Muhammed Şimşek - ÖZEL HABER  Yunanistan Genelkurmay Başkanı Konstantinos Floros, ziyaret ettiği Sakız Adası'nda silahlı askerlerle çektirdiği fotoğrafları Twitter'da paylaşmasıyla alay konusu oldu. Adalar Denizi'ndeki şımarıklıklarını inatla sürdüren Yunanistan'ın eli silahlı askerlerinin ordunun sözümona en tepe isminin yanında verdiği görüntüyü Güvenlik ve Terör Uzmanı ve aynı zamanda Emekli İstihbarat Albay Coşkun Başbuğ Diriliş Postası'na değerlendirdi. Yunan komutanın, Lozan Antlaşması gereğince gayri askeri statüde bulunan ancak buna rağmen yasadışı bir şekilde silahlandırılan adaları ziyaretini de değerlendiren Başbuğ, “Batılı efendilerinin bölgedeki piyonluğu görevini yürütüyorlar.” dedi.

“ORDU DENMEZ KURU KALABALIK”

Güvenlik ve Terör Uzmanı Coşkun Başbuğ, ilk olarak Genelkurmay Başkanı Floros’un sosyal medyadan paylaştığı fotoğrafları değerlendirerek şunları söyledi; “Şimdi oraya ordu denmez. O, kuru kalabalık. Çünkü ordu apayrı bir şey. Orada gördüğün çeşitli görev almış bir insan topluluğu gibi söylenebilir. Çünkü bir Genelkurmay Başkanı dediğin en üst mertebede. Ve Türkiye’de daha doğrusu Türk ordusunda bu tür olaylarda inanılmaz bir disiplin ve saygı vardır. Zaten orada da ordu kendini duruşuyla, tavrıyla, hareketleriyle belli eder. Şimdi Genelkurmay Başkanı’nın adaya yaptığı ziyarette yanındakilere bakıyorsun aşçısından işte rütbeli subay, astsubayına kadar herkes var; ama herkesin de duruş şekli farklı. Kimi sözde esas duruşta, kimisi rahatta, kimisi sıradan bir kişiymiş gibi bir görüntü içerisin[1]de. Bu görüntü aslında savaşacağın ordunun da aynı zamanda gücünü gösteren bir detay.”

‘ÇÖZÜLMELERİ DAKİKALAR SÜRER’

“Ben zaten Yunanistan ordusunu hep bir çapulcu sürüsüne benzetmişimdir.” diyen Başbuğ sözlerini şöyle sürdürdü; “Her ne kadar kendini farklı göstermek istese de her zaman Mehmetçik’le bunları kıyaslamak söz konusu bile değil. Çünkü 200 yıl tarihi olan bir ordu diye adlandırdığımız yapı ve bu yapının tarihinde şu ana kadar bir tane başarı yok. Tam tersi mağlubiyet üstüne mağlubiyet almış, sırtı minderden kalkmamış bir kişiliği, bir yapıyı konuşuyoruz. Burada da görünen manzara bana göre zaten bunun delili, belgesi. Dolayısıyla burada ‘Yunanistan neyine güveniyor hep?’ diye sorguluyoruz. Bunu biz boşuna yapmıyoruz. Allah korusun herhangi bir çatışma esnasında bunların Mehmetçik karşısında çözülmesi dakikalar sürer. Bu resimle bizim benzer bir törende çekilen görüntüyü, resmi karşılaştıran, zaten bu aradaki farkın ne olduğunu çok rahat anlar. Bizim niye böyle konuştuğumuzu çok rahat çözer.”

YUNANİSTAN NEYİNE GÜVENİYOR?

Coşkun Başbuğ, hâl böyleyken Yunanistan’ın Batı’nın arkasında durduğu küresel terörizmin maşalığına soyunduğunu vurgulayarak şu tespitlerde bulundu; “Yunanistan ona destek veren, onu güden, mayın tarlasına süren sahibine güveniyor. Yunanistan’ın bu sahibi de bir kişi değil maalesef. 7 kocalı Hürmüz gibi Fransa’sı var, İngiltere’si var, Almanya’sı var, Amerika’sı var. Dolayısıyla bu yapının esas arka planında kullananı bol. Zaten bu, tarihte hep böyle olmuş. Yani Yunanistan hiçbir zaman tek bir merkezin güdümüne girmemiş. Yunanistan bugün baktığın takdirde sürekli olarak birileri tarafından sahaya sürülmüş, kullanılan bir piyon takımı rolünde. Hâlen de rol genlerine işlemiş, yürüyor, devam ediyor. Dolayısıyla Yunanistan’ın tek güvendiği ABD’nin, Fransa’nın, Avrupa’nın onu yalnız bırakmayacağı ve onların arkasında duracağı yönünde. Ama ortada bir 1919 örneği var. Kurutuluş Savaşı. Orada da bir Ukrayna örneği var. Orada da bizim ikazlarımız var. ‘Gittiğin yol, yol değil. Seni satarlar, ortada bırakırlar’ diye. Fakat maalesef Yunanistan’da bunu ısrarla görmeyen, görmek istemeyen bir siyasi anlayış var. Sahadaki tezahür bu.”

TÜRKİYE’NİN ELİ ÇOK GÜÇLÜ’

Güvenlik Uzmanı Başbuğ, uluslararası hukuk işlediği takdirde Türkiye’nin elinin çok güçlü olduğuna vurgu yaparak Yunanistan’ın minderden kaçtığına işaret etti. Başbuğ sözlerine şunları ekledi; “Tabii uluslararası anlaşmalar, statü, işletildiği takdirde. İşlemezse güç kazanır ki oraya doğru gidiyor süreç. Ve Türkiye’nin bu konuda eli o anlamda da çok güçlü. Hukuken zaten karşı izah edebileceğin bir şey yok. Biz hep masaya çağırdığımız hâlde kaçması bu yüzden. Diğer devletler bu durumda ne yapıyor? Onlarda Yunanistan’la birlikte ile iş tutup seni o süreçte görmezden geliyor. Bu durumda geriye ne kalıyor? Güç uygulamak. Güç kullandığı bir süreç başlatmak. O da var bizde ama şu ana kadar dayandık. Bu gücü kullanmak istemiyoruz. Fakat darda ve zorda kalırsak da bunu uygulamaktan çekinmeyiz. Böyle bir durumda da Yunanistan’ın tutunma şansı asla yok. Onu da herkes bilsin.

"GEREKİRSE S-400'LERİ SALARIZ"

BAŞBUĞ, Türkiye'nin kendisine yönelecek bir tehdit karşısında S-400 savunma silahını elbette kullanabileceğini ifade ederken şunun da altını çizdi; "Türkiye’ye saldırıyı kim göze alacak veya bunu nereye Kadar göze alacak? Dolayısıyla eğer o raddeye gelirse elbette kullanırız ama ben zaten işi o raddeye getirecek ne cesaret görüyorum Yunanistan’da ne de uygulama görüyorum şu ana kadar. Sadece lafta.”

Editör: TE Bilisim