Deliksiz bir gece uykusu fiziksel ve bilişsel sağlığımız için son derece önemli. Fakat, uykunun en güzel yerinde aniden başlayan tuvalet ihtiyacı kaliteli uyku döngüsünün bozulmasına yol açıyor Geceleri sıklıkla tuvalete gitmek kişi için riskler barındırabilir. Peki, bu durum sağlık açısından nasıl tehlikeleri işaret ediyor? Detaylar haberimizde... Deliksiz bir gece uykusu fiziksel ve bilişsel sağlığımız için son derece önemli. Fakat, uykunun en güzel yerinde aniden başlayan tuvalet ihtiyacı kaliteli uyku döngüsünün bozulmasına yol açıyor.

Kaliteli bir uyku için özellikle aşırı kafeinli içeceklerden ve alkol tüketiminden uzak durulması gerektiğini ifade eden uzmanalar, gün içindeki beslenme alışkanlıklarının da uyku problemlerini tetiklediğinin altını çiziyor.

Uykunun neresinden bakılırsa bakılsın çok önemli bir olgu olduğunu vurgulayan Psikolog-Uyku Eğitmeni Tuğçe Yılmaz, "Beynimiz uyku esnasında kendisinde meydana gelen hasarları onarır, çeşitli hormonları salgılayarak düzgün bir şekilde vücudumuzun işlemesine katkı sağlar. Uyku esnasında merkezi sinir sistemi yenilenir, sindirim sistemi düzenlenir, vücudun yağ tutması engellenir, kemik ve kaslar güçlenir, beyin dinlendiği için konsantrasyon ve odaklanma becerileri artar, dolaşım sistemi desteklenir, cilt yenilenir ve canlanır. Kısaca vücut kendini toparlar ve kişiyi yeni bir güne hazırlar.Bu yüzden uyku çok önemli bir yaşamsal faaliyet ve uykusuz başlanan bir gün stresli, yorgun ve mutsuz geçer" ifadelerini kullandı.

Bu bağlamda horlayan bir partner kimi zaman can sıkıcı olsa da, en az onun kadar sorun yaratan bir diğer ciddi problem ise “Noktüri” adı verilen rahatsızlık. Şüphesiz, gece uykusundan nadiren uyanıp tuvalete kalkmak gayet olağan bir durum. Ancak her gece olması birden çok tuvalete kalkmak ciddi rahatsızlıkların belirtisi olarak görülüyor.

VÜCUDUN SAVUNMA MEKANİZMASI MI?

Noktüri olarak da bilinen sorun her yaşta kadın ve erkeği etkileyebiliyor. Cleveland Clinic ve Case Western Reserve Üniversitesi Tıp Fakültesi üroloji bölümü öğretim üyelerinden olan Yrd. Doç. Petar Bajic, bu sorunu her yönüyle ele almak gerektiğini ifade etti.

Örneğin, uyku esnasında nefes almayı güçleştiren uyku apnesinin oksijen seviyesinin düşmesine neden olduğu, bunun kan dolaşımını önemli ölçüde etkilediği ve vücudun aşırı sıvı yüklenmesi sinyali alarak, sodyum ve sudan kurtulması için harekete geçtiği belirtiliyor.

Güneri, "Aşırı sıvı alımı, idrar yolu enfeksiyonları, kalp yetmezliği, Prostat büyümesi, nörolojik hastalıklar, hormonal sorunlar, nefrolojik hastalıklar ve mesaneye ait çalışma düzeni problemlerinde noktürinin karşımıza çıkabileceğini" söyledi.

BİRDEN FAZLA İDRARA SIKIŞARAK UYANILIRSA NOKTÜRİDEN BAHSEDİLEBİLİR

Bajic, noktüri şikayetiyle gelen hastaların ilk önce Uyku Apnesi sorunu yaşayıp yaşamadıklarını tespit ettiklerini söyledi. Üroloji profesörü, uyku apnesi tedavisinde uygulanan, CPAP adı verilen oksijen tedavisinin ardından hastalardaki yüksek tansiyonun kontrol altına alındığına ve bununla paralel olarak gece tuvalete kalkma oranlarının hızla azaldığına işaret etti.

Uzmanlar bununla birlikte, diyabet, hipertansiyon ve böbrek rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılan bazı ilaçların da noktüriyi tetiklediğini ileri sürüyor.

Normal şartlarda sağlıklı bir bireyin 7-8 saat kesintisiz uyuması gerektiğini söyleyen Güneri, "Ancak bazı insanlar alışkanlık olarak geceleri bir kez idrara kalkabilirler. Birden fazla kere idrara sıkışarak uyanma durumunda noktüriden bahsedebiliriz" dedi.

GÜNDE 7-8 DEFA NORMAL KABUL EDİLİR

'Peki aynı durum gündüz yaşandığında ne olur?' sorusunu yönelttiğimiz Güneri, gündüz sık idrara çıkma durumuna da pollaküri denildiğini söyleyerek, "Pollakürinin de pek çok nedeni olabilir. Sağlıklı bir insanın günde 7-8 defaya kadar idrara çıkması normal kabul edilir. Bunun üzerindeki sıklıklara pollaküri adını veriyoruz. Nedenleri arasında, fazla sıvı alımı gibi masum şeyler varken, çok ciddi kanser hastalıkları ya da böbrek hastalıklarının da işaretçisi olabilir. Bu nedenle noktüri de olduğu gibi pollaküri durumlarında da bütünsel bir tıbbi yaklaşım gerekir" açıklamalarında bulundu.

SEBEBİNİ DOKTORA DANIŞMADAN BULMAK İMKANSIZ

Gece sık idrara çıkmanın pek çok nedeni olabileceği için en kesin kararı bir uzmanın verebileceğini belirten Güneri, "Mesela kalp yetmezliği olan bir yaşlı erkek, bacaklarındaki fazla ödemin yattığı zaman dolaşıma geçmesiyle fazla bir sıvı yükü ile karşılaşabileceği gibi, aynı hastada mevcut prostat büyümesine bağlı mesaneyi tam boşaltamama durumu da üst üste binmiş halde bulunabilir. Bu nedenle ileri yaş hastalarda noktüri nedenini bulmak doktor yardımı olmadan imkânsızdır. Buna karşın genç hastalarda yeni başlayan sık idrar çıkma ve yanma şikayetleri enfeksiyon belirtisi olabilir. Eşlik eden ağız kuruluğu ve çok su içme hali, bir şeker hastalığının da işaretçisi olabilir" ifadelerini kullandı.

AKŞAM YEMEĞİNDEN SONRA SIVI TÜKETİMİNE DİKKAT!

Bu rahatsızlığın tedavisinde çeşitli yöntemler bulunuyor. Tedavide kişi için en uygun yöntem seçilmesi ise oldukça önemli. İlaç tedavisinin yanı sıra, çeşitli önleyici tedbirlerle de bu sorunun üstesinden gelinebiliyor.

Sıvı tüketiminin yanı sıra, gece boyunca mesaneyi rahatsız eden ve tuvalete kalkma isteği uyandıran içeceklerin başında tüm çay çeşitleri geliyor. Bununla birlikte yapılan çalışmalarda, içeceklere eklenen yapay tatlandırıcıların da idrar yapma isteğine neden olan mesanedeki kas kasılmasını arttırdığı tespit edildi.

Güneri, "Tamamen sağlıklı insanlarda kimi zaman çok fazla tüketilen çay, kahve, kola gibi asitli içecekler, alkol alımı gibi durumlarda da noktüri görülebilir" dedi ve devam etti:

TEDAVİSİ MÜMKÜN MÜ?

Noktürinin tedavisi sebebe yönelik yapıldığını ifade eden Güneri, "Prostat büyümesi, mesane çıkımı darlığı gibi tıkayıcı durumların medikal ve cerrahi tedavileri üroloji uzmanınca yapılır. Mesane enfeksiyonu, mesanenin nörojenik bozuklukları varsa yine üroloji uzmanı tarafından tedavi edilmelidir. Şeker hastalığı gibi durumlarda endokrinoloji uzmanı, kalp ve dolaşım yetmezliği durumlarında kardiyologlar ile tedavi sürdürülmelidir. Nedenler teker teker ortadan kalktığında noktüri sorunu da çözülmüş olur. Bu bakımdan bütünsel bir tıbbi yaklaşımda bulunulması şart" açıklamalarında bulundu.

Editör: TE Bilisim