 yıl oldu İlk günler gibi değil, sürekli kendini geliştiriyor. Elektrik piyasaları daha erken liberalleşiyor. Doğalgaz tarafında Botaş'ın payı yüzde 80. Orada serbestleşme hızı elektriğe göre bir miktar geriden takip ediyor.”

Editör: TE Bilisim