Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle; Eserleri ve mücadelesiyle nesillerin ruhunu beslediği için rabbim ondan razı olsun. Son zamanlarda dik duruş sergilemek her babayiğidin harcı değildir. Siz bugün tatlı su mücahitliğine soyunanlara, rüzgarı başka yerden alarak esip savuranlara bakmayın. Bunların hiçbiri zalim karşısında konuşamaz, zulüm karşısında direnemez. Üstat işte bunu başarmış bir şahsiyet olduğu için milletimizin gönlünde bu derece güçlü yer etmiştir. Milletler, dirayetli liderler ve üretken ilim, kültür, sanat insanlarına sahip oldukça yükselir. Bunları kaybettikçe de geriler.

Her hadise bize milletimizin istiklali ve istikbali uğruna neler yapabileceğini tekrar tekrar göstermiştir. Daha asırlar boyunca da üstadın ateşini yaktığı meşalenin ışığı yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir.  Birileri yaydıkları karamsarlık havasıyla ülkemizin üzerini tekrar emperyalist emellere hizmet eden kül katmanıyla örtmek isteseler de başaramayacaklar.

Necip Fazıl ödüllerinin bir Türkiye klasiğine dönüşmesinde emeği geçenlere şükranlarımı sunuyorum. Jüride yer alan kıymetli hocalarımız farklı dallarda 7 kıymetli ismi belirledir. Bu törende her yıl verdiğimiz ilk eser ödülleriyle genç kardeşlerimizi cesaretlendiyor, teşvik ediyoruz.

Kıymetli dostlar, üstat edebiyatın her sahasında verdiği eserlerle siyasi ve tarihi konulara dair yazdıklarıyla yaşadığı dönemin gündemini belirlemiş bir isimdir. Üstadın kendi şahsına munasır tarzı vardı. Hepsinden öte ondaki yürek, ondaki cesaret... Üstat yılmadı, hakimler kendisine artık bıktık senden dediklerinde siz hancı ben de bu davada yolcu oldukça ben bu hana daha çok uğrarım diyerek cevaplamıştır. Ondan aldığımız ilhamla bu yolda devam ediyoruz, devam edeceğiz. Muasırı olduğu yazarlarla kıyaslandığında onun okurlarıyla kurduğu bağ çok farklıydı.

Kadim hazine kelimemizi kullanmakta ısrar ediyordu. Türkçenin tabii akışından koparılarak kılıktan kılığa sokulmaya çalışıldığını gayet iyi biliyordu. Türkçemizi güya yabancı kelimelerden arındırma bahanesiyle asırlardır benliğimize şekiller veren nice kavram lisanımızdan sökülüp atılmaya çalışılıyordu. Asıl gaye, devletimizim müesselerine ve milletimizin gönlüne kazınan ecdanın izini silmektir. Üstat tarihi hakikatleri dile getirme husundaki tavizsiz tutumunu Türkçenin savunuculuğunu yaparken sergilemiştir. Büyük Doğu'nun yayınının defalarca durdurulması onu yolundan döndürmeye yetmemiştir.

Bir şey var Büyük Türkiye hayali. Bugün Türkiye Yüzyılı diyerek milletimizin önüne yeni bir vizyon koyarak üstadın hayalini hayata geçiriyoruz. Ayasofya bir gün açılacak derken hep bunu ifade etmiştir. Rabbime hamdolsun onun o ideali, onun o hedefi gerçekleştiği gibi onu icra bize nasip oldu. Vefatının üzerinden 39 yıl geçmiş olmasına rağmen hala bizleri aynı heyecanla aynı azimle aynı kararlılıkla bir araya getiren üstadımızı rahmetle yad ediyoruz.

Editör: TE Bilisim